Vatan Partisi Zonguldak Başkanı Av. Gökhan Yılmaz şu görüşlere yer verdi;
Türkiye Cumhurbaşkanı’nı resmî raporla diktatör ilan eden ABD, şimdi O’na sözümona “meşruiyet verdiğini’ söylemektedir. Bu gibi durumlar için söylenen, “Tevil, zırva götürmez” sözü aynen geçerlidir.
Barrack’ın dün “meşruiyet” sözcüğünü “saygı” anlamında kullandığı yolundaki açıklaması, haddini bilmezliği devam ettirmektedir.
Bir kez Cumhurbaşkanımıza “meşruiyet” verdiğini söyleyen, Barrack değil, Trump’tır. Düzeltme yapılacaksa, Trump’ın yapması gerekir.
İkincisi ABD Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’na “saygınlık” da veremez. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın saygınlığı, ABD kaynaklı olamaz.
Üçüncüsü, ABD Başkanı Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı’na “meşruiyet verdiğini” söylerken, önce Türkiye’nin “otokratik” bir rejimle yönetildiğini belirtiyor. Dolayısıyla burada verildiği söylenen paye, saygınlık değil, “meşruiyet”tir.
ABD Derin Devleti Rand Corporation’ın 2020 yılı Ocak ayında hazırladığı 276 sayfalık “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası” başlıklı rapor, Tayyip Erdoğan’ın diktatör olduğunu, gayri meşru olduğunu, bu nedenle devrilmesi gerektiğini anlatıyordu (Rapor için bkz. Doğu Perinçek, ABD Yol Ayrımında, 3. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, Eylül 2021, s.137 vd). Darbe girişimleri ve Tayyip Erdoğan’ı parlamenter yoldan devirme girişimleri bu gerekçeyle tezgâhlandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı’nı resmî raporla diktatör ilan eden ABD, şimdi O’na sözümona “meşruiyet verdiğini’ söylemektedir. Bu gibi durumlar için söylenen, “Tevil, zırva götürmez” sözü aynen geçerlidir.
CUMHURBAŞKANIMIZIN ONURU
BÜTÜN MİLLETİMİZİN ONURUDUR
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın onuru, bütün milletimizin onurudur, hepimizin onurudur.
Bu terbiye dışı davranışlar görmezden gelinemez!
Bu hakaretler karşısında sessiz kalınamaz!
Küstahlığın ve haddini bilmezliğin üstünü örtme gayretleri, binlerce yıllık devlet geleneğimize yabancı tavırlardır.
Milletimizi ve kendimizi kandırmaya yönelik yorumlar, dalkavukluğun ötesinde haysiyet kırıcıdır.
TRUMP’IN BU HADDİNİ BİLMEZLİĞİNİ
ŞİDDETLE PROTESTO EDİYORUZ
Milletimiz, Tayyip Erdoğan Hükümetinden bu ağır hakarete gereken yanıtı vermesini bekliyor.
Biz Vatan Partisi, Türk milleti adına ve Türk Devletinin tarihten gelen şerefini temsil ederek, Trump’ın bu küstahlığını, bu haddini bilmezliğini şiddetle protesto ediyoruz.
HADDİNİ BİLMEZLİĞE SESSİZ KALANLAR
MİLLİ İRADEYİ DEĞİL
GAYRİ MİLLİ BOYUN EĞİŞİ TEMSİL EDERLER
Türkiye Cumhurbaşkanı, “meşruiyetini” ABD Başkanından değil, Türk milletinden alır.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ve Cumhurbaşkanının biricik meşruluk kaynağı, Türk milletidir.
Türkiye, millî egemenliğini Mustafa Kemal Paşa önderliğinde İstiklâl Savaşıyla kazınmıştır. Egemenlik, kayıtsız şartsız Türk Milletine aittir ve ABD ile paylaşılamaz.
Millî irade gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerini ve kurumlarını savunmak, lafla olmaz. Sessiz kalanlar, millî iradeyi değil, gayri millî boyun eğmeyi temsil ederler.
DEVLETİMİZ ABD DEVLETİNE NOTA VEREREK
TRUMP’IN KÜSTAHLIĞINI ŞİDDETLE KINAMALIDIR
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ABD Devletine derhal Nota vererek Trump’ın bu haddini bilmezliğini şiddetle kınamalıdır.
ABD’NİN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ TOM BARRACAK
İSTENMEYEN ADAM İLAN EDİLEREK
SINIR DIŞINA YOLLANMALIDIR
Trump’ın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a “meşruiyet verdiği” biçimindeki küstahlığını dünya kamuoyuna açıklayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack, bu terbiyesizliği ve saygısızlığı nedeniyle derhal persona non grata (istenmeyen adam) ilan edilmeli ve sınır dışı edilmelidir.
HAKARETLERE KATLANARAK
ELDE EDİLECEK BİR DEĞER BULUNMUYOR
ABD’nin bir başka devlet adamı da, Türkiye yöneticilerinin kendilerine “yalvardığını” ileri sürerek, ABD emperyalizminin Tayyip Erdoğan yönetimine bakışını yine emperyalizme yakışan bir küstahlıkla ifade etmiştir.
Televizyonlarda Trump’ın Türkiye hükümeti temsilcilerini neredeyse yanaklarını okşayarak onurlandırdığı türünden şerefsizlikler sergileniyor.
Bu hakaretler karşısında, artık Türkiye’nin F 35’leri, F 16’ları falan tartışması, utanç vericidir.
Türk Devleti, binlerce yıllık tarihin içinden bugünlere bağımsız yaşama geleneğiyle, devlet haysiyetiyle gelmiştir.
Başka devletlerin yöneticilerinin “meşruiyet verme” gibi hakaretlerine katlanarak elde edilecek bir değer yoktur.
FİLİSTİN’İN KURTULUŞUNU VE GAZZE İLE DAYANIŞMAYI
YANLIŞ ADRESLERDE ARAMAYA SON!
Cumhurbaşkanımızın trajik görüntülerle sonuçlanan bu Washington gezisinden öğreneceğimiz birinci ders şudur: Filistin’in kurtuluşunu, Gazze halkıyla dayanışmayı yanlış adreslerde aramaya artık son verilmelidir.
ABD emperyalizmi, İsrail saldırganlığının, Gazze soykırımının azmettiricisidir, arkasındaki güçtür. Uluslararası Af Örgütü, Eylül 2025'te yayımladığı raporunda Boeing'i, İsrail'in Filistinlilere yönelik işlediği soykırım, işgal ve ayrımcılığa ekonomik destek veren 15 şirketten biri olarak kara listeye almışken, ABD’den 225 Boeing uçak alarak, İsrail ile nasıl mücadele edeceğimizin izahı yok.
ABD ile İsrail ve Yunanistan arasındaki ittifak stratejiktir. Bu ittifakın birinci hedefi, “Kürdistan” adında İkinci İsrail devletini kurmaktır.
ABD-İsrail-Yunanistan ittifakının diğer hedefi, Kıbrıs’tan Türkiye Ordusunu atmak ve KKTC Devletini yıkmaktır.
ABD ile birlikte Filistin ve Gazze için çözüm arayanlar, İsrail Siyonizmi ile el ele çözüm aramaktadırlar.
Adres yanlıştır ve yanlış adreste ısrarın bedelleri ağırdır.
Türk Milleti yanlış adreslerin peşine düşmeyecektir.
Vatan Partisi, çözümü doğru adreste hayata geçirecek bir Millî Hükümet için çalışmalarını yoğunlaştırma kararındadır. Bu kararlılıkla tüm Zonguldak halkını partimize üye olarak birlikte mücadeleye davet ediyoruz.