Sadece Zonguldak Belediyesi için bir ajanda tutmak zorunda kaldık.

Kozlu ve Zonguldak Belediyeleri hakkında gelen şikayetlerden başımızı kaldıramıyoruz.

Doğrudan teminlerle Kozlu Belediyesi’nin müteahhitleri Zonguldak’ta, Zonguldak’ın kiler Kozlu’dan iş alıyordan tutun da Meclis Üyeleri’nin açık hesap çalıştığı iddialarına kadar…

Tüm bildiklerimizi yazsak kimse sokakta dolaşamaz.

Ama bunların yakınları, dostları, arkadaşları öyle şeyler anlatıyorlar ki, akıl tutulması…

Onlar biliyorsa devlet de biliyordur.

Devletin ajandasından büyük ajanda olabilir mi?

Ajanda demişken, kibri, kini kendinden büyük Zonguldak Belediye Başkanı Ö. Selim Alan, yönettiği kurumu Karaelmas İş Sağlığı ve İş Güvenliği şirketi sanıyor galiba.

Son dönemde yaptığı tüm alımlar şaibeli.

Belediye değil, arkadaş topluluğu sanki…

Belediye değil, akrabalar topluluğu sanki…

Hayalet Özel Kalem Müdürü ile başladı, maşallah devamı geliyor.

Gelecekte…

Sırada bekleyen Meclis Üyeleri var.

Haa zannetmeyin ki Ö. Selim Alan, seçimin vefasını ödüyor.

Keşke, vefa duyan bir kişiliğe sahip olsaydı, eminim herkes bu karaktere saygı duyardı.

Yapılan tüm alımlarda stratejik planlar var.

Meclis Üyeleri, yanlışlara itiraz etmesin diye akrabalar işe yerleştiriliyor.

Meclis Üyeleri, yanlışa itiraz etmesin diye açık hesap çalışılıyor.

Belediyeden bilgi sızmasın diye her oda da Alan’a bilgi taşıyan var.

Belediye de çalışma huzuru bozuldu, Ö. Selim Alan’ın huzuru hakim oldu.

Resmen korku imparatorluğu inşa etti.

Baskıcı bir rejimin huzursuzluğunu yaşıyor tüm çalışanlar.

Allah yardımcıları olsun.

Kendisini tanımıyorum ama bir Otel’e Güvenlik alan Volkan Yılmaz, Zonguldak Belediyesi’ne Koruma ve Güvenlik Amiri veya Müdürü yapılıyor.

Bir okurumuz yorum atmış.

Demiş ki;  Belediye de çalışan onca memur varken Otel'de müdür olan biri nasıl koruma ve güvenlik amiri veya müdürü olabiliyor. Görevde yükselme sınavına tabi bu kadro bu şekilde mi değerlendirilir. Bu kişi bi tane memura dur dese memurda sen kimsin dese ne olacak. Yakında kavgalar çıkar.

Yazık ki, koskoca Zonguldak Belediyesi, hala bir yetişkin olgunluğuna erişmemiş, hırsını, nefretini, kibrini kontrol edemeyen, elinde tespih, gözünde gözlükle vatandaşı selamlayan bir çaylığın elinde heba oluyor.

Hamdi Uçar’dan özür dileyeceğim…

Şimdi yine AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar’ı eleştireceğiz, bize kızacaksınız.

Partinin kuruluşundan bu yana İl Başkanlığı, İlçe Başkanlığı ve sonunda hayali olan Milletvekilliğine kavuşan bir insanın her yaptığı, her söylediği toplumun tepkisini alır mı?

Hep mi bardak devirir?

En son ERDEMİR’in çıkarlarını savunuyor, halkı, seçilmiş insanlarını bir kenara atıyordu.

Milletin vekili halka rağmen sürekli sermayenin yanında olur mu?

Azıcıkta halkın yanında olamaz mı?

Kent adına, halk adına anılan, bireysel bir çabasını düşünüyorum…

Yaptığıyla, söylediği ile halkın taktir belgesini aldığı bir konu düşünüyorum.

Kendisine haksızlık da yapmak istemiyorum.

Hani şöyle ağabeylik yaptığı, uzlaşmacı bir kişilik sergilediği, teşkilatla sorun yaşamadığı, basınla sorun yaşamadığı, halkın güvenini kazandığı bir şeyler var mı?

Varsa lütfen yazın.

Kendisinden özür dileyeceğim…

Çaycuma’nın Milletvekili Ahmet Çolakoğlu içinde düşünün…

Bulduğunuzda lütfen yazın…

Ölürsek amenna, ölmezsek kendi düşünsün!

Elimize ulaşan bilgilere göre Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ı önümüzdeki günlerde daha çok üzeceğiz.

Hazine arazilerine yapılan kaçak yapılar.

Belediyenin kamu zararına uğratılması.

Süren davalar.

Hakkında yapılan suç duyuruları.

Müteahhitler, imar rantları.

FETÖ iltisaklı olan dostlarına yapılan kıyaklar, kanunsuzluklar, hepsi ve daha fazlasına hazır olun.

Açtığı davalara takipsizlik veren Savcılara hesap soruyordu ya…

Bundan sonra yaptığımız her haberi Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu da yapacağız.

Öyle basın savcısının ihbar kabul edip soruşturma açmasını beklemeyeceğiz.

 “Onları sokakta gezdirmeyeceğim. Tehdit ediyorum” diyordu ya…

Mert insan sözünün arkasında durur.

Her hafta Kozlu’ya gidiyorum.

Sokakta yürüyorum, araştırıyorum.

Gideceğim zaman kendisine haberde verebilirim.

Adamlarına vurdursun.

Ölürsek amenna, ölmezsek kendisi düşünsün!

Biz mafya değiliz, gazeteciyiz.

Mafya dostlarımız/akrabalarımız var deyip, elimize tespih alıp, siyah gözlüklerle, sesimizi de kabartmıyoruz.

Durmak yok…

Yol bizim…