Kutsal mağduriyet…

Gazetecilik refleksini kazanç sağlamak adına bir kenara koyarak, Filyos, Kozlu ve Zonguldak’ta yaşanan imar rantları ve yolsuzluklar karşısında yapana değil, yazana belden aşağı saldırmayı alışkanlık haline getiren ‘tık’lanan gazeteci Ali Rıza Tığ’ın köşelerine sığınan Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal, Filyos Ateş Tuğla Fabrikası sahibine saldırarak bilirkişiye verdiği rüşvet iddialarının Demir ailesi tarafından ortaya konduğu algısı ile kutsal mağduriyet edebiyatından medet umuyor.

Milleti geri zekalı yerine koyuyor...

Her gün köşesinde Filyos’ta Belediye Başkanı Ömer Ünal’ın başkanlığında İsmail Recai Şanlı ve Bükrü İnşaatın sahibi Zekai Bükrü’yü aklamaya çalışan Ali Rıza Tığ, “Belediye Başkanı, para almak için müteahhidin bürosuna gider mi?”  diyerek meslektaşlarının geri zekalı olduğunu söylüyor.

Kadın meslektaşlarına  ahlaksız yazılar yazıyor

Kadın meslektaşlarına genelev benzetmesi ile imalı yazılarla ahlaksızca bir uslüpla saldıran, sokakta Vali Mustafa Tutulmaz’ın verdiği koruma ile gezebilen Ali Rıza Tığ’ın ucuz algı politikaları ile kazanç sağlayan iğrenç yazılarının arkasına saklanan Belediye Başkanı Ömer Ünal ve Filyos’u adeta talan ettirdiği ortakları İsmail Recai Şanlı ve Zekai Bükrü’nün sonunu hazırlıyor.

Ali Rıza Tığ üzerinden korku imparatorluğu kuruldu…

Emniyet Müdürlüğü içerisinde Müdür Yardımcısı, Emniyet Amiri gibi üst düzey memurlardan aldığını iddia ettiği bilgiler, video ve HTS kayıtları, Valilik binasındaki ihbarcıları ile  iş insanlarına, Sivil toplum örgütlerinin başkan ve yöneticilerine imalı yazılarla şantaj yaptığı iddia edilen Ali Rıza Tığ’ın kurduğu düzenek verilen koruma ile korku imparatorluğu yaratıldığı, Zonguldak’ın ne kadar aciz yönetildiğini ortaya koyuyor.

HTS kayıtları, hesapları incelensin…

4 Milyon TL Zimmet iddiasıyla yargılandığı bir davada 4.cü bilirkişiye Ankara’da beraat edecek raporu 100 bin lira rüşvet ile hazırlattıran Filyos belediye Başkanı Ömer Ünal başta olmak üzere Avukatı, Meclis Üyesi Musa Kurt’un ve bilirkişinin telefon eşleştirmesi ile HTS kayıtları ve hesap hareketleri incelendiğinde gerçekler tek tek ortaya çıkacak.

Mal varlıkları incelensin…

Şahitli ve ıspatlı olan olaylarla ilgili Cumhuriyet Savcılığı’nın hangi tutumu sergileyeceği merak edilirken, Filyos’ta Belediye Başkanı Ünal tarafından yapılan imar yolsuzluklarıyla ilgili Zekai Bükrü ve İsmail Recai Şanlı’nın, tüm konut projelerinin,  hesaplarının (akrabalarının, çalışanlarının)  ve mal varlıkları incelendiğinde asıl rantın kimlerin üzerinde olduğunu yargı da bulacaktır.

Define, rüşvet ve rantçılarla mücadelemiz sürecek…

Rüşvet ve imar rantının sorgulanmak yerine yazan gazetecileri itibarsızlaştırmaya yönelik ucuz imalı köşe yazıları, söylem ve eylemlerle elde edilen rantlara bir kılıf uydurmaya çalışan ve asıl rant olan tarihi talan ederek definecilik yapanlarla hesabımızın süreceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

İşte Ali Kıza Tığ’ın o alçak yazıları;

Belediye Başkanı, para almak için müteahhidin bürosuna gider mi?

Filyos’ta öyle saçma senaryolar yazılıyor ki!
Bilmesek, biz de inanacağız!
Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal, bir bilirkişiye 100 bin lira vermiş, kendisi lehine karar çıkarttırmış.
Bu haberi desteklemek için öyle bir fotoğraf koymuşlar ki!
Fotoğrafta, Zonguldaklı yüksek yargı mensubu da var!
Böylesine üst düzey bir yargı mensubu ile oturan kişi, bilirkişiye 100 bin lira verip iş gördürür mü?
Bir başkası da, Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal’ın, Müteahhit Zekayi Bükrü’nün ofisinden çıkarken görüntülerini yayınlamış. Başkanın arabasını Zekayi Bükrü kaydırmış!
Zonguldak’ta sanki ilk defa olan şeyler!
Belediye Başkanı, para almak için müteahhidin bürosuna mı gider?
Bu şehirde, daha 16 yaşında ve ehliyetsizken Zonguldak Valisinin bindiği aracı kullanan çocuklar vardı! O çocuklar, büyümüşler ve senaryo yazmaya bile başlamışlar!
"Bunlarda SİT’e sürülecek akıl yok" deyince, kızıyorlar!
Niye böyle diyorum. Çünkü mevzu, Filyos’ta imara açılmaya çalışılan SİT alanıyla ilgili.
Eskiden, “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” sözü çok kullanılırdı.
Bugünlerde, “Zenginin SİT’i züğürdün kalemini yorar”a döndü!

Kadın ve küfür...
1990 yılında mesleğe ilk başladığımda, bir haber için Zonguldak Genelevi’ne gitmiştim. Oradaki kadınların küfürlü konuşmaları çok tuhafıma gitmişti. Neden böyle konuştuklarını sordum... “Oğlum, burası genelev” demişti kadın!
Bir kadının ağzından küfür duyduğumda aklıma genelevdeki kadınlar gelir.
Peki, kadın hiç küfür etmeyecek mi?
Bence bir kadın illa küfür edecekse, yatakta etmeli.
Onun dışında başka bir yerde kadının ağzına küfür yakışmıyor.
Elbette hiç etmese daha iyi!

Editör: TE Bilisim