Zonguldak iki gündür bu iki bürokratı konuşuyor.

Hukuki alt yapısı olmayan çekekler kaldırılıyor.

Sahilleri işgal eden imtiyazlı insanların evleri yıkılıyor.

Yolları otopark  olarak çoğunluğunu esnafın oluşturduğu işgallere kafa tutuluyor.

Yani, o eski alışkanlıklar bitiyor…

Oysa biz ne çok “aç” bürokratlar görmüştük.

Gururları, onurları yoktu.

Bedava alış veriş yapan bürokrat eşlerine, şımarık çocuklarına tanık olmuştuk.

Kafa kol ilişkilerine…

Gazeteci ile işadamı arasına girip aracı olanı da vardı, menfaati için gazeteciyi tehdit edeni de…

Ağır olacak belki ama bir yemeğe makamını pazarlayan da vardı, mal varlığını artıran da…

 O yüzden üst tabaka işine bakıyor, altta kalan Ayşe teyze, Ali amca Devlet’ine güvenmiyordu.

Kaldı ki, gazeteci olarak bizim yaşadıklarımızdan sonra Devlet’i sorguladığım çok olmuştur.

Benim bildiğim, inandığım Devlet ile yaşadığım Devlet örtüşmedi hiç…

Çünkü; Devlet, Vali’ydi…

Devlet; Emniyet Müdürü’ydü…

Devlet; Savcılık’tı…

Devlet; Bürokrattı…

Devlet; Yasaydı, Adalet'di, düzendi, yeri geldiğinde vatandaşına merhametti...

Ama hepsi hayal kırıklığıydı hepimiz için…

Yıllar sonra, nasıl olduysa hükümet kumaşı sağlam iki iyi adam gönderdi Zonguldak’a…

Zonguldak terör bölgesinden daha sıkıntılı bir yer.

Orada eli kanlı terör var, burada dili kanlı dedikodu ve ilişkiler var.

Kentin ekonomisini, siyasetini elinde tutan fincancı katırları var.

Şimdi, bu iki iyi adam onlara dokunuyor!

Tarihe not düşmek için söylüyorum.

Bir süre sonra bu katırlar Vali ve Emniyet Müdürü’nün yüzüne gülüp, göndermek için uğraşacaktır.

İki iyi adam dedik ama ikisinin de tersi ters hani…

Biri tipik Karadeniz insanı…

Asi, hırçın, bildiğini söyleyen, kafasına koyduğunu yapan, Adalete inanan, merhametle davranan…

Diğeri, bildiği tüm doğruları kaleme alacak kadar cesur, tiyatro oyunu yazacak kadar sanatkar, gururlu, inatçı, yaptığı işlerle iz bırakmak isteyen, iyi ama tersi de ters olan bir Vali…

Yani…

Bu kentin fincancı katırları, bu iki adamı kendine uyduramayacak.

Editör: TE Bilisim