Röportaj...

CHP Merkez İlçe Başkanı Fikret ZAMAN;

Partimi tramplen olarak kullandırmam…

Milletvekiline rağmen üç aday arasında seçimi kazanan CHP Merkez Başkanı Fikret Zaman, TEMPO’ya konuştu…

CHP Milletvekili Şerafettin Turpçu Merkez ilçe kongresinde sizin karşınıza bir aday çıkarmıştı ve desteklemişti. Aranızdaki buzlar eridi mi, size destek veriyor mu?

Fikret ZAMAN: Her şeyden önce aramızda buzlar yoktu. Onun görevi Milletvekilliği, benim görevimde sıradan ve normal Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir üyesiydim. O sürece gelindiğinde adaylık bana kaldı. 4 aday çıktık farklı gurupta, şöyle söyleyeyim hepsi bizim arkadaşlarımızdı,  seçim öncesinde de basına yansıyanları biliyorsunuz, benim ilk defa yaptığım açıklamanın arkasında dizildiler. Ne demiştim; Hepsi bizim partilidir, hangisi kazanırsa CHP kazanacaktır saygı duyarım” demiştim. Ondan sonra da ben kucakladım onları.  Hepsi bizim partili insanlarımız ve arkadaşlarımızdır. Biz onlarla muhalefet değildik, dolayısıyla Şerafettin Turpçu’da o arkadaşlarımızdan birini destekledi. Ne oldu bizim için çok iyi bir avantaj oldu, en azından biz sadece partili delegelerin oyları ile beraber seçildik. Arkamızda bir başkasının olmadığı görüldü, buda bizim için bir avantajdı. Sayın Şerafettin Turpçu bizim Milletvekilimizdir, karşımıza çıkan adaylarda bizim arkadaşlarımızdır.

İl ve Merkez ilçe seçimleri bitmiş olmasına rağmen Halil Furat, Deniz Yavuzyılmaz , Ali Koçal, Ali ihsan Köktürk gibi isimlerin sürekli partideki gelişmelere müdahale etmeye çalışması sizi rahatsız ediyor mu?

Fikret ZAMAN:  Başlangıçta benim seçilmemde etkisi olan Ali ihsan Köktürk, Halil Furat, Deniz Yavuzyılmaz, Ertuğrul Koltuk gibi partinin önde gelen insanların etkisi vardı. Ben seçildikten sonra İl Başkanlığı arayışında ben onlardan bağımsız olarak delegelerin ve üyelerin talepleri doğrultusunda onlardan bağımsız olarak partiyi daha iyi noktaya getirebilecek nitelikte il başkanı arayışlarına da girdim, risk alarak da girdim.

İlçe Başkanı olduktan sonra bütün yetkiler bendedir, benimle beraber 24 kişi yanında bulunan  arkadaşlarım var.  Dışardan bu insanların  tavsiyesi olabilir ama benim iç işime onları karıştırmam. Tavsiye edebilirler, öneri sunabilirler, görüş sunabilirler. Ancak orda ki yönetim tamamıyla bize aittir ve etki altında kalmadan onların etkisi altında kalmadan çalışmalarımızı sürdürdük.

İl Başkanı Umut Başoğlu ile aranızın serin olduğu iddia ediliyor.

Fikret ZAMAN: Bu şekilde söylenmesi doğaldır. Ancak aramızda bir serinlik yok. Umut’un adaylığı ortaya çıktığında elbette ben Zonguldak’ı  temsil edebilecek daha farklı insanların peşinde olduğundan dolayı Umut’la beraber değildim. Oy vermeyen grubun içeresindeydim.  Merkez ilçe delegelerin çoğunluğu benimle beraber hareket ettiler.  Bu nedir bir seçimdir, kavga değildir, düşmanlık değildir, seçime girildi ve seçim bitti. Kim kazandı Cumhuriyet Halk Partisi kazandı.  Yani il Başkanı ve yönetiminde olan insanlarda elbette yine bizim partili insanlardır. Aramızda serinlik soğukluk diye bir kavram yok.

Merkez ilçe Başkanlığını tramplen olarak kullandığınız, önümüzdeki seçimlerde Zonguldak Belediye Başkan adayı olacağınız kulislerde konuşuluyor. Belediye Başkan adaylığınızı düşünüyor musunuz?

Fikret ZAMAN: Önce şunu söyleyeyim. Ben bugüne kadar aldığım görevleri alnımın akıyla sonuna kadar getirmek isterim. Burada da öyle. 24 aylığına seçildim, 3 ayımız bitti, 21 aylık daha görevimiz var önümüzde.  21 ayı bitirdikten sonra önüme ne gelir, ne gelmez o ayrı şeydir. Benim tek düşüncem  alnımın akıyla 21 ayı temiz olarak bırakabilmek. Siz Belediye Başkanlığından bahsediyorsunuz. Başkaları da Vekillikten bahsediyor. İnsanların kafasında olan şeyler Belediye Başkanı olur, Milletvekili olur düşüncesi. Ama asıl olan benim kendi görüşüm. Yaşım gereği de, eşimin bana söylediği şey şuydu; Artık kendine yaşa. Benim ömrüm siyasetle geçti, mücadeleyle geçti. O yüzden aklımda Belediye Başkanlığı, Milletvekilliği kavramı yok. Ben alnımın hakkıyla 21 ayı bitirirsem çok şükür.

Kozlu’da Ali Bektaş CHP’den aday olmak istese tavrınız ne olur?

Fikret ZAMAN: Partimi tramplen olarak  kullanacak insanlar benim defterimde yok. Kim olursa olsun. Kardeşim bile olsa yok. Gerçekten samimi olarak  partili olacak, partinin elamanı olacak, ben CHP’ye gelirim de vekil seçilirim, Başkan seçilirim sonra da bağımsız hareket ederim öyle tipte ki insanlar benim defterim de yok.  “Oraya geçerim, buraya geçerim” yok.  Hemşerimdir, meslektaşımdır ama bu anlamda bana bir oy düşürse kabul etmem.

İl Genel Meclisi’nde sürekli bir gerginlik ve gizli bir kavga olduğuna tanık oluyoruz. Bu kavganın sebebi nedir?

Fikret ZAMAN: Asıl Sebebi şu; 15 senelik AKP iktidarı boyunca Özel İdare baktığın vakit sadece köylere hizmet ediyor gibi görülüyor,  aslında değil. Milli Eğitim, İl Sağlık Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü akla gelebilecek Valiliğe bağlı bütün Müdürlükleri bütçeleri biz den geçiyor. İl Genel Meclisi’nden geçiyor. Köylerin yolları, suları, kanalları, durakları, çöpleri, çocuk oyun parkları, camiye yardım, sosyal tesisler bunlar nerden geçiyor, Özel İdare’den geçiyor. Bitti mi sorunlar? Bitmedi.  Bunlar 15 senedir çok şeyi halledemedikleri için sıkıştılar. Asıl kavga kendi içlerinde ki kavgalardan kaynaklanıyor.  Gruplaştılar kendi aralarında. Yani 21 AK Partili Meclis Üyesi kendi aralarında üç grup olmuş.

Geçmişte Meclis Başkanlığı yapmış olan arkadaşlar orada. Şu anda Meclis Başkanı arkadaş var. Uzun senelerden beri Meclis’te olan arkadaşlar var.  Bunlar uzun senelerden beri  söz verdiler, köylü halkına söz verdiler, yolunu, suyunu vs söz verdiler. Bitti mi bitmedi.  Bitmeyince, asıl sıkıntı oradan kaynaklanıyor. Halk nazarında yıprandılar buda Meclise yansıyor. Bunun faturasını da daire müdürlerine çıkarıyorlar. En kolay iştir bu. Çünkü devlet memurudur sesi çıkmaz, siyasi konuşamaz. Sen bu işi yapamadın, sen bu işi beceremedin diye Daire Müdürlerine fatura kesiyorlar.

Bizim bütçemiz 135 Milyon lira. AK Parti hükümeti Zonguldak’a ayırsın 500 Milyon sorunları hemen çözelim.

Zonguldak’a gelen para belli, sorunlar belli. Gelen para sorunlara yetmiyor. Sorunlar bitmeyince ne oluyor? Daire Müdürlerine, Genel Sekreter Recep Demirtaş’a faturayı çıkarmaya çalışıyorlar.

Devlet memuru kanunlara yönetmenliklere, tüzüklere uymak zorunda. Siyasi iktidar, siyasi parti  kim ne derse desin, ne talep ederse etsin. O kanun ve tüzük yönetmenliğinin dışına çıkamaz ve çıkmaması lazım. Recep Demirtaş’da kanun çerçevesi içinde kalmaya çalışıyorlar. 

Recep Demirtaş’ı  istedikleri gibi yönlendiremiyorlar. Sen bizim emirlerimizi yerine getir kavgası yapıyorlar. Oysa o da Devletin memuru, bağlı olduğu bir yer var. Demirtaş’ı atayanda kendileri. Yani CHP olarak biz atamadık, AK Parti atadı. Buna rağmen kendi atadıkları insanlara karşı tavırları var.

Yine İsmail Terzi, Zonguldak Valisi Ahmet Çınar’ın Recep Demirtaş tarafından yanıltıldığını  iddia etmişti.  Sizce Recep Demirtaş mı Vali’yi yanıltıyor, yoksa İsmail Terzi mi?

Eleştirenler, Recep Demirtaş Meclis toplantılarına katıldığında sesini çıkaramıyor. Recep Demirtaş toplantıya katılmadığında ver yansın ediyorlar. Demirtaş Meclis toplantısındayken niye eleştiriyorlar diye sormak lazım. Ben Recep Demirtaş’ı savunmuyorum. Bir gerçeği söylüyorum.

Recep Demirtaş salondayken ciddi anlamda bir şey yok ona karşı, yokken saldırı var. Burada asıl telaşa düştüğü durum şu; 2019 kritik seçim, onlarda işin farkında, bir çok şey bitmedi. Faturayı kime yansıtalım da AK Parti kurtulsun mantığı var.

Özel İdarede 34 kişilik işçi listesiyle ilgili perde arkasında neler yaşandı? Söylendiği gibi Recep Demirtaş işçi listesini kendisi mi hazırladı?

Onun perde arasında aslında çokta fazla bir şey yok.  Neticede 34 kişinin çoğu alınacak kişilerdi. Orada birkaç kişinin ismi vardı listede. Baktım ciddiden işe ihtiyacı olan, İş-Kur’dan galipte  birkaç kişi vardı çalışan. Onların tekrar işe alınması ile ilgili talep var.

Recep Demirtaş’ın akrabası yok ve böyle bir şeyde yok.  Garibanın hakkını yedi diye bir kavram yok.

Gayri Menkul satışlarında CHP sizler ret verdiniz. AK Parti’li Üyeler de ret verdi. Peki, o satışlar neden gündeme geldi?

Hükümetin bütün illere gönderdiği bir yazı var. Büyükşehir, Bütünşehir konuşuluyordu. Kamuya ait yerleri satın dediler. Hükümetin sıkıntısı var. Gayri Menkulleri satıp paraya çevirmek istiyor. Biz de CHP olarak dedik ki; Büyükşehir yada Bütünşehir olduğumuzda kim gelecekse satışlara o karar versin. Dolayısıyla oylamada satışlara ret verdik. Baktık ki AK Parti grubu da bizimle beraber ret verdi. Satılmasının yanında değiliz.

Özel İdare’nin Filyos/Türkali’deki tesisin satışını Vali istemişti. AK Parti ile ret verdiniz…

Otel Özel İdareye ait bir yer. Sayın Vali’de oranın satışını istedi. İkinci kez meclise gönderdik, yine biz satışına ret verdik. AKP’de bize uydu onlarda ret verdiler. Sayın Valimiz geldi görev süresi biter gider ama tesis orada kalacak. Şuanda Özel İdare oradan kira alıyor. Kirası azdır çoktur, o ayrı… Sonuçta kira alınıyor.  Özel İdare otel çalıştırsın mı? Ben o tarafta değilim açıkçası, çalıştırmasın. Özel İdarenin Devletin bugün  bu şeylere ihtiyacı yok. Ancak mantık şu, mademki siz diyorsunuz  Bütünşehir olacak, gelsin burada ki  vatandaş satmayı düşünüyorsa satsın, satmamayı düşünüyorsa da karar onun olsun. Niye başkasının adına biz pazarlık yapalım.

Editör: TE Bilisim