TTK’nın Torbaya girerek Rödövans sisteminin önünün açılmasına karşı çıkan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) kenti büyük bir eyleme çağırırken, sesi az çıkan büyük bir çoğunluk TTK ve Zonguldak gerçeği ile yüzleşilmesinden yana…
Zonguldak’ın iş adamlarından Yusuf Yılmaz sosyal medya hesabından kent adına çok önemli mesajlar verirken, geçmişte yaşadıklarını da anlattı.
İşte Yusuf Yılmaz’ın o paylaşımı;
Kente ve geleceğe dair dün söylediklerimi...
30 yıl öncede söylemiştim..yine anlaşılmamıştım...
Yıl 1987 Anavatan Partisi’nde ilçe 2. başkanıyım...
İbrahim Özdemir bakan, kurum bakana bağlı
Partide toplantı halindeyiz konu TKK...
Toplantıda milletvekilleri, yerel yöneticilerin tamamı var...
Pertev Aşcıoglu milletvekili, gurup başkan vekili...
Partide cok etkili ve yetkili...
Bakana teşkilatın isteklerini iletiyor ve diyor ki...
TTK bizim ve bölgenin geleceği, kaderi her şeyidir...
Bizim ve siyasetimiz için cok önemlidir
Ama kurumda bir türlü kadrolaşamıyoruz,
kurumda kadrolaşmanın siyaseten cok önemli olduğunu vurguluyor kadrolaşmanın önünün açılmasını istiyordu...
Yani o günkü Genel Müdürün kellesini talep ediyordu...
Uzunca bir konuşma idi özetledim...
Ve toplantının sonuna doğru zorlada olsa söz aldım...
Söylediğim şunlardı...
Eger kurum bizim, geleceğimiz, kaderimiz, her şeyimizse,
ve bizler bu kurumu yarınlara taşımanın kurumu ayakta tutabilmenin,
kurumu yeniden planlamanın hesabını yapmıyor, orada kadrolaşmanın, kurumu tarafımızca yönetmenin, kurumu partinin bir organı haline getirmenin cabasında isek
bu yöreyi cok kötü, cok karanlık bir gelecek beklemekte cok kötü kader beklemekte...
Bu kötülüğü bu kente yapmayalım...
Bürokratın mesaisini siyasetciye harcamasına müsade etmeyelim...
Siyasi kadrolaşma yerine liyakatı önceleyim....
Yetki ve sorumluluk bir arada olmalı,
Yetki bizde sorumluluk bürokratta bu olmaz, kabul edilemez...
Vs vs uzunca bir konuşma idi...
Ve ertesi gün benim 2. başkanlığım alınır...
Yani benim kente ve geleceğe dair çabam bugün başlamış değil..
Ogün haklı olmanın bugün sıkıntısını yaşıyorum...
acaba dahada başka yapabileceklerim var mıydı diye dertleniyorum...
ve kuruma sahip cıkması gerekenlerde malesef cıkmamıştır...
onlarda selden kütük kapmanın peşinde olmuştur...
sözüm kimedir oda bellidir...
bunu o gün siyaset yapanlar iyi bilirler...
ve bir konuyu da hatırlatmam gerekir...
mecliste teşvik yasası komisyonlarda görüşülürken
yine feryat ediyorum,şehri,kamuoyunu,siyasileri göreve cagırıyorum,
bizim teşvikde 5 .bölge olmamızın gerektigini
savunuyor sesimi duyurmaya calışıyorum...
ve o günün gazetelerinden Zirve gazetesine bu konuda mülakat veriyor
manteş oluyoruz... Ama malesef yine duyan,duyarlı olan yok...bugünde aynı...
herkes günlük yaşamaya, popilist davranmaya devam ediyor...
rabbim sonumuzu hayırlı eder inşallah...
ama biz cabalamazsak,kimseninde bize birşey vereceği yok...
beni anlamanız ve bir daha düşünmeniz dileği ile.....
Editör: TE Bilisim
