Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz;



Geceleri yatakta bağdaş kurup ağladığımı biliyorum...



Genç yaşta hastalığına yenik düşerek vefat eden Ertan Şahin'in ardından görevi devralan Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz'la yaşadıklarını, çalışmalarını ve hedeflerini konuştuk.



Metal yorgunluğuna kapılan bir çok belediye Başkanı olmasına rağmen sabah işinin başına gelen, şantiyeleri tek tek dolaşan, yapılan tüm çalışmaları yerinde inceleyerek vatandaşı dinleyen Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz, yaşadıklarını anlatırken  zaman zaman duygulanarak göz yaşlarına hakim olamadı.



 



Kozlu çok zor bir bölge, Kerim Yılmaz iki ay sonra bırakır, yapamaz, hasta olur gider denildi...



Kerim YILMAZ: 32 yıl mali müşavirlik yaptım. Yakın çevremiz, esnaf arkadaşlarımız, dostlarımız nasıl çalıştığımızı bilirler. Mesleğimi de çok severek yaptım, hiç arkadaşımla kırgınlık dargınlık yaşadım, işimi savsaklamadım. İşimizi bölmek istediğimiz için bir çok göreve talip olmamışımdır. Çünkü, işi layıkıyla yapmak gerekiyor. Bir yere emek sarf ediyorsan, o işi en güzel şekilde yapmak gerekiyor.



Kozlu revaçta, insanlar Kozlu'da yaşamak istiyor, Kozlu'ya yatırım yapıyorlar. Zonguldak'ın açılan kapısı olarak görüyorum Kozlu'yu. Daha gelişmeye müsait. Zonguldak'ta işyeri olan bir çok esnafımız burada ikamet ediyor. Çünkü biraz daha doğa ile iç içe, daha sakin, deniz manzaramız, yürüyüş yollarımız, sahillerimiz, sosyal donatılarla Zonguldak'ın açılan bir penceresi oldu Kozlu. Aslında biz de burada Rahmetli Ertan başkanımızla birlikte çıtayı da yükselttik. O çıtayı düşürmemek için bizde çalışıyoruz. Hiç bir şeyden vazgeçmedik, tüm konuştuklarımızı, tüm projelerimizi hayata geçirmek üzere çalışıyoruz.



Belediye geldiğimiz ilk dönemde evet hasta oldum. İlk göreve geldiğimizde İlbank'tan paramız geldi. Sonra muhasebe Müdürü para yok dedi. Borçlarımıza kesildiğini söyledi. Borçlar, işçi alacaklarımız çok sıkıldığımız bir dönemdi. Bir de bayrama denk gelmişti. İşçimiz bayrama parasız girecekti. Maaşlarını ödemek üzere çok didindik. Parayı yatırdık. Firmanın bir tanesi banka borcu nedeniyle taşerondaki işçilerimize maaşı yatıramadığını öğrenince biz beynimizden vurulmuşa döndük. Firma bu sorunu çözemeyince kendi aramızda, eş, dosttan aldığımız paralarla işçinin parasını ödemiştik. Şükürler olsun işçinin maaşını o bayram ödemiştik.



Geçmişte de bunları çok görmüştüm. Siyah bayrakların asıldığı, işçilerin Belediye binasında toplandığı bayram öncesi manzaraları biliyorduk. O insanların halini görünce cadde değiştirdiğimi biliyorum. Çünkü, canım yanıyordu. Bizimde başımıza gelecek, biz de mi bu insanların hakkını veremeyeceğiz diye geceleri yatakta bağdaş kurup ağladığımı biliyorum. (Ağlıyor)



Tabi o günlerde şeker hastası olduk. Biz de bayram günü bir çift çorap alamamış bir babanın evladıydım bende. Maden işçisiydi, işleri stop olmuş. Üç kere gidip birinden bir şey alabilir miyim diye dönüp evine şeker dahi alamamış bir babanın oğlu olarak, o acılı günleri yaşamış bir evlat olarak, o işçilerin bayram günü yaşadıkları sıkıntının aynısını yaşadım. O üzüntüler beni şeker hastası yaptı. Allah o günleri bir daha nasip etmesin.



 



Peki, bu mali krizden çıkabilecek misiniz, piyasaya tekrar ticari güveni sağlayabilecek misiniz?



Kerim YILMAZ:  Ekonomik durumu çok iyi duruma getireceğim diye çok iddialı bir sözüm yok. Ancak kendi bütçemiz, kendi imkanlarımız doğrultusunda bazı şeyleri aşmaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar geldik. Şu anda tabi ki piyasaya borçlarımız var. İlbank'tan aldığımız kredileri var. Geçmişten gelen kredilerimiz de var. Bu kredileri taahhüt ettiğimiz şekilde ödüyoruz. Seçime girdiğimiz de kredilerimiz bitmiş olacak. Geçmişten gelen kamburlar var sırtımızda. Ancak mali tablomuzu çıkardık. Şu anda İlbank'da kredi anlamında itibarımızı yükselttik. Piyasada da bir yöneliş var tabi... Fakat, Belediye para vermez diye şişirilen fiyatlar artık normale indi. Biz de sıkı sıkı pazarlık yapıyoruz. Belediye paranı ödeyeceğim dediyse ödemeye çalışıyoruz. Aksamalar oluyor mu, oluyor tabi. Çünkü İlbank'tan gelen paralarımızda bazen düşüş olabiliyor.



 



 Sürekli Ankara'ya gidiyorsunuz. İstediğinizi alabiliyor musunuz?, Kozlu Belediyesinin itibarı orada ne durumda?



Kerim YILMAZ: Ankara'da da toparladık. Sağ olsunlar oraya gittiğimizde Milletvekillerimiz, Genel Merkezi'miz bize yardımcı oluyorlar. Buradan proje yapıp göndermekle olmuyor. İşi takip etmeyince olmuyor. Bir ayağınız Belediyecilikte, diğer ayağınız Ankara'da olmak zorunda. Gitmezsen kimse sana bir şey vermiyor. Ankara bana göndersin diye beklemek olmuyor. Çünkü, sen üreteceksin, takip edeceksin, isteyeceksin, kovalayacaksın. Ufkumuzu biraz yorarsak, geçmişi biraz hatırlarsak örnek alırız. Bakın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'u çöpten nasıl kurtardı, susuzluk sorununu nasıl çözdü? Çöp yığınlarının olduğu, susuzluktan kırılan bir İstanbul vardı. Şimdi nasıl oldu İstanbul?... Çalışacaksınız, isteyeceksiniz, üreteceksiniz, kovalayacaksınız... 1920 Yılında Türkiye'mizin kurucu rahmetli Mustafa Kemal Atatürk ne demişti; Bizim kimseye ihtiyacımız yok. Bir tek şeye ihtiyacımız var. Çalışmak... Çalışmak... Çalışmak.. Samimiyetle söylemek gerekirse vicdanen, biz Avrupalı gibi yaşamayı seviyoruz, ama çalışma konusunda asla ve kat'a öyle değiliz. Sadece gezme, eğlenme, dinlenme boyutundayız. Oysa bizim çok çalışmamız lazım çok... Biz çok çalışacağız, çalışmalarımızla da örnek olacağız inşallah. Bizim yapılacak çok işimiz var. Daha dinlenmeyi hak etmedik.



 



Makamda oturup talimat vermek yerine sürekli sizi vatandaşın içinde, şantiye alanlarında görüyoruz. Bu tempo böyle sürecek mi?



Kerim YILMAZ: Sürmek zorunda. Yapılacak çok iş var. Kozlu Karadeniz'in sahile açılan penceresi. Turizm anlamında yapılacak çok işimiz var. Sahillerimizde bir çok projeyi hayata geçirmek istiyoruz. Bakın ben çalışmaları takip etmek amacıyla sahile gelmişken, sosyal medyadan Devrekli gurbetçi bir arkadaş görmüş, "Burası neresi" diye soruyor. Daha biz sahillerimizi kendi insanımıza tanıtamamışız, düzenleyememişiz. Bu eksikliklerin hepsinin farkındayız.



Doğal gaz çalışmaları nedeniyle yollarımız bozulmuştu, onları da yapmaya başladık. Doğalgaz güzelliği, biraz zulüme dönüştü. O karanlık, o kasvetli çirkinliklerde de sona geliyoruz. Vatandaşlarımızdan özür diliyoruz. Onları biraz üzdük. Ama bazı çirkinlikleri yaşamadan da güzellikleri göremiyoruz. İçme suyu projemizde de biraz vatandaşımız zorlanacak. Su kesintilerini en asgariye indirmek için yeni su depoları yaptırıyoruz, 4 adet.  Bu arada EnerjiSA'nın da projeleri olacak Kozlu'da dolayısıyla vatandaşlarımız yol anlamında biraz sorun yaşayacaklar. Ancak bu altyapı çalışmalarını da artık bitirmemiz gerekiyor.



 



Her mahalleye kadınlarımızın el sanatlarını sergileyebileceği, pastasını böreğini alıp arkadaşları ile bulaşabileceği, bir yanı atölye, bir yanı kafe tarzında mekanlar oluşturmaya çalışıyoruz.



Her mahallede en az bir çocuk parkı yapıyoruz. Mevcut olanları yeniliyoruz. Amacımız çocuk parkı ve büyüklerinde yararlanacağı sahaların sayılarını yükseltmek.



Denizlerimizde ki bu çakıl yığınlarımızı kırmak için bir makine tespit ettik. Araç biraz pahalı ancak sahillerimiz için değer. Sahillerdeki çakılları ufaltıp vatandaşımızı rahatsız etmeyecek boyuta getirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki yıl denizlerimiz ve sahillerimizin temizliği için kenarlarda bulunan dere yataklarını imkanlarımız doğrultusunda ıslah etmeyi planlıyoruz.



 



Uçak deniz projesi ne aşamada, gerçekten yapılabilir mi?



Kerim YILMAZ: Yapılabilir. Yapılabilirliğini gittik gördük. İstanbul'da var. Bursa'dan kalkıyor İstanbul'a iniyor. Küçük bir platformla birlikte oraya inebiliyor. Almak istesek 3 milyon civarında. Ancak özel şirketlerde kiralama da yapılabildiğini öğrendik. Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığına gittik. Sağ olsunlar orada bize destek verdiler, hatta heyecanlandılar. İstanbul İdo'dan da bir gemi talep etmiştik. Belki Ekim'de tekrar göreceğiz. O gemiyi de alabilirsek limanımızda zaman zaman Ereğli ilçemize kadar yada Filyos Limanı'na gezi yapmayı planlıyoruz. Gemi gezmediği zaman halkımızın düğününü, nişanını, kokteylini yapabileceğimiz bir mekan olarak kullanabiliriz diye düşündük. İnşallah Kozlu'dan İstanbul'a, Karadeniz'in belli bölgelerine uçak deniz hizmeti vermeyi istiyoruz. İş adamlarımızdan, doktorlarımızdan çok destek var. Bu talep ve destekler bizi biraz daha heyecanlandırıyor. Çünkü yaptığımız işin doğru olduğu anlıyoruz.



 



Kozlu Belediyesi'de hizmet alım yöntemlerini değiştirecek misiniz?



Kerim YILMAZ: Otobüslerimizin ihalesi devam ediyor. Aslında işletmeciden karşılıklı fesih etmek için bizden talepleri oldu. Zonguldak'tan AVM yolcuları alamaması için Zonguldak Belediyesinin çok büyük bir baskısı var. İşletmeciye her gün ceza yazılıyor. İşletmecinin bıkkınlığı, yılgınlığı var. AVM'de inmek isteyen yolcularla her gün sorun yaşıyor. Birlikte anlaşalım dediğinde sözleşmeye baktık ama karşılıklı fesih edebileceğimiz bir madde yok. 2019 yılından sonra kendi bünyemizde kurduğumuz şirket aracılığıyla otobüs işletmelerini yapmak istiyoruz.



İşletmeciliği bu şirket üzerinden yapabiliriz, işçi çalışmayı yapabiliriz, ihalelere girebiliriz. Nihayetinde bu şirket kar amacı gütmeyen bir şirket olacak. Şirket aracılığıyla tüm işlerimizi çok daha kontrol altında tutabileceğiz, takibini yapabileceğiz. Daha planlı çalışabileceğiz. Artıları, eksileri vardır ama ben artılarını daha fazla görüyorum.



 



Zonguldak Belediyesi'nin TIP Fakültesi hattı açma kararının ardından yaşanan süreç nedir?



Kerim YILMAZ: Biz Meclis kararına itiraz ettik. Bizim iznimiz olmadan bizim mahallemize hat koyamayacaklarını bildirdik. Meclis kararına itiraz ettik.



 



Etik mi değil, yasal mı değil?



Kerim YILMAZ: Yasal değil. Bizim, Meclis kararına itiraz dilekçesine Zonguldak Belediye Meclisi karar vermesi gerekirken, cevabı Belediye Başkanı Muharrem Akdemir verdi. İtirazımızı red etti. Bunun Belediye Kanununda yeri yok. Muharrem bey kendi başına bizim yaptığımız itirazı olumsuz bulup gerekçelendirmeye çalışmış ama hata yapmış. Zonguldak Belediye Meclisi bizim itirazımızı görüşüp karara bağlaması gerekiyor.



 



Peki, Zonguldak Belediye Meclisi'ne sizin itirazınız gelirse ne olacak?



Kerim YILMAZ: Usulsüz. Onların aldıkları karar usulsüz. Zannediyorum onlarda yanlış yaptıklarını anladılar, geri vites yaptılar. Zaten böyle bir şey olmaz yani. O zaman bende buradan vatandaşım Kadın Doğum Çocuk Hastanesi'ne zor ulaşıyor, iki vasıta değiştiriyor, verilen hizmeti beğenmiyorum deyip, Meclis kararı alıp oraya servis mi yapayım?



Sen bunları götüremiyorsun, taşıyamıyorsun, rezillik var deyip bir kargaşa, şaiya çıkartıp basın yoluyla, ondan sonra servis koyayım... Olur mu böyle bir şey...Bu şık bir şey değil ki, etik değil ki... Sonuçta orası da devlet, burası da devlet. Onun sorumlu olduğu bölge orası, benim sorumlu olduğum bölge burası. Ben Muharrem Akdemir'in sorumlu olduğu bölgeyle ilgili karar alabilir miyim?



kerimyılmaz kerimyılmaz-1 kerimyılmaz-3 kerimyılmaz-4
Editör: TE Bilisim