Ekrem Murat Zaman’ın arşivinden…



Zonguldak’ın önemli futbolcularından ve antrenörü olan rahmetli Yurdakul Alkan, Zonguldak ve Kilimli’de Türk futboluna çok önemli oyuncular yetiştirmiş önemli bir adamdı. Özellikle Zonguldak’ın gururu olan eski Galatasaray ve milli takımda top oynayan efsane futbolcu Ergün Penbe’yi mahalle arasında top oynarken görüp keşfeden ve ilgilenip Kilimlispor’a getirende  kendisiydi.



Ekrem Murat Zaman Yurdakul Alkan ve Cafer Başaran’ı böyle anlattı….



Galatasaray’ın UEFA kupasını kazanan efsanevi takımında yer alan Ergün Penbe’yi, daha küçücükken, mahalle arasında top oynarken görüp keşfeden ve ilgilenip Kilimlispor’a getiren ve Türk Futboluna kazandıran da Yurdakul’dan başkası değildir.

Babalarımız Ereğli Kömürleri İşletmesi’nde (E.K.İ.) çalışırdı. O zamanlar Kömür işletmelerinde çalışanların çocuklarından isteyenleri yaz tatillerinde, hem boş vakitlerini değerlendirerek bir şeyler öğrenmeleri, hem de ailelerine maddi katkıda bulunmaları için, Kömür İşletmeleri’nde işe alırlardı. Aldıkları aylık da, bir işçi maaşı kadardı. Oldukça iyi bir paraydı.

1958 veya 1959 yaz tatilinde işe giren Cafer, uzun zamandır heves ettiği, zamanın en iyi futbol ayakkabısı olan Dinyakos marka futbol ayakkabısından almak için para biriktirmiş.

O zaman Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray gibi büyük kulüplerin futbol ayakkabılarını, İstanbul/Sirkeci’de Dinyakos adında bir Rum yaparmış ve onun yaptığı ayakkabılar oldukça pahalı, ancak ayağı yumuşacık sardığından ve kuş tüyü kadar hafif olduğundan, bu ayakkabılarla topa hükmetmesi kolay olurmuş.

Cafer’le Yurdakul (Domdom), sıcak bir yaz günü Zonguldak’a, şehrin tek futbol malzemelerini satan Kasapoğlu Spor Mağazası’na gitmişler ve Dinyakos marka ayakkabı almak istediklerini söylemişler. Dükkan sahibinin verdiği ayakkabı Cafer’in ayağına bol gelmiş.

Ancak dükkan sahibi, daha küçük numaranın olmadığını, yeni sipariş verebileceğini, fakat ne zaman geleceği hakkında bir tarih veremeyeceğini ifade etmiş.

Bunun üzerine, ayakkabıyı o gün almak için şartlanmış olan Cafer, ayakkabının ön kısmına bez parçası koyabileceğini ve bu suretle ayakkabıyı kullanabileceğini, düşünerek, ayakkabıyı almış.

Cafer’le Yurdakul, hayalini kurdukları ayakkabıyı aldıklarından sevinçle, spor mağazasından çıkmışlar. Cafer ayakkabıları bağlarından bağlayıp omzuna atmış. Birlikte Cafer’in akrabalarının olduğu ve Zonguldak’a 25 - 30 dakikalık yürüyüş mesafesinde olan Üzülmez’e doğru yürümeye başlamışlar.

Sıcak havada ve asfalt yolda konuşa konuşa yürürken bir ara Yurdakul durmuş ve Cafer’e;

“Cafer yaa demiş, şu ayakkabıları ver de, biraz da ben taşıyayım”.

Cafer de ; “tabi domdom al bakalım” demiş ve ayakkabıları Yurdakul’a vermiş. Yurdakul, aldığı ayakkabıları sevinçle omzuna atmış ve mutlu bir şekilde konuşarak yürümeye devam etmişler.

Yurdakul’un sözleri; ne kadar içten, sevgi dolu ve duygulu.

Demek ki mutluluk parayla pulla olmuyormuş. Demek ki arkadaşının aldığı ayakkabıyı sırtında taşımak da insanı mutlu edebiliyormuş.

Birkaç sene önce zamansız bir şekilde aramızdan ayrılan çok sevgili çocukluk arkadaşımız Yurdakul’un (Domdom) bu sevgi dolu sözlerinden, zamanımızın bireyci anlayışının alacağı çok dersler olmalı.

Abidin Dino; Nazım Hikmet’in Eşi Vera için yazdığı “Saman Sarısı”şiirindeki ;

“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?”

Sorusunu yazdığı bir şiirle cevaplandırmış, ancak mutluluğun resmini yapmamıştır.

Ne zaman mutluluktan söz açılsa ben, acaba Abidin Dino, Sevgili Yurdakul’un, Cafer’e söylediği bu sözlerini duysaydı, mutluluğun resmini nasıl yapardı? diye düşünürüm. 08.07.2012



FOTOĞRAF HAKKINDA



Üst Sıra Soldan Sağa ; Ömer Tregol (Vefat), Simitçi Yüksel Özder (Vefat), Zeki Demirtaş (Çörçil), Yurdakul Alkan (Domdom) (Vefat), Güven Yılmaz (Vefat)

Alt Sıra Soldan Sağa: Cemal Çakmaklı, Tekin Karahasan, Halil Güngördü, Şükrü Neçevik (Vefat), Cafer Başaran, Suat Tomruk

• Cemal Çakmak’lının arkasındaki çekirdek yiyen çocuk Işık Girgin

• Fotoğrafın sağ tarafında koşan çocuğun ise Erol Mekik olduğu söylendi.

Not: Yeni Mahallenin Karadere tarafındaki minik saha.

1953-1954 yılları olabilir diyor, fotoğrafın sahibi Halil Güngördü....



 



 
Editör: TE Bilisim