Bazıları lafı anlatınca değil, sokunca anlıyor...



Maalesef Zonguldak'ın Milletvekilleri ve yerel siyasetçileri böyle...



Mecbur kalıyoruz herkese anladığı dilden konuşmaya...



O yüzden diyoruz ki;



Devrek hastanesine doktor ataması yapılıncaya, cihazlar alınıncaya kadar bizim cenazemize gelmeyin...



Öldüğümüz sebepleri ortadan kaldırın...



Bakın, önceki akşam saatlerinde Çaydeğirmeni Beldesi, Cilas Kauçuk Fabrikası önünde trafik kazası meydana geldi.



4 Kişi araçta sıkıştı...



Devrek Belediyesi Sualta Suüstü Arama Kurtarma Timi, araçta sıkışan vatandaşları çıkardı.



Peki, vatandaş sıkıştıkları araçtan kurtarıldı da nereye gönderildiler?



10 Dakika uzaklıktaki Devrek Devlet Hastanesi yerine, nereye gönderildiler biliyor musunuz?



Zonguldak'ta ki hastanelere...



Durumu daha da ağır olan bir kazazede de Yalova'ya gönderilmiş...



Doktor yok, cihaz yok...



Onlarca insanımız yollarda can veriyor...



Hem can veriyoruz, hem rezil oluyoruz, hem de para harcıyoruz...



Allah aşkına Zonguldak insanına reva mıdır bu?



Aynı sorunun Çaycuma'da da yaşandığını söylüyorlar...



Çaycumalı Çaycuma'da, Devrekli Devrek'te tedavi olamayacaksa...



Ameliyat olamayacaksa...



Kendi memleketinin hastanesinde ölemeyeceksek, devletin parasını müteahhitlere niye kazandırıyoruz ki biz?



Zaten kendi paramızla ölmüyor muyuz?



Mevcut hastanesine doktor atayamayan, cihaz aldıramayan siyaset kurumu beceriksiz değil de nedir?



 



Hamdi mi gelsin, Zeki mi kalsın...



O kadar sahipsiz bir kent ki Zonguldak...



Yoğun Bakım Ünitesi'nde yatmak için bile şehir dışına gönderiliyoruz.



Bir kaç ay önce bizim de başımıza geldi.



Doktorumuz, felç geçiren babaannemi yoğun bakıma almak istedi.



Sebepsiz bir şekilde oyalamaya başladılar bizi.



Doktora soruyoruz, "Yoğun bakıma alacağım" diyordu.



Sonra öğrendik ki, Zonguldak'ta ki tüm yoğun bakım üniteleri dolu...



"İlle de hastanızı yoğun bakıma aldıracaksanız, çevre illerdeki yoğun bakımlara sorun" dediler...



Buna da doktorumuz izin vermedi.



"Hastamı yollarda rezil edemem" dedi...



Doktor çaresiz, hasta çaresiz, hasta yakını çaresiz...



İki gün beklemek zorunda kaldık...



Diyorum ya, ölürken bile bedel ödediğimiz bir kent Zonguldak...



Hamdi mi gelsin, Zeki mi kalsın diye telaşlanan Milletvekillerinin umurunda değil dünya...



O koltuklarda nasıl ıslanmışlarsa, onu nasıl kurutacaklarının derdine düşmüşler.



 



Hem başımız, hem midemiz dönüyor!



Zonguldak'ta gündem çok yoğun...



Öyle bilgiler geliyor ki...



Hem başımız, hem midemiz dönüyor!



İhale rantı...



İmar rantı...



Dolandırıcılık...



Hile...



Gizli ortaklıklar...



Ruhsatlar...



Küçücük şehirde bu kadar hile-hurda olur mu?



Valla yorulduk...



Allah'ım sen bunları gönderiyorsun, bari takip et yarabbi...



Biz bu şeytanların çevirdikleri filmleri takip etmekte zorlanıyoruz artık...
Editör: TE Bilisim