Amasra müessesesinde 42 kişinin hayatını kaybettiği kaza ile ilgili açılan davada savcılık rekor cezalar talep ederken kurumun başındaki yöneticiler için bilirkişi raporlarına rağmen herhangi bir ceza talebi olmaması şehit madenci yakınları tarafından şaşkınlıkla karşılanıyor ve delilleri karartma imkanını elinde bulunduran TTK Genel Müdürlüğü yönetiminin görevden alınmaması durumu vicdanlarda da soru işareti bırakıyor.

Sayıştay raporlarınca tehlikeli olduğu her sene tekrar tekrar belirtilen Havalandırmanın yenilenmesi gerekliliği uyarısını 4 yıl boyunca gerçekleştirip sonuca ulaşmayı beceremeyen TTK yönetimi nasıl koltuklarında oturmaya devam ediyor. Anlamak zor.

Üstelik bunu neden beceremedikleri ile ilgili savunmasını bile hazırlayamayıp savunmayı hazırlamak üzere emekli olmuş Daire başkanlarından rica edip yardım alıyorlar.

Kazım bey için çok önemli olan Kozlu’dan gelme kriteri o Daire Başkanlığını liyakatsızlaştırmış durumda.

Bunun yanında bu hafta Enerji Bakanlığından gelen müfettişlerin kurumda özellikle ön bilirkişi raporunda bulunan yönetimsel eksiklikleri giderme konusundaki kusurlar için inceleme yapması ise kurum içerisinde Genel Müdür ve üst düzey yöneticiler için sonun başlangıcı olarak değerlendiriliyor.

Kurum içerisinde özellikle Amasra faciası sonrası üst düzey yöneticilerin kendisini kurtarmaya yönelik raporlar ortaya koyarak suçsuz olduğunu ispat etme çabası kınanıyor.

Yaşanan faciadan ders almamışçasına hala yetkisini kullanmasına müsaade edilen Genel Müdür, geçtiğimiz hafta İş güvenliği daire Başkanını görevden alarak yerine henüz 3 ay önce aynı dairede şube müdürlüğü görevine atanmış olan birini hemen daire başkanlığı görevine getirdi.

TTK gibi derin yeraltı işletmeciliği yapılan bir kurumda işçi hayatı için böylesine önemli bir göreve henüz 3 ay önce Şube müdürlüğü görevine atanmış birinin getirilmesi anlaşılamadı. Üstelik bu yaşananlar sonrası.

Liyakat yerine Kozlu’dan olma kriterinin yeterli olması uygulamasının bir türlü sonu gelmedi.