Kimse alınmasın kimse gücenmesin genel olarak ortak bir kanı hakim siyasette kalite düştü. 
Bu konuda ‘hayır öyle olmadı’ diyenlerin sayısı yok denecek kadar az. 
Elbette siyaset içinde aktif konumlarda olanlar buna itiraz edecektir. Ama görünen köy kılavuz istemez. 
Sadece siyasette değil bu durum aşağı yukarı her konuda böyle.
Kimseyi kastetmiyoruz dedik ama burada benden bahsediyor diye aklınıza geliyorsa kendinizi bi gözden geçirmeniz de fayda var.
Bakıyorsunuz öyle isimler var ki yönetim kurullarında görev alıyor meclislerde yer alıyor söz sahibi oluyor. 
Şaşırıyorsunuz ‘Bu nasıl olur?’ diyorsunuz!
Bunlar şehrin yönetiminde olmamalı siyasi partilerin kararlarında söz sahibi olmamalı diye düşünüyorsunuz. 
Bazıları için ‘yok’ artık diye isyan ediyorsunuz.
Bu insanlardan bazılarını bakkalınız olsa kasasına koyamazsınız beceremez diye. 
Ama bu tür insanlar ile çalışmayı sevenler buna zemin hazırlıyor.
Neden, çünkü kendileri baş oldukları yapılarda her dedikleri kabul edilsin sorgulanmasın istiyorlar. 
Düşünmesinler fikir beyan etmesinler otursun baş ne diyorsa ‘doğrudur’ efendim desin kafi diyorlar.
Ellerinde güç olanlar boş koltuklara gelecek kişiler içinde benim işime kim yararsa, benimle birlikte aynı düşüncede siyaseti kim yapacaksa, onları bu işi becerir mi diye bakmadan görevlere getiriyorlar.
Siyasi hayatları boyunca mücadele ettikleri karşı oldukları görüşe sahip siyasi partilerde görev almayı hiç yanlış bulmuyorlar.
Dün kavga ettikleri, aleyhinde tezgahlar düzenledikleri, ağzına ne gelirse söyledikleri kişiler ile ihtiyaç halinde barışıyor bir araya gelebiliyorlar. Karşısındakiler de sanki kendisine hiçbir şey yapılmamış gibi kendine yapılanları unutup birlikte yol yürümeyi içlerine sindirebiliyorlar.
Dışardan görenler bunlar bu kadar olaydan sonra nasıl bir aradalar diye şaşırıyor.
Siyasi partilerde ben şöyle güçlüyüm, ben her işi bitiririm diyen hiçbir özelliği olmayan sıradan kişiler türemiş durumda. Bazen bölünmüşlükten faydalanarak istediklerini yapabildikleri de oluyor. Üst makamlarda bunları adam yerine koyan lafını ciddiye alanlarda çıkabiliyor.
Toplum “neye layıksa öyle yönetilir” güzel bir hadis anlayanlar için, bizler iyi toplum isek iyi yönetiliriz, kötülük isteyenler çok ise ona göre yönetiliriz. Kendi çıkarını gözetenler çoğaldıysa ne olacağı belli bu hadise göre.
Yani Kısaca söylersek; Kötü toplumun yöneticisi kötü olur. İyi toplumun yöneticisi de iyi olur!
Sadece siyaset değil elbette Bir toplumda görülen gelişme ve yükselme hali, o toplumun bütün değerlerini kapsar. Bilim, sanat, ticaret, ekonomi, sanayi , hukuk, ahlak, din, sosyal gelişmelerin ve yükselişin ya da gerilemenin ve düşüşün sebebi toplumu oluşturanlardır. Bu sebeple siyasette kalitenin düştüğünü düşünüyorsak önce kendimize toplumun tamamına bakacağız.
Yoksa yönetici olma sıfatına haiz olmayanlar tarafından idare edilmeye devam ederiz ve sessizce seyrederiz.