Arsanın bedeline karşılık anahtar teslim saray yapılacaktı.



Kasadan para çıkmayacaktı.



Ama adam kendi inşaatını denize nazır yaptı, sattı hatta kaçtı. Sorunlu daireleri de milletin başına sardı.



Sarayın kaba inşaatını yaptı, iflas açıkladı.



Oysa, saray bitmeden müteahhide verilen arazi hakkından vazgeçmemesi gerekiyordu.



Fakat ne olmuşsa! Saray bitmeden  kurum arazi haklarını devretti.



Olay mahkemeye gitti, o kurumun eski başı, başı ağırmasın diye mahkemeye 3 milyon lira ödedi!



Ama bu işin altından yine kalkamaz.



Offf, offf…



Kanun, nizam tanımayan bu baş usulsüz arazi devrin ile kaldı mı zannediyorsunuz?



Anahtar teslim verdiği Saray’a o tarihlerde batan müteahhidi kurtarmak için milyonları bulan faturalar kestirdi!



Aynı olayda defalarca kurumu zarara uğrattı.



O faturalar bugün kurumun eski başını tırmalayacak!



İstediğin kadar Zonguldak’a kaç, çalmadım, çırpmadım de, kahve köşelerinde okey oyna.



Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi kötü bir huyu var unutma!



Dış cephe giydirme, çatı, asma tavanlar, alçıpen, kaplama ve kalebodurların “bir bölümü” yapılmasına rağmen, kurumun yeni başı da bir alem!



Oysa, kurumdaki bir arkadaşı ile birlikte 2013 yılında “Maliyet raporunu” onlar hazırlamıştı. Şimdi kurumun başına geldi.



Aynı  Ali- Cengiz oyunlarını sen yapıyorsun!



Bitmeyen saraya pırasa doğrar gibi faturalar kestiriyorsun.



İş yapılıyor mu? Yapılmıyor…



Saray bitiyor mu? Bitmiyor…



Piyasa alacaklarına da bekle diyorsun.



Ereğli’deki hovardalıklarını tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla ödüyorsun!



Kızların aklına gelmiyor mu?



Olacak iş mi bu!
Editör: TE Bilisim