YÖK Başkanı Erol Özvar çıktı yabancı öğrenci sayısının 336 bin olduğunu övünerek açıkladı!

“Dünyanın vicdanıyız” falan dedi, yabancı öğrencilere kucak açtı!

Türkiye’nin uluslararası öğrenciler için cazibe merkezi haline geldiğini falan yazdı!

“Ülkemiz dünyada en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkeden biri” diyerek övündü de övündü!

Daha sonra yetmiyormuş gibi, sürekli yabancı öğrencilerle gerçekleştirdiği programlardan görseller paylaştı!

Bu paylaşımlarda da yabancı öğrencilerle övündü!

Yabancı öğrencilerin çoğunluğunun derdinin okumak olmadığını ikamet izni almak için bu durumu paravan olarak kullandıklarını belirttik!

Hatta bizzat YÖK’ün bu konuda aldığı kararın bu oyunu ortaya çıkardığını da yazdık, çizdik!

Ne diyordu YÖK o belgesinde?

YÖK’ün şubat ayında aldığı kararda, uluslararası öğrencilerin bir desten başarısız olmaları durumunda “sınırsız sınav hakkı elde ettikleri” ve bu şekilde YÖKSİS’te sürekli aktif statüde olacağından süresiz bir şekilde ikamet izni talep etme hakkına sahip olacakları vurgulanıyordu!

YÖK’ün bu duruma karşı aldığı tedbirde ise bu şekilde davranan öğrencilerin, öğrencilik durumunun “Pasif” olarak gösterileceği vurguluyordu!

Hatta sosyal medyada bunlara ilişkin bir sürü videoda paylaşıldı!

Şimdi aradan bir ay geçmişken YÖK Başkanı yabancı öğrenci sayısının 350 bin olduğunu açıkladı!

Yani 1 ayda yabancı öğrenci sayısı 14 bin artmış, tam 14 BİN!

Sadece 30 günde yabancı öğrenci sayısı 14 bin artmış!

Yabancı öğrencilerin 47’sinin ise vatansız olduğunu ayrıca belirtelim!

Yani kimdir, nedir, nereden gelmiştir belli değil!

Diğer taraftan bir de yabancı öğretim görevlisi sorunu da devam ediyor!

İran’da açık öğretim okuyanlara İngilizce öğretmenliği yaptırılmadığı mı kalmış, İran ve Suriye’den mezunlara İngilizce hocalığı mı yaptırılmadığı kalmış, neler neler!

2022-2023 verilerine göre, 3 bin 69 yabancı uyruklu öğretim elemanı var Türkiye’de!

Yoğunluğu İranlı, Suriyeli!

Suriye Arap Cumhuriyeti: 257 akademisyen, bunların 144’ü öğretim üyesi, 117’si doktor öğretim üyesi, 17’si doçent, 6’sı ise profesör!

İran İslam Cumhuriyeti: 433 akademisyen, bunların 187’si öğretim üyesi, 206’sı doktor öğretim üyesi, 21’i doçent, 15’i profesör.

Yabanci Ogrenci

Cezaevi firarisi uyuşturucuyla yakalandı Cezaevi firarisi uyuşturucuyla yakalandı

Diğerleri şöyle:

Afganistan İslam Cumhuriyeti: 18 akademisyen

Azerbaycan Cumhuriyeti: 253 akademisyen

Bangladeş Halk Cumhuriyeti: 16 akademisyen

Cibuti Cumhuriyeti: 1 akademisyen

Filistin Devleti: 40 akademisyen

Hindistan Cumhuriyeti: 30 akademisyen

Irak Cumhuriyeti: 76 akademisyen

Kamerun Cumhuriyeti: 2 akademisyen

Kenya Cumhuriyeti: 1 öğretim üyesi

Moritanya İslam Cumhuriyeti: 1 akademisyen

Nijer Cumhuriyeti: 28 akademisyen

Pakistan İslam Cumhuriyeti: 44 akademisyen

Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti: 1 araştırma görevlisi

Tacikistan Cumhuriyeti: 1 araştırma görevlisi

Uruguay Doğu Cumhuriyeti: 1 öğretim görevlisi

Yemen Cumhuriyeti: 23 akademisyen

Kadrolar yoğunluklu olarak öğretim üyesi!

Bunların nasıl öğretim elemanı yapıldığını da yazmıştım!

Üniversitelerde hoca olmanın yolu doçentlik kriterlerini tamamlayabilmekten geçiyor herkesin malumu üzerine!

Bu şartlar arasında neler var?

Uluslararası yayınların olması, ulusal yayınların olması, kitap bölümü yazılması, kitap yazılması vs.

Hepsinin ayrı puan değerlendirmesi var kendi içinde.

Bu şartlardan bir tanesi de Yabancı Dil Sınavı’na girmek ve en az 65 puanı almış olmak!

İşte bütün meselede tam olarak bu noktada başlıyor!

Doçentlik başvurularında bütün alanlar için kabul edilen yabancı diller şöyle;

İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça, Arapça, Çince, Japonca, Yunanca ve Farsça!

Yukarıda belirtilen dillerden birinden sınava girip bu puanı almış olmanın yeterli!

Yabancı uyruklular da bu sınava başvurabiliyor ama asıl önemli nokta şu;

Türk vatandaşlığı verilmiş yabancılar kendi anadillerini ikinci dil saydırabiliyor!

Yani örneğin Türk vatandaşlığı alan bir Suriyeli Arapça’dan, İranlı, Farsça’dan bu sınava girip 65 puanı aldığında doçentlik şartını sağlamış oluyor!

Şimdi önceki gün HAS Parti lideriyken Erdoğan’ı eleştiren sonradan AKP’li olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu’na katıldı!

Mardin’e ailesiyle beraber devletin özel jetiyle gitti, bu çok tartışıldı ancak konumuz başka!

Kurtulmuş bu sempozyumda, “Türkiye’nin kapısı bilimle uğraşan, gayret eden bilim adamlarına açıktır. Siyonist baskıdan kaçanlar, bilimsel faaliyetlerini burada sürdürebilirler” ifadelerini kullandı.

Atatürk’ün Almanya’daki baskılardan kaçan Yahudi bilim insanlarına kapıları açmasından da örnekler verdi!

Kendi yapacaklarını Atatürk’ün yaptığıyla benzeştirmeye çalışıyorlar ancak Almanya’dan o dönem gelen bilim insanları Türkiye’nin kalkınmasına hizmet eden, alanında uzman isimlerdi!

Sizin dışarıdan getirdiğiniz öğretim üyelerinin niteliği ise sorgulanır durumda!

Yabancı olsun da ne olursa olsun mantığıyla hareket ettiğiniz ortada!

Kendi bilim insanlarını yurtdışına kaçıran, "giderlerse gitsinler" diyen zihniyet "Türkiye’nin kapısı bilimle uğraşan, gayret eden bilim adamlarına açıktır. Siyonist baskıdan kaçanlar, bilimsel faaliyetlerini burada sürdürebilirler" diyor!

Akademide yeni bir yabancı öğretim üyesi dalgasına hazır olun!

Suriyeli ve İranlılardan sonra şimdi de Filistinlilerin üniversitelere akademisyen yapılmasının önü açılıyor!

"Yetişmiş insan gücüne" itirazımız yok. Yabancıya sağlanan imkanların Türk'e sağlanmamasına itirazımız var!

Kendi ülkesinde açık öğretim okuyanların ülkemizde öğretim görevlisi yapılmasına itirazımız var!

Kendi öz yurdunda Boğaziçi ve ODTÜ gibi üniversitelerde doktora yapan insanların asgari ücretle çalışmak zorunda kalmasına itiraz ediyoruz!

Üniversitelerde Türk öğretim üyelerinin yeterliliklerini almalarına rağmen yıllardır kadro için bekletilmesine, yabancılara ise verilen iş imkanlarına itiraz ediyoruz!

Yoksa Türkiye’nin ilerlemesine katkı sağlayacak ne yabancı öğrenciye ne de yabancı öğretim üyesine itirazımız var!

KAynak: Tolga Şahin (Yeniçağ yazarı)

Editör: Ayşe ÖZGÜL