Zonguldak Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı adayı Selim Alan, tüm tuşlara basıyor.

5 Yıl içinde kırdığı, küstürdüğü, hakaret ettiği herkesi ayağına çağırarak Zonguldak Belediyesi’nde iş sözü veriyor!

Selim Alan’a sosyal medya hesaplarında demediğini bırakmayanlar borsaya yatırım yapsaydı böyle kazanamazdı!

Bazı gruplara 25 kişilik kontenjan verilmiş, Zonguldak Belediyesi’ne alacakmış!

Bir mahallenin bir sokağında oturan kalabalık aileye 10 iş sözü!

Alt mahallede oturan birine 15 iş sözü!

Kenar mahalledeki düğünde takı merasimine döndü bu iş!

Anketlerde zayıf çıktığı mahalleleri tespit ediyor, önüne gelen iş sözü veriliyor.

Partili muhaliflerin kızlarına, oğullarına, gelinlerine, hısım akraba taallukatına söz veriliyor.

Sosyal medyalardan sövgüler kalkıyor!

Övgüler geliyor!

Yere göğe sığmıyor Selim Alan!

Keriz avı sürüyor!

İş sözü isteyenler Yaşar Gök’e müracaat edebilir!

Ama uyaralım!

Yaşar Gök, referansla ihale alır, ikna olanlar havasını!

Biz yine de hatırlatmış olalım!

Adaylığı için 3 bin imza topladıktan sonra Selim Alan’ın kayığına binen Sinan Toprak, kontenjandan Meclis Üyesi seçilmişti.

İş ricası olmuştu!

Başına neler geldiği bir soruverin!

Hakkında neler yazdırıldığını da!

Bir de şimdi kaçıncı sıraya atıldığını…
 

Karı-koca tacizi seviyor!

Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Mustafa Demirtaş’tan çok eşi Işıl Demirtaş, belediye koltuğuna yapışmış!

Öyle ki, kocasının tacizde bulunduğu genç kadının annesinin evine gitmiş, oy istemiş!

Kızının yaşadıklarından demans hastası olan yaşlı kadın kapıda sinir krizi geçirince tacize uğrayan kızı koşmuş!

Genç kadın karşısında hayatını zindan eden adamın karısını görünce çıldırmış tabi…

Bağırmış, çağırmış, “Sende hiç utanma yok mu” demiş, kapıdan kovmuş!

Yok demek ki!

Olsaydı kocasını aday bile yaptırmaz, haksız edindikleri malvarlıklarını da alıp beldeyi terk ederlerdi.

Çaresiz kadın, annesin kapısına “Ahını aldığın kapıya yanılıp da sakın çalma. Arsıza söz, pişkine yüz dayanmazmış” yazılı bir kağıt yapıştırmış!

Çok ilginç!

Karı-koca tacizi seviyor!
 

Her yasal hak,  helal değildir!

Zonguldak’ta MHP, ticari bir işletmeye döndü!

Müteahhit olunca böyle oluyor her halde!

Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan, 4 yıl önce Meclis’ten BKM, Sinema ve Tiyatronun bakım onarımın Kültür Bakanlığı tarafından yapılması adına devir için yetki almış!

Kültür Bakanlığı, devri kabul etmiyor, yerine 40 Milyon TL ödenek gönderiyor!

Bu ödeneğin nereye harcandığı belli değil.

4,5 yıl sonra Selim Alan’ın aklına Sinemayı tadilat ettirmek geliyor!

Fen İşleri Müdürlüğü, ‘acil işler’ kapsamında ihale hazırlığına başlıyor.

Güya yaklaşık muhammen bedel tespit ediyorlar.

6,5 Milyon ila 8 Milyon arası filan değil!

6,5 Milyon ile 26 milyon arasında uyduruk bir rakam!

Altını biraz kazısak içinden müteahhit seven Ogan Göktürk’ün çıkması muhtemel!

Neyse…

O sıralar Cumhur İttifakı’ndan söz ediliyor, adaylar tespit ediliyor.

Sanki afet olmuş gibi ihale yapılıyor.

Bu kez muhammen bedel 17 Milyon 815 bin lira!

MHP Kilimli Belediye Başkan Adayı Serdar Yaralı ile MHP İl Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Güldaş, konsorsiyum yapıyor, ihaleyi % 1 gibi komik bir kırımla alıyorlar!

Selim Alan, Bakanlığın gönderdiği 40 milyonla BKM’nin tamamını yaptırmak yerine Belediyeyi İller Bankasına 15 Milyon borçlandırıyor.

Üzerine de Belediye kasasından 2,5 milyon ekliyor, 17 Milyon 6223 bin lira müteahhide veriyor!

Bir ay sonra Cumhur İttifakı adayı olduğu açıklanıyor!

Tesadüfe bakar mısınız?
Zekaya bakar mısınız?

Vallahi tilkinin aklına gelmez!

Yasal mı yasal!

Helal mi?

Etik mi?

Değil!

Sen, Bakanlığın ödeneğini kullanma!

Belediye kasasını borçlandır!

Cumhur İttifakı pazarlığına oturan MHP’ye iş pasla!

Siyasi çıkarın için ortak yap!

MHP tabanını da saf yerine koy!

CHP Zonguldak Belediye Başkan Adayı Tahsin Erdem, boşuna “tasarruf” demiyor!

Boşuna “Çalmayacağım, çırpmayacağım” demiyor!

Saadet Partisi Zonguldak Belediye Başkan Adayı Cem Dereli, boşuna “Plan büyük, uyanın” demiyor!
 

Günün Sözü: Kalabalıklar daima tehlikelidir. İçlerinde mutlaka ruhlarını ucuza satan alçaklar bulunur. (Victor Hugo)