Almanya’da yaşayan araştırmacı-yazar Hayati Yılmaz, BEÜ, Eren Enerji’nin sahibi Ahmet Eren ve Milletvekilleri ile ilgili çok konuşulacak tespitlerde bulundu.

Sosyal medya hesabında “Zonguldak Tarih” başlığı altında kentle ilgili bir çok gelişmeye yer veren Hayati Yılmaz’ın son paylaşımı şöyle;
 

BiTLiS`TE BiR ÜNiVERSiTE VE BiN LiRALIK STENT

Son günlerde Bülent Ecevit Üniversitesinde bin lira değerinde stent olmadığı için, ölen iki Zonguldaklı vatandaşı konuşuyoruz.
Üniversite Hastanesi'nde sadece bin lira değerinde stent aleti olmadığı için Ereğli‘ye sevk edilen ve yolda vefat eden Zonguldaklı vatandaşın ardından, kimse bu memleketin parasının nereye gittiğini sorgulamadı.
Üniversite suçlandı.
Evet burada üniversitenin de ihmali var.Zira bir rektör,hastanesinde stent olmadığını, acil bir hasta geldiğinde sonucun ne olacağını bilmemesi mümkün değildi.
Önlem alması gerekiyordu ya da bunu basin ile paylaşması gerekiyordu.Böyle bir durumda çok zor kalınacağını adeta haykırması gerekiyordu. Çünkü insan hayatı söz konusu idi.
Bu sebeple başta Rektörün istifa etmesi hatta görevini kötüye kullanmaktan dava açılması gerekiyordu.
Halen görevine devam etmekle birlikte birde basına "mazereti kabahatinden büyük "beyanlarda bulundu.
Zonguldaklı rektör olması önemli değil, d---klı olup,olması önemli.

Şimdi gelelim Bitlis Eren Üniversitesi‘ne.

AKP 2001 yılında kuruldu.
Hemen akabinde beldelere kadar teşkilatları bir sene gibi kısa sürede oluşturuldu.
Bizim önceden Saadet Partili bildiğimiz Çatalağzı`nda ki kesim ve çevresi de Çatalağzı`nda AKP Belde Örgütünü kurmuşlardı.
Bunlar bir elin parmağını bile geçmeyen Çatalağzı`nda ki muhafazakar olarak tanımlanan ve genelde Doğu Karadeniz kökenli insanlardı.

2002 yılında, daha seçim yapılmadan önce AKP Çatalağzı Eski Belde Başkanı ile aramda ki bir konuşmayı hatırlıyorum.Konuşmada 2002 yılı seçim öncesinde, Çatalağzı AKP Belde Başkanı ağzından ben ilk kez santrallerin yapılacağını duydum.Ortada ne fol vardi ne yumurta!
O zaman şöyle demişti.
“Çatalağzı artık göç veren bir belde değil, göç alan bir yer olacak.“demişti.Tartışma hararetlenince,bunun nasıl olacağını sorduğumda da baklayı ağzından kaçırdı.Yarım ağız ile “santraller kurulacak.”demişti.
Açıkçası o zaman pek ciddiye almamıştım.
Fakat sonraki gelişmeler gösterdi ki; o zamanın belde başkanı bunu bilerek söylüyordu.Bir yerlerden bilgilendirilmişti.(Göç alacak dediği 2007 yılından itibaren Çatalağzı`na santral yapımı için gelecek olan 2-3 bin civarında Çinli işçilerdir.)
Peki daha iktidar bile değilken bir sene önce kurulmuş parti mensupları bunu nereden biliyorlardı ? Daha iktidar olmadan Santralin kim tarafından yapılacağı finansmanı,kimlere ihale edileceği 2002 yılında nasıl ve niye belirlendi.
Ve nasıl bunu kesin gözle dillendirdiler ?
Zira daha 2002 yılında ülkede kriz vardı ve dönemin başbakanı Bülent Ecevit`in önüne yazar kasa fırlatılmıştı. Esnaf kan ağlarken, AK Parti iktidara geleceğine, nasıl emin oldular ve iktidar olduklarında, projeleri neye güvenerek belirlediler ?
Bu anlatıklarım Çatalağzı`nda geçse de ,aslında bu tartışma Türkiye`nin siyasi tarihinin konuları.

Biz gelelim Eren Enerjiye.

Daha önce Karton, iç çamaşırları, tekstil sektörü ile uğraşan firma Holdinge dönüştürülüyor.
Eren Holding 1997`yılında kuruluyor.
1998`de enerji sektörüne giriyor.
2007 yılında Eren Enerji Zonguldak'ta, 1360 MW gücündeki, kömürle çalışan elektrik santrali inşaatına başlıyor ve bu proje için Türkiye Garanti Bankası ve Türkiye İş Bankası ile 850 milyon dolarlık kredi anlaşması yapıyor.
2010 yılında santral faaliyete geçiyor.

Aynı zamanda Eren holding 2007 yılında çıkartılan bir kanun ile Bitlis`te Eren Üniversitesi anlaşması da yapıyor.
2009 yılında bu üniversitenin kampüslerinin yapım masraflarını üslenerek parasal destekte bulunmaya başlıyor.Ve Üniversitenin adına Eren Üniversitesi konuluyor.
Bildiğiniz gibi Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren Bitlisli.
Zehir akıttığı ve para kazandığı Zonguldak`ta, bin lira bulmayan üniversite varken ; Bitlis`e 7 Yüksek okul,7 Bölüm ,7 Araştırma merkezi bulunan bir üniversite:

Zonguldak`ta kazanacağı parayı kendi memleketine (Rabia işaretli amblemi üniversitesine) aktarmasına bir şey demiyoruz da; be insaf ! Para kazandığın ilin hastanesinde bin lira değerinde bir malzeme olmadığı için iki kişi ölüyor. Insan utanmaz mı ?
Üstelik stent damar yolu tıkanıklığını açmakta kullanılan bir alet. Damar tıkanıklığı da, santral küllerinin de tetiklediği bir hastalık.
Ayrıca zaten santrallerin bölgeye %5 katkı sağlama gibi zorunluluğu bu neden ile var. O %5 katkı santrallerin ”çevre etkilerini bozmasından dolayı bunun düzeltilmesinde kullanılmak için kanunen belirlenmiş haktır”.
Bu %5 kullanıldı mı?
Kullanıldıysa nerelere harcandı?.
Acaba bu %5`lik pay geçtiğimiz günlerde yapılan ve çöken, Çatalağzı dağ yoluna mı harcandı ?
Çatalağzı`n da ki havuza mi gitti ?
Saat kulesine mi ödendi ?
Zonguldak halkını zehirleyerek kazandığı para ile kendi memleketinde, kendi adına bir üniversite kurmasına ramen ,şehrimizin üniversitesi olan B.E. Üniversitesine ne katkısı oldu ?
Zonguldak BÜLENT Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Zonguldaklı Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, geçtiğimiz haftalarda üniversitenin vakfına bağış kampanyası başlatmıştı.Kendi memleketinde, adına inşa edilen üniversiteye para aktaran EREN; Z.B.E.Ü vakfına ne kadar bağışta bulundu?
Diye; sormazlar Zonguldak`ta.
Kim sormaz?
Tabi ki de milletvekillerimiz sormaz.
Nedense, neredeyse ”el ayak öpecek kadar” çok severler Ahmet EREN`i.
Nedeni ise Zonguldak‘la hiç alakalı değil.
Ankara ile bağlantılı.
içlerinden biri sıkıysa ses edebilsin!
Gerçekleri haykırsın !
Ankara hemen “ümüğünü sıkar” adamın.
İnanın ne vekillerin ne de üniversite rektörünün açıklamalarını bu neden ile dikkate bile almam.
“Kasap et derdinde, koyun can derdinde” olayı.
Hal böyle olunca ;
“Bitlis`te bir üniversite, beri gel Eren beri gel” derler adama !

Hayati YILMAZ


Zonguldak Tarih

Editör: TE Bilisim