Çağlayan, “O yeşil alan bir yaşam merkezi; biz oraya böyle bir şey koymanıza izin vermeyiz. Eğer koymaya kalkarsanız, ben bizzat kazmayı, küreği alır başına dikilirim” dedi.

Belediye Başkanı’nı eleştiren Çağlayan, hizmet anlayışının eksik olduğunu ifade ederek şu sözleri kullandı:
“Bir hizmet yapılmışsa, biz onun kötüye gitmesini istemeyiz. Eğer bir değeri varsa, değerini azaltmaya çalışmak gibi bir yaklaşımımız asla söz konusu değildir. Böyle bir yaklaşım tamamen onların yaptığı iştir. Biz ise yapılan her işin elinden tutarız. Yapılan işle ilgili bizi belediye başkanı aramıyor, ama muhtar arıyor. Orta Kapuz’da bir çalışma yapılmış, oranın muhtarı günde iki kere beni arıyor ve biz de yardımcı olmaya çalışıyoruz. Belediye başkanı ise aramıyor. Çünkü çok büyük bir kibir içinde. Böyle bir hale geldi.”

Çağlayan, Belediye Başkanı’nın Ankara ile ilişkilerine de dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Defalarca kendisine birebir söyledim. Hatta şöyle bir ifadesi var: ‘Ben her Ankara’ya gidip geldiğimde 30 milyonla, 50 milyonla dönmüyorum.’ Bu söz aslında kendi başarısızlığını ve beceriksizliğini ilan etmektir. Oysa Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi birçok bakanlıktan daha fazla. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi ise 14 bakanlıktan büyük. Peki, siz neden alamıyorsunuz? Beceriksizliğinizi burada ilan etmiş oluyorsunuz. Hadi Ankara’ya gittiniz; AK Partili milletvekillerine kaç kere uğradınız, Meclis’te kaç kere ziyaret ettiniz, bir talepte bulundunuz? Sonra da ‘bize yardımcı olmuyorlar’ diyorsunuz. Ne istediniz ki, söylesinler. Bizden şunu mu bekliyorsunuz? Sürekli sizin peşinizde koşup neye ihtiyacınız olduğunu mu soracağız? Hayır, koşacak olan sizsiniz. Millete hizmet edebilmek için gayret gösterecek olan sizsiniz.”

Belediyenin borç yönetimini de eleştiren Çağlayan, “Siz çıkıp ‘borcumuzun olması milleti ilgilendirmiyor’ diyorsunuz. Madem öyle, bir buçuk ay boyunca belediyenin borçlarını niye gündemde tuttunuz? Eğer bu kadar borcunuz vardıysa, delege seçimlerinde neden belediyenin imkânlarını kullanarak mücadele ettiniz? Özel halk otobüslerini destekleyemeyip işletmeyi beceremediğiniz için şimdi 150 milyon borçlanma yapıyorsunuz. Böylece milletin parasını ipotek altına alıyor, bir sonraki belediye başkanına da yük bırakıyorsunuz. Kaybedilen bu 5 yılı toparlama süreci gelecek” dedi.

Çağlayan: Bazı bürokratlara anlam veremiyorum: Neden kaçak yapıya izin veriyorsunuz?
Çağlayan: Bazı bürokratlara anlam veremiyorum: Neden kaçak yapıya izin veriyorsunuz?
İçeriği Görüntüle

Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkan ve Yönetimi ziyaret eden Zonguldak AK Parti İl Başkanı Çağlayan, belediye başkanının camiyle ilgili açıklamalarını da eleştirerek şunları söyledi:
“En son meclis toplantısında, kendi babasının cenaze namazının kılındığı Uzun Mehmet Camisi için ‘şatafatlı cami’ diyerek eleştirdi. Oradaki görevlileri çekmiş, bir de ‘vagon kafe koyacağım’ diyor. Oysa bu şehrin bir değerine sahip çıkmanız gerekirken, caminin kıymetini küçümseyen ifadeler kullanıyorsunuz. Böyle sözlere ne gerek var? Siz belediye başkanısınız, siyasetçi değil. Siyaset yapmak istiyorsanız, partinizin kongresine girer aday olursunuz. Milletvekili olmak istiyorsanız, adaylığınızı koyarsınız. Ama belediye başkanlığı makamında oturuyorsanız, hizmet etmek zorundasınız.”

Belediyeciliğin siyaset değil, hizmet makamı olduğunu vurgulayan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İl başkanları veya diğer şehirlerdeki yöneticiler kendi partilerinin içinde şikâyetlerle uğraşırken, siz sürekli başkalarını suçluyorsunuz. Oysa bizim belediye başkanlarımız partisine bakmadan taleplerini iletiyor, bakanlıklar da yerine getiriyor. Siz neden yapamıyorsunuz, bir düşünün. Kendi kendinize ‘Ben bunu niye beceremiyorum?’ diye sormanız, muhasebenizi yapmanız gerekirken sürekli başkalarını suçluyorsunuz. Üstelik yapılan işlerin üzerine mağduriyet oluşturacak açıklamalar yapıyorsunuz. Uzun Mehmet Camisi’nin yanına vagon kafe koymayı planlıyorsunuz. O yeşil alan bir yaşam merkezi; biz oraya böyle bir şey koymanıza izin vermeyiz. Eğer koymaya kalkarsanız, ben bizzat kazmayı, küreği alır başına dikilirim. Oradaki vatandaşların huzuru için daha önce zaten bir kafe kaldırıldı. Allah razı olsun Sayın Murat Kurum’dan, Sayın Çevre Bakanımızdan; ciddi emekle orası çok güzel bir alana çevrildi. Bizim görevimiz oraya sahip çıkmak ve korumaktır.”