Hep biz yazıyor, biz konuşuyoruz.

Bürokratlar, başarılı olduklarına inanıyor!

Siyasetçiler bulunmaz hint kumaşı olduklarını düşünüyor!

Peki, vatandaşın gözünde öyle mi?

Çatalağzı-Muslu bölgesinde yaşayan, adı bizde saklı bir vatandaşımızın mektubunu okuyalım!

Bakalım, halk ne diyor;

Her şey yasal, her şey güzel ve bir o kadar da sağlıklı!

Maşallah!

Kamyonlar ile taşınan küller balık istifi taşınmıyor!

Tonaj fazlası yük yok!

Çevreye asla kül uçmuyor!

Yıllardır Karadere’den yüzbinlerce ton ekonomik değeri olan yüzlerce milyon TL’lik şlam dereye akmıyor!

Şurada daha iki hafta kadar önce herkesin gözlerinin içine baka baka Eren’in bacasından çıkan gazları ciğerlerimize kadar çekmedik!

En güzel barajımız da bırakın yüzmeyi, balık bile yaşayamaz hale gelmedi!

Allah aşkına daha ne kadar kül yutturacaksınız bizlere?

Bacadan gaz çıkması da nasıl bir kelime?

Bizim için oksijen salınmıştır mutlaka!

Deremizden akan sular ne kadar, saf ne kadar da masum değil mi?

Bahçelerimiz meyve sebze ve çiçekler ile dolu!

Hatta seracılıkta Antalya’yı da geçtik!

Türkiye’nin en temiz en saf havası, en mükemmel havası da bize ait değil mi?

Mazur görün bizi…

Bizler hem cahil, hem saf, hem de malız ya!

Fark edememişiz…

Halbuki ne ümitlerimiz vardı bizim…

Taşkömürü üretiminde rekor kıracaktık, yüzbinlerce ton şlamı dereye salarak vatana ihanette rekor kırdık!

Taşkömürünün vatanında ithal kömürün cenneti olduk!

Şehrimiz gelişecek ve havamız 1500 olacaktı, Türkiye’nin en kötü havasına sahip olduk!

Topraklarımız yok pahasına alınarak kendi memleketimizde misafir olduk!

Doğaya ve çevreye saygılı yatırımcılarımız olacaktı, Kanserin üssü olduk!

Kestane balının diyarı olacaktık, çorak ve verimsiz arazilerin merkezi olduk!

Sağlıkta devrim yapacaktık, Onkoloji servisinin müdavimi olduk

Türkiye’nin enerji üssü olacaktık, Türkiye’nin çöp üssü olduk!

Sağlığımızı ve çevremizi korumakla mesul olan bürokratların ellerinde oyuncak olduk!

Her şey olduk ama bir tek insan olamadık.

Varsa yoksa sermaye!

Ahhhh ahhhhh ahhhh…

Anamızı öpen kadı olunca kimi kime şikayet edeceğiz ki?

Anladık bu millete hesap vermekten korkmuyorsunuz peki Mahşer-i huzurda Allah’a hesap vermekten de mi hiç korkmuyorsunuz? Bürokrattan ve siyasetçiden ümidimiz yok!

Tüm ümidimiz Allah’tan!

Tek bildiğim şey şudur ki, ama bu dünya da, ama ahirette Vatana ihanetten, çevreye ihanetten, tüyü bitmemiş yetim hakkına girmekten mutlaka sorguya çekileceksiniz!”

*