Zonguldak’ın en büyük sorunu işsizlik, yatırım, yol, çukur ve yola akan p.klar değil…

Devleti, bürokratları ve siyaset baronları arkasına alan bir korkaktan düşen irinlerdir…

Düşünün ki, Doğu Karadeniz’e ait “Fadime hala” sözü bile Zonguldak’ta Zonguldaklı oldu.

Trabzonlu bir ailenin Zonguldak’ta doğup büyümüş modeli olarak söylüyorum.

Bizim oralarda “Fadime hala” aslında kime denir biliyor musunuz?

Karısına, uşağına, evine yurduna sahip çıkmaktan aciz, korkak ama cesur gibi, görünen,  ezik ama kendini cesur sanan,  dışarda erkek olup sokakta madam olan, çaresiz, zavallılara ama adam kılıklılara söylenir…

Şöyle yani;

O, onla yatmış, bu bunla kalkmış…

Babası, oğlunun sevgilisini şey etmiş…

Başkan basılmış, itfaiyeden çıkmış…

Ankara’da garsoniyer tutmuş…

“TOKİ’ye girerken videoları var…”

“O adayın sevgilisi şükranla elimizde yazışmaları var”

“3. Kattaki sevgilisi, alt kattaki sevgilisine kızıyor”

“MOBESE kayıtları elimizde…

“HTS kayıtları elimize ulaştı…”

“İsteyenlere gösteriyoruz…”

“Merak edenler bana gelsin”

“Genelev or…..”

“Acılık’ta bir or…. var”

“Şeyi kalkmıyor viagra kullanıyor…”

“Saldırı girişimleri ve tacizler hala sürüyor.”

“Şimdi kadınları üzerimize sürüyorlar.”

“Mağdurum”

“Üst üste toplantı düzenlediler, bana saldırıyorlar”

“Mağdurum”

“Matbaamı yaktılar”

“Mağdurum”

“Kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğim”

“Mağdurum”

“Tümüne hodri meydan diyorum”

“Mağdurum”

“Bunlar geri zekalı, ben çok zekiyim”

“Mağdurum’

“Topunuz gelin”

“Mağdurum”

“Beni koruyanları sıkıntıya sokmak istemiyorum”

“Mağdurum”

“Bizde yalan olmaz”

“Mağdurum”

“Bizde isimsiz çıkan haberlerin yüzde 100’ünden resmi kurumların haberi vardır”

“Devlet yanımda bana ilişmeyin”

….

Aslında meşhur Fadime hala (ruhuna El Fatiha) bu dur…

Bu tiplere ancak, Kadir amca var ya…

O,  İNANIR…

Birde inanmak isteyen hala çocukları vardır…

Oturduğu koltuklar için etrafa gülücük saçıp, sırf tribüne oynamak için kahvehane önünde oturup vatandaşla poz verenler var ya…

Samimiyetsiz samimi olmak için kendini zorlayanlar…

Her şeye gülen, güler yüzüyle tüm sorunları halının altına atıp insanları dinlediği görüntüsü veren fotoğraf meraklısı bürokratlar  var ya…

İş adamının müzesinde, ihramlı TOKİ tavafcısı, dili yalandan başka konuşamayan sirk maymunuyla ya da hurdacılarla oturup, viski içip, siyasilerin yanında namaz kılan rütbe için makamını her türlü kullanan zavallı insanlar inanır…

Ben, hükümetlere ve bürokratlara güvenmem…

Hükümetlerin patronu,  o her fırsatta bilerek ezilen halktır aslında…

O bürokratların Allah’ı da ne biliyor musunuz?

O makamlara oturdukları zaman ile, kalkıp gittikleri zaman kadardır…

O yüzden, kimse bu gün ki makamına, gücüne güvenerek insanların HTS kayıtlarını, MOBESE görüntülerini bir korkağın eline vererek yükseleceğini düşünmesin…

Hele o, akrabasından bile işe girme karşılığında rüşvet alan, FETÖ sevicisi artığı siyasilere  hiç güvenmesin…

Herkesin bir hesabı vardır…

O’nun hesabı, herkesin hesabından büyük ve yücedir…

Çok uzun yıllar oldu, ben hesabı öyle tutuyorum…

Beni anlıyorsanız, ben sizi zaten anlıyorumdur…

Ama…

Beni anlamıyorsanız, ben de hiçbir şeyi anlamam!

Hiçbir şeyi bana anlatamazsınız…

Çünkü; Ben, Zonguldak coğrafyasında doğmuş, soy kütüğü Oğuz boylarından olan, Rus savaşı nedeniyle tüm kardeşlerini savaşta kaybetmiş, yıllar sonra Trabzon'daki tüm topraklarını bırakarak, çoluk çocuğu için Zonguldak’a göç etmiş, TTK’da çalışıp ciğerlerini bu topraklarda tükettiği için 56 yaşında toprakla buluşmuş bir dedenin torunuyum…

Yani Karadeniz çocuğuyum…

Öyle de kalacağım…

Yani ben, Akdeniz iklimi gibi sıcaktan bayılmış, geyik yapıp yapıp akşam serinliğini bekleyen, vantilatör ile kendini soğutan bir iklimden gelmiyorum….

Korkuteli/ Antalya’lı değilim…

Bor/Niğdeli de değilim..

Devrek/ Zonguldaklı da değilim...

Ben horon oynarım mesela, dik ve hızlı...

Onlar, Alaplı'nın üstünde karga geçiyor deyip göbek atar...

Onların erkek köceği vardır, bir kadından daha iyi kıvırır, esnektirler.

Bizim erkeklerimiz değil göbek atmak, öldürseniz kadınlara bile göbek attırmazlar. 

Şimdi aklı kıt olanlar şovenist diyecekler, varsın ne derlerse desinler...

Halayı çok öğrenmek isterim mesela...

Doğuya gitmeyi onların kültürünü çok merak ederim...

Neyse...

Onların tarihini ve genlerini anlamıyor ve bilmiyorum...

Onlarda beni anlamamakta ısrar ediyor!

Anladınız mı?

Sanmıyorum ama…

Umarım geç olmadan anlarsınız…

Sadece eşeği saldım…

Zonguldak’ın son günlerdeki halini bir şeytan ve bir eşek hikayesi ile özetleyelim…

Eşek ağaca bağlıdır.

Şeytan bu ya gelir eşeği salar.

Eşek komşusunun tarlasına girer, kuru yeşil ne varsa talan eder yer.

Tarla sahibi çiftçinin hanımı bunu görür ve eline tüfeği aldığı gibi eşeği vurur.

Eşeğin sahibi bir bakar ki eşeğini çiftçinin hanımı öldürmüş, sinirlenir ve eşeğini öldüren hanımı vurur.

Çiftçi bakar ki hanımını eşeğin sahibi öldürmüş, sinirlenir ve oda eşeğin sahibini öldürür.

Bunu duyan eşeğin sahibinin oğlu gelir çiftçiyi öldürür.

Velhasıl kelam, eline silahı alan eşeğin sahibinin akrabaları ve çiftçinin akrabaları birbirlerine girer.

Her iki aile de telef olur. Şeytana sorarlar; ‘sen ne yaptın?’ şeytan der ki, ‘ben bir şey yapmadım. Sadece eşeği saldım.’