Çaycuma Huzurevi’nde bir süredir yaşanan idari uygulamalar, kurum çalışanları arasında ciddi rahatsızlıklara yol açıyor.
Edinilen bilgilere göre, kurumun mevcut müdürü Ayten Ünlütürk, göreve başladığı günden itibaren, çalışanlar üzerinde baskıcı ve keyfi bir yönetim anlayışı sergiliyor.
Ayten Ünlütürk, geçmişte aynı kurumda yaklaşık altı yıl fizyoterapist olarak görev yapmış, ardından çeşitli siyasi ve bürokratik desteklerle müdürlük görevine atanmış. Daha önce görev yaptığı Çaycuma Çocuk Evleri Sitesi’nde işçiler üzerinde mobbing oluşturmuş, birçok personel hakkında disiplin soruşturmaları başlatmıştı.
Ünlütürk çifti ile ilgili haber merkezimize ulaşan iddialar şu şekilde;
"Eşi Tuncay Ünlütürk de uzun yıllar Çaycuma Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü görevinde bulunmuş, daha sonra eşinin eski görev yeri olan Çaycuma Çocuk Evleri Sitesi’ne görevlendirilmiş.
Ayten Ünlütürk'ün eşi Tuncay Ünlütürk, bilirkişi görevi sırasında sosyal hizmetlere ait resmî aracı izinsiz şekilde şahsi işlerinde kullanmış, bu duruma tanık olan kurum personeli tarafından Valiliğe bildirim yapılmış.
Ancak, konuyla ilgili herhangi bir idari yaptırım uygulanmadığı, görev değişikliğiyle sürecin kapatıldığı öne sürülmektedir.
Ayten Ünlütürk’ün huzurevi müdürlüğüne atanmasının ardından, göreve geldiği ilk gün tüm idari ve hizmetli personeli kurumun giriş kapısında toplayarak karşılatmış, ardından izinli veya raporlu personelin dahi zorunlu toplantılara çağrıldığı, mazeret bildiren personele disiplin cezaları uyguluyor.
Bazı çalışanlar, toplantılara geç kaldıkları gerekçesiyle “emre itaatsizlik” suçlamasıyla soruşturmalara tabi tutulup, güvenlik konularında görüş bildiren personele ise “tehdit” iddiasıyla muhakkik talebinde bulunuluyor.
Ayrıca, işe 5 dakika geç gelen çalışanların dahi kayıt altına alındığı ve bu durumun personel üzerinde ciddi psikolojik baskı oluşturuyor.
Kurum çalışanlarının sosyal medya veya yerel basında yaptığı paylaşımlar nedeniyle yevmiye kesme cezalarıyla karşılaştığı da iddialar arasındadır.
Son dönemde ortaya çıkan yeni iddialara göre, kurumda hasta olan çalışanlara “rapor almayın, yıllık izninizden kullanın” şeklinde baskı yapılmakta, heyet raporu alan bir işçinin raporu da hakem hastanesine sevk edilerek iptal ettirilmiş, ilgili personel zorunlu olarak 15 gün ücretsiz izne ayrılmaya mecbur bırakılmıştır.
Bu tür uygulamaların çalışan sağlığını ve iş güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmektedir.
Kamu hizmeti veren bir kurumda bu tür iddiaların ciddiyetle incelenmesi, çalışanların haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır."
