Zonguldak’ta Devleti temsil eden bürokratlar, kimlerle oturup kalktıklarına dikkat etmediler.

Öyle bir algı oluşturuldu ki…

Bir şantajcı, elinde HTS Kayıtları, MOBESE görüntüleri ve WhatsAPP yazışmalarının olduğunu söylemesine rağmen Devlet kılını kıpırdatmadı!

Kamuoyu bu şantajcıyı Devlet’in adamı zannetti, teslim oldu…

Öyle bir algı oluşturuldu ki, sanayici kimliği adı altında yasa dışı işler yapanlar Devlet kademelerinde itibarlı adam yerine konuldu.

Kamuoyu, bu tip sanayicilerin Devlet’in adamı olduğunu düşündü!

Öyle bir algı oluşturuldu ki, namusunu senet karşılığı otelde bırakan iş adamlığı kimliği altında istihbaratçılık oynayanlar kamu kuruluşlarında itibar gördü.

Kamuoyu, Devlet’in adamı zannetti, bunlara teslim oldu.

Devlet ve iktidar Partisinin Zonguldak temsilcileri şantajcıları, yasa dışı iş yapanları, eşinin sevgilisine senet imzalattıran, şantajdan hüküm yemiş insanlarla oturup kalkmaz.

Devletin safı milletin yanı olmalı, bu güne kadar olduğu gibi…

Hükümetin sahibi Recep Tayyip Erdoğan’ı Zonguldak’ta temsil eden iktidar mensupları, şantajcılarla iş tutamaz…

*

Günlerdir tek bir mücadelemiz var…

Yolsuzluk yapan Belediye Başkanlarının…

Paçalarından yolsuzluk akan Başkanların, imar rantı sağladığı müteahhitlerin…

Define arayan siyasetçilerin…

Dağları köylülere kazdıran sanayicilerin, iş adamların…

Devlet’te olması gereken bilgilerin elinde olduğunu söyleyerek şantaj yapan iftiracıların yasa önünde hesap vermesini istiyoruz.

Onlar bu pis işleri yaparken, tetikçi şantajcılarına Zonguldak halkının yatak odalarını, özel hayatını, yazdırıp kadınlara or…, erkeklere Acılık çocuğu diyenlerin gerek toplum vicdanında, gerekse yasalar karşısında hesap vermesini istiyoruz.

Bizi “hakaret” davalarıyla, “tazminat” davalarıyla bu mücadeleden alı koyamazlar…

Dileyen istediği gibi yasal hakkını kullanabilir…

Biz de kullanacağız…

Sadece Zonguldak’ta da konuşmayacağız…

Yeter ki açsınlar, bizde elimizde olanları verelim, davaya taraf olalım…

Önümüzdeki günler sürprizlere gebe…

“Gülen Vali” ve Kaçak Ocaklar…

Zonguldak’ın “Gülen Valisi”

Hatta “Alkış”ı hak eden Zonguldak'ın Valisi Sayın Mustafa Tutulmaz, kendisine “sevgi dili” kullanan, kent insanına bel altı iftiralar atan basın mensuplarından Zonguldak’ı dinlerken gözlerini kapatmış…

“Sanki tefecilik buraya bir ay önce geldi. Bazı basın öyle bir havaya girdi” diyen Vali Mustafa Tutulmaz kentin öteden beri gelen sorunlarının gündeme taşınmasından da rahatsız oluyor!

Ee tabi, akşam sabah bana da “Gülen, dinleyen, alkış Vali” diye yazılırken keyfimi kaçıran gazetecilerden rahatsız olurdum.

Neyse…

Bu akşam özet gececeğim...

Günlerdir kaçak Ocak sahipleri ve Kaçak Ocaklarda çalışmak zorunda kalan insanlar bizim bu sorunu da gündeme taşımamızı ısrarla istiyor.

Ocakları bombalamanın dışında Sayın Vali Tutulmaz’ın kentin en önemli sorunu karşısında ne yaptığını, nasıl bir yol haritası izleyeceğini merak ediyoruz.

Her hangi bir kongrede de bu sorunla ilgili bir gönderme yapmasını bekliyoruz.

*

Borcu çok, geliri yok!

Zonguldak’ın bu gün, bu halde olmasının tek nedeni, kentte söz sahibi olan insanların çaplarıyla ilgili…

Düşünebiliyor musunuz, bir yardım kuruluşu olan Kızılay Derneği’nin başındaki Aydın Ergenç’in devlete milyonlarca lira borcu var.

Milyonlarca lira borcu olan bir insanın parası olsa Devlet’e olan borçlarını ödemez mi?

Borçlarını ödeyemiyorsa nasıl geçiniyor?

Vatandaşların yardım yaptığı Kızılay Derneği’nden maaş da almıyor…

Maaş almıyorsa nasıl geçiniyor?

Borcu olan, maaşı, geliri olmayan bir Başkan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yardım kuruluşunun başında olması ne kadar doğru?

Siz bu sorunun cevabını ararken bana müsaade…