16 milyon emeklinin yüzde 80’i, asgari ücret(22.104 TL) ve açlık sınırı (31,500 TL) altında ortalama 16 bin lira maaşla yaşamaya çalıştığını söyleyen Adnan Küçükvar, dünya ile Türkiye’yi kıyasladı.
Küçükvar, yazılı basın açıklamısnda şu görüşlere yer verdi;
Dünya, ‘yapay zeka’ olarak adlandırılan ‘insanların toplamından daha zeki’ bilgisayarların ortaya çıkabileceği varsayımı üzerine kafa yoruyor.
Yapay zeka araştırmalarına ayrılan para 250 milyar doları aşmış.
Çin, yapay zeka patent tescillerinin yüzde 70’ini almış. AB yapay zeka yasası hazırlamış. ABD, Google, Mikrosoft, OpenAl gibi şirketleriyle büyük yatırımlara girmiş.Birleşik Krallık ve Güney Kore bu yarışın içinde.
Bundan böyle insanı diğer varlıklardan ayıran düşünme, öğrenme gibi özellikler, makineler tarafından yönetilecek.
Yapay zekânın hayatımıza girmesiyle, yoksulluk, mülteci, hızlı nüfus artışı, özgür irade, mahremiyet, doğal afetler gibi temel sorun ve konular yeniden gündeme girecek.
Bu gün itibarıyla bile baktığımızda, teknolojik gelişmeleri, insani değerlerle birleştirip yürüyen devletler ‘kalkınmış ülke’ oluyor.
Yeniliklerin, insan ve toplumun refahına sağladığı katkı önemli.
İnsanlığı bekleyen böyle bir atmosferde biz, hayat pahalılığı, işsizlik, enflasyon, emekli maaşları, liyakat, mülakat, çocuk işçi, antidepresan kullanımı gibi sorunlarla boğuşuyoruz.
Düşünebiliyor musunuz, çalışırken ödediği primlerle maaşını kutsallaştıran, emek ve akıl tecrübesiyle sonrakilere yol gösteren,16 milyon emeklinin yüzde 80’i, asgari ücret(22.104 TL) ve açlık sınırı (31,500 TL) altında ortalama 16 bin lira maaşla yaşamaya çalışıyor.
Sebebi, emekliliği prim ve hizmete dayalı değil; yaş ve TÜFE’ye göre belirleyen 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası. Dolayısıyla emekliler, maaşlar arasındaki uçurumun kaplatılması çalışmasını/İntibak hakkını TÜİK’ten değil, siyasi erk ve devletten, yani; TBMM’den istiyor.
Bilindiği gibi emekli aylık hesabı, ‘ortalama aylık kazanç = ortalama aylık kazanç x aylık bağlama oranı’ ile belirleniyor.
Emekli maaşlarının belirlenmesinde esas olan ve güncelleme katsayısını etkileyen ‘büyüme oranı rakamları’ konusunda TÜİK, büyüme rakamlarını revize ediyor, SGK ‘aylık bağlama tarihindeki rakamları kabul ederim’ diyerek uygulamıyor.
Örnek: 2024 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 3.2 büyüme kaydetti. Bu, emekli maaşlarının hesaplanmasında kullanılan güncelleme katsayısını yüzde 0.96 puan arttıracak. Ancak, değişiklik sadece 1 Ocak 2025 sonrası emeklilik başvurusu yapanları kapsayacak.
Güncelleme katsayısını oluşturan diğer ‘değer’ ise tartışmalı enflasyon rakamlarıyla güven vermeyen TÜİK. Bayram ikramiyesinin başladığı 2018’de asgari ücret 1.603 TL. Emekli bayram ikramiyesi, asgari ücretin yüzde 62’sine denk gelen 1.000 TL. idi. 2025’te aynı oran uygulansa bayram ikramiyesinin 13.704 TL olması gerekir. Ancak, iki taksitte 4.000 TL aldık.
‘TÜİK güvenilir değil’ diyoruz ya? Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı TÜFE 2024 Aralık Ayı Enflasyonu yüzde 1.03. Ocak 2025 TÜFE’si ise yüzde 5.03. Yani 2024 aralık ayında temel gıdaya gelen zamlar TÜİK tarafından görülmedi.Yıl sonunda düşen TÜFE, yıl başında beş kat arttı.Yıl sonunda emekliler zam aldığı için mi TÜFE düşüyor acaba?
VELHASIL-I KELAM; dünya, insanı diğer varlıklardan ayıran düşünme, öğrenme özelliklerinin makineler tarafından yönetilmesine hazırlanıyor; biz, çalışırken ödediği primlerle maaşını kutsallaştırıp, ülke ekonomisine katkı yapan; akıl ve alın teriyle ardından gelenlere tecrübe bırakan emeklilerinin yerlerde sürünen yaşam kalitesini yukarı çekmekten imtina ediyoruz.
Hayret ki hayret!..