Biz aylardır yazıyoruz, doku uyuşmazlığı yaşanıyor, bu bermuda şeytan üçgeni sonunda birbirine girecek diye…

Yanıldığım tek şey 3 ay erken olması oldu.

Aslında Zeki’nin de kafasını aldıktan sonra birbirlerine girmeleri lazımdı.

Ama Tilki rahat durmadı.

Sen Sabri’yi yazdırırsan, Hamdi’nin kutusu erken açılır!

Sen gelirken Hamdi’nin kutusu geliyordu!

Acemi işte…

Çaylak…

Han biri demişti, “Buna çaylak bile diyemiyorum” diye!

Mustafa’nın kafasını koparttım!

Cemil’in kellesini aldım!

Kurtuluştan kurtuldum!

Zeki’yi de gönderecem!

Hemdi’yi uyduracam!

Kim dikler vekilleri!

“Kucağıma oturduklarımı, kucağıma alacam”

“Yaşar kim, Sami neyin nesi onları da bu kacağıma alacağım”

“Gazeteci … …. …, televizyoncu …. …., onlarda bu kucağa oturacak” diyordu!

Hızlı giden atın poku seyrek düşer demiş atalarımız…

Yeşimçam’da Kadir İnanır ile Müjde Ar’ın bir filmi var hani…

Onun etrafı, oturup kalktıkları iyi bilir!

Herkes sahilde uyurken Kadir İnanır, bulaşık yıkayan Müjde Ar’ı seyrettiği şu meşhur sahne!

İnanır, Müjde Ar’ın peşinde, radyo büyük maçı veriyor!

*

Yeni transfer Hasan’ın takımı turp gibi sağlam görünüyor!

Rakip takım ısınmakla meşgul!

Hasan…. Hasan… Yiyecek gibi bakıyor rakibine…

Top orta noktada, maç az sonra başlayacak!

Hasan dikkatli ve hırslı!

Biraz sonra atacağı golü bekliyor.

Hasan bu dikkatli ve hırslı…

Bakarsın yerden, bakarsın havadan… Hep tekine atar!

Hakemin düdüğü öttü, Hasan hazırlanıyor…

Hasan son hazırlıklarını yaptı, düdük evet… Hasan… Hasan… Kalktı maça başladı…

Hasan paslaşıyor, topu kaptı ve Hasan durmaz artık….

Ortadan sokuluyor rakip kaleye, çalımını attı ve Hasan, Hasan vurdu ve gollll!...

*

Müjde Ar’ın hesabını oturup kalktıklarına, kafasını koparttığım dediklerini kendine soracak!

Kucağına alacağını söylediklerinin de hesabını verecek!

Kim sağa, kim sola, ona bakacağız!

Sağa düşse sana!

Sola da düşse sana!

Ortaya düşme zaten!

Üç Tekme Kuralı

 Bir İngiliz avukat Truro yakınlarında ördek avına çıkar. Bir ördeği vurup düşürür, ancak ördek çitin diğer tarafındaki çiftçinin tarlasına düşer.

Avukat tellerin üzerine tırmanırken, yaşlı bir çiftçi traktörünü ona doğru sürer ve ona

-N’apıyorsun sen? diye sorar.

-Bir ördek vurdum ve bu alana düştü ve şimdi onu alacağım."

Yaşlı çiftçi Peter,

-"Bu benim mülküm ve sen buraya giremezsin" diye yanıtlar.

Öfkeli avukat,

-“İngiltere'deki en iyi dava avukatlarından biriyim ve bu ördeği almama izin vermezseniz, sizi dava edeceğim ve sahip olduğunuz her şeyi alacağım” diye tehdit eder.

Yaşlı çiftçi gülümser ve

-“Görünüşe göre, Cornwall’daki anlaşmazlıkları nasıl çözdüğümüzü bilmiyorsunuz.

Bunun gibi küçük anlaşmazlıkları ‘Üç Tekme’ Kuralı ile çözüyoruz. ”

-"Üç Tekme Kuralı" nedir?

-“Anlaşmazlık benim çiftliğimde gerçekleştiği için önce ben başlıyorum.

Seni üç kere tekmeliyorum ve sonra sen beni üç kere tekmeliyorsun ve birimiz vazgeçene kadar bu tekmelemeler devam ediyor."

Avukat, teklifi çabucak düşünür ve eski toprağı kolayca alt edebileceğine karar verip yerel geleneklere uymayı kabul eder.

Yaşlı çiftçi yavaşça traktörden aşağı inip avukata yaklaşır.

İlk vuruşunda ağır çelik burunlu iş ayakkabısı avukat kasıklarına kadar girer ve onun dizlerinin üstüne çökmesine neden olur!

Biraz aradan sonra ikinci vuruşunda hedef midesidir ve avukatın son yemeğini ağzından çıkartır.

Avukat, çiftçinin üçüncü tekmesini arka ucuna yedikten sonra kendisini taze bir inek turtasına dört ayak pozisyonunda bulaşmış bir şekilde bulur.

İlk üç tekmeyi gençliği ile fazla zorlanmadan atlattığına sevinen avukat, gücünü yavaşça toplayarak ayağa kalkmayı başarır.

Yüzünü ceketinin kolu ile silerek, "Tamam, yaşlı osuruk. Şimdi benim sıram." der.

Yaşlı çiftçi gülümser ve

-"Hayır, pes ediyorum. Ördeği alabilirsin" der.!

Sonuç: Genç avukat taze inek turtasını yer.