CHP’li Halil Furat, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem ile kavga ettiğine yönelik haberlerin doğru olmadığını söylemiş, “Tahsin Erdem ile dostluğumuz pamuk ipliğine bağlı değildir. Yazılanlar tamamen asılsız beyanlardır” demişti.

Aynı Halil Furat, CHP Merkez İlçe Kongresi öncesi yönetim listesi hazırlanırken, Tahsin Erdem’in dünürü Yusuf Yamakoğlu’nun listeye yazılmasına tepki göstermiş mi?

“CHP aile şirketi mi” demiş mi?

Yusuf Yamakoğlu’na itiraz etmiş mi?

“Aday olacaksam bunu saklayacak biri değilimdir. Tahsin Erdem, Nazmi Özden ve ben yıllardır süregelen dostluğumuzla yola çıktık ve bu yolda hala devam etmekteyiz” demiş.

Halil Furat, dostum dediği Tahsin Erdem’e istediğini kabul ettiremediğinde sokakta “Bu VakfıKİBİRLİ bir adam” demiş mi?

En yakın arkadaşını şahsi menfaati için kullanıp oğlunu, yeğenini torpille işe aldıran, Vakfıkibirli diye lakap taktıran Halil Furat, “Bazı ilçe örgütlerimizin, yol arkadaşlarımızın ve dostlarımızın şahsımı aday olarak görmek ve bu yönde destek vermek istediklerini biliyorum. Bu teveccühlerinden dolayı hepsine teşekkür ediyorum. Ancak bu konuda bir düşüncem bulunmamaktadır. Benim önceliğim, kişisel bir makam veya görev değil; partimizin birlik ve beraberliği içinde başarıya ulaşmasıdır" demiş ya…

Buradan soralım o zaman…

Kızı A.N. Furat’ı da Zonguldak Belediyesi’ne torpille aldırmak istemiş mi?
Tahsin Erdem’den iş sözü almış mı?

Tahsin Erdem, “Biraz bekleyip zamana yayalım” demiş mi?

Halil Furat’ta sokakta, “Zamana yaymaya gerek yok, neyi bekleyecekmiş?” deyip Tahsin Erdem’e gönderme yapıyor mu?

Ey Halil Furat, Zonguldak Belediyesi senin aile şirketin mi?

Kestane kebap acele cevap!

Bahçelievler’i sonra soracağız!

Bizim acelemiz yok!

Şeytan, Suç ve ceza…

Gündem yoğun, bizim gündemimiz çok daha yoğun.

Kenarda kıyıda kalmış bir ilçemizle ilgili özel bir çalışma yapıyoruz.

Define işlerine meraklı bir iş insanın, bölgeden başlayıp Zonguldak Merkeze uzanan siyaset dizaynı, sponsor olduğu ablanın ve etrafının rüşvet çarkı, uyuşturucu müptelaları ve dolandırıcıların yer aldığı yapı…

Ağır şartlarda çalıştırılan emekçilere gösterilen yabancı uyruklu iş gücü sopası…

Alternatif iş sahalarının açılmamasına yönelik yapılan girişimler.

18 yıl sonra tutuklanarak Cezaevine atılan Ereğli Müze Müdürü Ahmet Saydam, soruşturması…

Sıra gelmiyor ki, Zonguldak Belediyesi’ndeki daire müdürlerinin kurduğu para’lel yapıya!

‘Karamazov Kardeşler’, ‘Suç ve Ceza’, ‘Yeraltından notlar’ eserleriyle dünya klasiklerinin önemli yazarlarından Dostoyevski ne diyordu;

“Şeytan uyuyakaldı bir gün…

Rüzgar sert esti.

Üç tüy düştü şeytandan.

Biri paraya yapıştı.

Diğeri mevkiye.

Öteki de ihtirasa!

O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı”