Mesela, Trabzon menşeili Murat Uzun!

Sizce Zonguldaklı mı? Trabzonlu mu?

Bence, Zonguldak şovenstliği yapan adamların başında geliyor!

Aslen Trabzonlu, ama ruhu Zonguldaklı bu adamın…

Merkez İlçe ile Gaca arasında bir fabrika kurmuş!

Trabzondan işçi getirmemiş!

Yüzlerce insana iş öğretmiş, en az 400 kişiye maaş veriyor, sigorta ödüyor.

Yöresine, ülkesine katma değer sağlıyor!

Bu şovenist arkadaş, bir de voleybol spor takımı kurdu!

Gözle görülmeyen, kulakla duyulmayan yüzlerce insana da yardım ediyor.

Üstelik, Fabrika çalışanları ile ürettiği ürünü ihraç ettiği için en Milli yerli bence!

*

Yine son yılların karşımıza çıkardığı bir ‘şovenist’ daha var.

Bence; böyle krizli, hastalıklı bir kaosun içine güle oynaya geldiği için kesinlikle bir kafa problemi olduğuna inanıyoruz.

Zaten, “Eve dönüş” projesi ile eve döndüğüne pişman ettiğimiz adamlardan biriydi!

Kendimi de ayırmıyorum he!

Artık nasıl umutlarımızı yetirmişsek…

Kendimize değil, bu kente gelenlere kuşkuyla bakmayı da marifet edinmişiz.

Öyle de yaptık, ‘kışkış’ ettik ama inatla gitmedi bu adam!

Yetişmiş insan kaynaklarını İstanbul’da bırakıp, kabloyu prizde gören Çaycuma halkına, meslek öğretti!

Piyasanın rekabet hızıyla mücadele ederken, bir tarafta kalifiye eleman yetiştirmek, bunun için tüm kaynakları harcamak…

Bir iş adamının aklından zoru olması lazım!

Baktık ki, iş öyle değil!

Üç-beş ayda fabrika açıldı, üretim başladı!

İlave fabrikayı da üç-beş ayda bitirdi!

Bizim siyasiler Zonguldak’tan kalkıp Ankara’ya ulaşıncaya kadar adam fabrika dikiyor!

Bir Nejdet Tıskaoğlu, 70 kişi oldu, ikinci yılda 400 kişi oldu!

Yıldırıp, küstüremezsek 4. Yılda iki kat daha büyüyecek!

Bu Çaycumalı arkadaş da tam bir Zonguldaklı!

Fabrika üretiyor, Afrika’daki fabrika çalışıyor, ihracat yapıyor…

Filyos ırmak kıyından genelde başka sesler gelirdi ya…

Bu adam tuttu, kato sesleri çıkardı!

Yolu yok, izi yok, dikenlik dağı sen tıraşla!

İçine milyonları harca, Bungalov yap, turizme aç!

“Bu şehirde potansiyel var” de…

Kalk, Almanya’ya git! Yatırımcıları Zonguldak’a çağır, lobi yap!

Siyaset ve bürokrasiden yatırım için yer iste!

Almanya’dan dön, amatör bir spor takımı al, kadro kur, maçlara çıksın.

Üstelik de başarılı olsun!

Bence, bu adam gerçekten art niyetli!

Kafasının arkasında başka işler var!

Ulan ne olacak kafasının arkasında!

Olsa olsa siyaset olur!

Yeter ki Zonguldak’ı bunlar yönetsin, yapılacaksa şovenstlik böyle yapılsın!

İstihdam sağlasınlar, ülkelerine katma değer kazandırsınlar.

Sosyal hayata dokunsunlar…

Okullarda başarı hikayelerini anlatsınlar.

Çocukların ufkunu açsınlar…

*

İnsanları; işle umdurup, iktidar sopası ile korkutarak, köle gibi kendine muhtaç hale getiren kerameti kendinden menkul, aklınca şovenistlik yaparak aidiyet duygularını kendine siyasi rant yapan art niyetli, beceriksiz politikacılara yetki verdik de ne oldu?

20 Yıldır veriyoruz da ne oluyor?

Sizden, bizden oy isteyip, hısım, akraba, eş-dostlarını işe yerleştirdiler…

Kent geri giderken, onlar zenginleştiler.

Hangi yaralı parmağa bi şey yapmadılar.

Kentte bir dikili yatırımları, fabrikaları yok!

Kent için verdikleri bir kavgayı hatırlamıyoruz…

Ayak oyunları, manevraları ile kentin huzurunu, ahengini bozdular!

Şimdi bu insanlar ‘Zonguldak çocuğuz’ diye ortalıkta geziyorlar...

Hangi Davanın adamlığı!

Seni unutmadık Sayın Saffet Bozkurt…

Hani sende ‘yerlicilik’ lobisi yaparak siyasi istikbal arıyorsun ya…

Ereğli gibi kozmopolit bir yerde, herkesi kucaklayacağınıza, insanları; ırkına, soyuna, sopuna göre ötekileştirip, ayrıştırıyorsunuz ya…

Siyasi beceriksizliğinizi örtbas etmek için şovenistlik duygularını siyasi emtia yapıyorsunuz ya…

Bu tavrınız yüzünden kendi yaptığınız yönetim kurulunu bile toplayamıyorsunuz ya…

Hani “Dava adamı”sınız ya!

Siyasi rakibiniz, Er Madenciliğe işçi aldırırken, siz AK Parti İlçe Başkanı olarak bön bön niye seyrediyorsunuz?

Hangi ‘Davanın” adamısınız?

Ağzınızla söylediğiniz davanın mı?

Aldığınız davaların mı?

Hangi davanın adamısınız?

Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ı enine boyuna, postuna eleştiriyorsunuz ya…

Eleştirin tabi, yaptıkları kadar hataları da var…

Kandilli’nin CHP Belediye Başkanı’nı bir kez eleştirdiniz mi?

Ya da şöyle soralım; Bir çıkar ilişkiniz mi var?

Dünya döner, alem döner, sen de dönersin!

Tüm dünyada çürümüş sistem ve kokuşmuş siyaset anlayışına karşı kafa tutan halk hareketlerinin tırmandığını görüyoruz.

Biraz sancılı fakat müthiş bir devinimim başındayız.

Su, bulanmadan durulmuyor!

İlahi sistem tıkır tıkır işliyor…

Herkes payına düşeni alır bu sistemde!

Dünya döner…

Alem döner…

Sen de dönersin.

Aldığın kadar verilir, verdiğin kadar alırsın…

Ne alacağını bilen, neyi bırakacağını da bilir!

Kainattaki alışveriş kanunlarına göre; her aldığına karşılık bir şey verirsin.

Neyi bırakacağını seçmeyenin bırakmaya en korktuğundan başlar.

Dünya döner…

Alem döner…

Sap döner!

Keser döner!

Hesap döner!

Sen de dönersin!