Bir Belediye Meclis Üyesi, seçildiği ilin, ilçenin beldenin hakkını savunuyorsa bu haberdir.

Bir belediye Meclis Üyesi, gazeteciler dahil herkes susarken, o ilçenin Belediye Başkanının yaptığı tüm yolsuzlukları sosyal medya hesabından yayınlıyorsa bu haberdir.

Bir Belediye Meclis Üyesi, o Belediyenin kaynaklarının doğru kullanılmadığını söylüyorsa,

Kamunun zarara uğratıldığını söylüyorsa,

Özel Halk Otobüslerine kamuyu zarara uğratarak kıyak yapıldığını söylüyorsa,

Milletvekili’ne verilen yerin ihalesinde usulsüzlükler olduğunu söylüyorsa,

Kira indirimi yapılarak kıyak geçildiğini söylüyorsa,

FETÖ’cülere ihale verilmek istendiğini yazıyorsa,

Kaldı ki, bu iddiaların bir çoğu doğruysa ve muhatabı bu iddialara yanıt veremiyorsa,

İmar Planları ile, imar tadilatları ile ilçenin şehircilik ilkelerini bozduğunu söylüyorsa, savunuyorsa bu dünyanın her yerinde haberdir.

Aynı Meclis Üyesi, tüm bunları halkın ve ilçenin çıkarlarını korumak yerine, açtığı davaları bir şantaj aracı olarak kullanarak müteahhitlere 5 para etmeyen dairelerini 100 Bin dolara kakalamaya çalışıyorsa bu da haberdir güzel kardeşim…

O Meclis Üyesi, hırsızlık ve yolsuzluğu anlatırken nasıl haber olmuşsa,

O Belediye Başkanı da haber oluyor!

Kira kıyağı yapılan Milletvekili de haber oluyor!

Açtığı davaları şantaj aracı olarak kullanıyorsa o da haber oluyor!

O Meclis Üyesinin şirazesi kaymışsa, haber bandında kayıyor!

O bantta kayan Meclis Üyesinin haberinden rahatsız olanlar, o Belediye Başkanını, o milletvekilini, o FETÖ’cülere verilmek istenen usulsüz ihalelerden rahatsız olmuyor!

Suratına kürekle vuracaksın bunların!

Basınç yapıp kulaklarını açacaksın…

Ne çıkacağını tahmin edemiyoruz…

   Temel, İdris, Cemal ve Dursun avlanmak için ormanda ilerliyorlarmış. Temel:

   -Beni tâkip edin, ben buraları iyi bilirim demiş. Giderlerken karşılarına küçük bir delik çıkmış. Temel:

   -Yatın, tavşan deliği! Demiş. Avcılar tam siper yere yatmışlar ve inden çıkan tavşanı vurmuşlar. Daha sonra büyükçe bir deliğe rastlamışlar. Temel yine:

   -Yatın, bu bir Tilki ini! Demiş. Derken çıkan Tilkiyi de vurmuşlar. Biraz daha ilerlediklerinde, önlerinde kocaman bir delikle karşılaşmışlar. Temel:

   -Yatın, Ayı ini! Demiş. Avcılar, biraz bekledikten sonra çıkan Ayıyı da vurmuşlar. İlerlemeye devâm etmişler. Önlerine çok büyük bir delik çıkmış. Temel:

   -Uşaklar, ne çıkacağını bilmiyorum. Yatın, ne çıkarsa şansımıza, demiş. Ertesi gün gazetelerde şu haber çıkmış:

   -Dört avcı tren altında can verdi.

Zonguldak Belediye Başkanı Ö. Selim Alan’ı dün gece Kanal Z’de izlerken aklıma geldi bu fıkra…

Bir insan bi öyle, bi böyle nasıl olabiliyor…

Hani binbir surat vardı bir zamanlar…

Binbir kılığa girer, seyircileri eğlendirirdi!

Bir dansöz olurdu, bir kabadayı…

Bir çocuk oluyordu, bir yetişkin…

Ama o komikti…

Bu gece izlediğim tam bir trajedi…

O esip gürleyen, kabadayı filmlerinden fırlamış gibi gezen, konuşan adam bu gece adeta kuzu olmuş…

Sakinleştirici filan mı kullandı acaba?

Üslubunu yumuşatmış, kibar olmak için elinden geleni yapıyordu…

Eleştirileri de oldukça seviyeli getirmek için adeta kendiyle savaş veriyordu.

Ona, buna saldırmak yerine projelerini anlatmaya çalışan, Başkan olmaya çalışan birini seyrettik…

İnşallah nasıl biri olma konusunda karar verir artık!

Ama ne çıkacağını tahmin edemiyoruz artık!