Zorla geri göndermek mümkün mü?

İçişleri Bakanlığı'na bağlı Göç İdaresi'nin 1 Eylül itibariyle yayımladığı rapora göre, Türkiye'de geçici koruma statüsünde 3 milyon 654 bin 866 Suriyeli bulunuyor.

BM, son yayımladığı Suriye raporunda ülkede belirli alanlarda güvenlik durumunun değişken olduğunu, sosyo-ekonomik koşulların ise giderek kötüleştiğini belirtiyor.

Suriyeliler için zorla sınır dışı etme kararı almak için, benzer güvenilirlikte uluslararası raporlarca Suriye'deki durumun tamamen değişip güvenli hale geldiğinin belirtilmesi gerektiğini söylüyor.

Ancak BM raporu, bu koşullar altında Suriyelilerin zorla gönderilemeyeceğini dile getiriyor. Uluslararası sözleşmeler, AİHM içtihatları ve Türkiye'nin iç hukuku dikkate alındığında "geri gönderme yasağı" olarak niteleniyor.

Geçici koruma statüsü kaldırılırsa ne olur?

Geçici Koruma Yönetmeliği'ne göre geçici koruma statüsü, Suriye'de meydana gelen olaylar sebebiyle koruma amacıyla Suriye'den kitlesel veya bireysel olarak Türkiye sınırlarına gelen ya da sınırları geçen Suriye vatandaşları ile vatansızlar ve mültecilere tanınıyor.

İstanbul Barosu'ndan Avukat Barış Birol, bu özel koruma çeşidinin idari bir karar sonucunda söz konusu kişilere verilmesi sebebiyle yine idari bir kararla geri alınabileceğini kaydediyor.

Ancak şunu da ekliyor:

"Bu aşamada, sadece geçici koruma rejiminin ortadan kalktığı gerekçesiyle bu korumadan yararlanan herkesin zorunlu bir şekilde geri gönderilmesi mümkün olmayacaktır."

Türkiye'de geçici koruma statüsü altındaki kişiler, uluslararası korumaya başvuramıyor. Geçici koruma statüsünün kaldırılmasıyla birlikte, Suriye vatandaşlarının uluslararası korumaya başvurabileceklerini hatırlatan Birol, "[Kişiler] durumunun bireysel olarak değerlendirilmesini isteyebilecektir" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Bu halde hukuken söylenecek olan, Suriye'ye dönüşü ırkı, dini, uyruğu, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti ya da siyasi düşünceleri sebebiyle kendisine zulüm riski yaratacak kişiler ya da herhangi bir sebepten dolayı ölüm cezası, insanlık dışı muameleyi içeren bir ceza alma riski olan veya ayrımsız şiddete maruz kalma riski altında bulunan kişilerin ülkelerine geri gönderilmesi, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce ve ulusal mevzuatı uyarınca yasak olduğudur."

Birol, bireysel başvuruların ise ülkenin durumunun göz önünde tutularak "titiz bir biçimde" değerlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekliyor.

Ekran Resmi 2024 04 21 07.09.06

Düzensiz göçmenler için durum ne?

Uluslararası koruma başvuruları, başvuran herkesin bireysel olarak değerlendirildiği bir süreç. Ancak kişiler haklarında verilen olumsuz kararlara da ulusal ve uluslararası boyutta itiraz edebiliyor.

Devletlerin, sınırlarını yasal ya da yasa dışı yollarla geçen kişilerin uluslararası başvurularını işleme almak zorunda olduğunu anımsatan , "Mesela AB, dışsallaştırma politikasına başvuruyor. Çünkü yetki alanına girsin istemiyor. Çünkü girdiği zaman başvuruyu almak zorunda kalacak" diyor.

Uluslararası koruma başvurusu yapan kişilerin haklarında nihai karar verilene kadar sınır dışı edilmemesi gerektiğini dile getiriyor.

Kişilerin ancak bu itiraz süreçlerinin tamamlanmasının ardından ülkelerine geri gönderilmelerinin mümkün olacağını belirten Birol da, şu örneği veriyor:

"Sık bahsi geçtiği üzere Afganistan'dan gelen ve uluslararası korumaya başvurmuş olan birinin ülkesine geri gönderilmesi, ancak Afganistan'daki güncel koşulların kendisinin ırkı, dini, uyruğu, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti ya da siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm riski altında olmayacağının ya da herhangi bir sebepten ötürü ölüm cezasına, insanlık dışı muameleye ya da ayrımsız şiddet ortamına maruz kalmayacağının gösterilmesiyle mümkün olacaktır."

Suriye'ye bayram ziyaretine giden sığınmacıların Türkiye'ye dönüşleri mümkün mü?

Dini bayram dönemlerinde Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine yaptıkları ziyaret sık sık kamuoyunda tartışmalara neden oluyor.

Cezaevi firarisi uyuşturucuyla yakalandı Cezaevi firarisi uyuşturucuyla yakalandı

Geçtiğimiz Ramazan Bayramı öncesinde de benzer bir tartışma yaşandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Suriye'ye giden sığınmacıların geri alınmayacağını söyledi.

Avukat Barış Birol, uluslararası ilkelerin, kişilerin mültecilik ya da geçici koruma gibi tamamlayıcı koruma başvurusunda bulunduğu ve bu koruma türlerini elde ettiği hallerde korunduğu ülkeden çıkışına ya çok sınırlı hallerde izin verdiğini ya da hiç izin vermediğini ifade ediyor.

İdlib'te Türkiye tarafından yapılan briket evlerin açılış törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldı.

Türkiye'de de durumun bu ilkeyle paralel olduğunu kaydeden Birol, "uluslararası koruma başvurusu yapan kişilerin Türkiye'den çıkışının, koruma başvurusundan vazgeçmedikçe mümkün olmadığını" söylüyor.

Birol, bu statüye sahip kişilerin ise başka ülkelere oldukça istisnai hallerde tek seferlik gidip gelmeleri mümkün olduğunu hatırlatıyor.

Geçici koruma altındakiler için de aynı durumun geçerli olduğunu, bayramlarda da birtakım istisnalar sağlandığını söyleyen Birol, "Kişilerin kısa süreliğine gidip gelme haklarını kullanmaları, ilgili bölgelerin onlar için tamamen güvenli hale geldiği yorumunu yapmak için yeterli olmayacaktır" diyor:

"Kişilerin terk etmek zorunda kaldıkları bölgelere, korundukları ülkeye kısa süre içinde tekrar dönebilme haklarını saklı tutarak gidip gelmeleri ile gönüllü geri dönüş birbirinden oldukça farklı şeylerdir. Kişilerin bu bağlamda, gönüllü geri dönüş iradelerini göstermeden kısa süreliğine gidip dönebilecekleri güveniyle gittikleri yerden dönememeleri ulusal ve uluslararası hukuka aykırılık teşkil edecektir."

geçmiş yıllarda, sığınmacıların ülkelerine ziyaret etmesine verilen izinlerin, "gönüllü geri dönüşü teşvik amacıyla" sağlandığı . Ancak bunun topluma iyi bir şekilde anlatılmıyor

Editör: Ayşe ÖZGÜL