Cumhuriyet Halk Partisi'nin Zonguldak'ta ilçe kongreleri tamamlandı.
Önümüzde Zonguldak İl Başkanlığı kongresi var.
Hiç kuşkusuz mevcut İl Başkanı Devrim Dural'ın karşısına adaylar çıkacaktır.
İl Başkanlığı adaylığı için hep Halil Furat konuşuluyor ama ben Halil Furat isminin mevcut CHP delegelerinde bir karşılığı olacağını düşünmüyorum.
Sadece CHP delegeleri değil, Belediye Başkanı Tahsin Erdem de 'yol arkadaşım' dediği Halil Furat'a sıcak bakmayacaktır.
Çünkü Halil Furat ismi hem Zonguldak kamuoyunda gem de CHP tabanında şaibeli bir isim haline gelmiştir.
Adı torpille, kaçak inşaatla, dolandırıcıkla anılan bir isimin CHP İl Başkanlığı için anılması bile abesle iştigaldir.
Onun için ne ilçe örgütleri, ne İl delegeleri ne de belediye başkanları şaibeli Halil Furat'a destek vermezler.
Halil Furat oğlunu ve yeğenini işe aldırdı. Bundan sonra bu ekipten alabileceği en fazla varsa imar sorununu çözdürmek ve kızını işe aldırmaktan öteye gidemez.
Zaten Tahsin Erdem eğer biraz olsun siyaseti biliyor, biraz olsun parti tabanının tansiyonunu ölçebiliyor ve biraz kitle psikolojisinden anlıyorsa, Halil Furat gibi isimlerle daha fazla yol yürüyemeyeceğini de biliyordur.
Halil Furat tabir yerindeyse selden kütük kapar gibi Belediye Başkanı Tahsin Erdem'den oğlu ve yeğeni için torpili kaptı.
Benim önerim; Tahsin Erdem bir an evvel Halil Furat'ın imarla ilgili ne işi varsa halletsin, ve bir an evvel bu şaibeli isimden kurtulsun.
Bakın daha 2 yıl olmadı yerel seçimler yapılalı ama bu kısa süre içerisinde bile Tahsin Erdem ismi bir şekilde kamuoyu önünde tartışılır hale geldi.
Delege seçimlerinde yaşananlar, liyakatsız personel alımları ve torpil meselesi, Tahsin Erdem'in kıt bir bütçeyle Zonguldak'a yaptığı güzel dokunuşları bile gölgeledi.
Onun için Başkan Tahsin Erdem artık bu saatten sonra etrafına çeki düzen verip, şaibeli, siyasi ve karekter olarak kamuoyu nezdinde defolu isimlerden uzak durmalı diye düşünüyorum.
Bakar mısınız Zonguldak gündemine, Halil Furat ismini, Tahsin Erdem'den daha çok konuşur hale geldik.
Gerçekten şaka gibi...
Başkan Tahsin Erdem maalesef az önce altını çizdiğim nedenlerle gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikledi. İşte o yanlış iliklenen ilk düğme Halil Furat'tır. Bu yanlış ilklenmiş düğme yüzünden gömlek Başkan Tahsin Erdem'in üzerinde sırıtıyor, çirkin duruyor.
Bence artık bu yanlıştan kurtulmanın, o yanlış iliklenen ilk düğmenin düzeltilmesinin zamanı geldi de geçiyor bile.
Benim önerim Başkan Tahsin Erdem yarın sabah giyinirken gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklesin ve nasıl göründüğüne aynada bir baksın.
Belki ne demek istediğimi çok daha iyi anlar.
Millet, iktidar belediyesinin BAKKA desteği olmasına rağmen yapamadığı Kızlar Plajı'nı Tahsin Erdem'in yaptığını konuşacağına...
Kızlar Plajı'ndaki açık hava sinemasını konuşacağına...
Her köşe başında, her çay ocağında Halil Furat'ı konuşuyor...
Oğluna yeğenine yapılan torpili konuşuyor...
İmar entrikalarını konuşuyor...
İl başkanı adayı olup olmayacağını konusuyor...
Zonguldak Belediyesi'ne, Başkan Tahsin Erdem'e ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne reva mı bu?..
Biz bu Halil Furat'ı çekmek zorundamıyız?
Nedir bu Halil Furat sevdanız?
Nasıl bir borcunuz var bu Halil Furat'a?
Ne yaptı sizin için de vazgeçemiyorsunuz bu adamdan anlamıyorum ki...
Gerçekten Tahsin Erdem'in kendini düşürdüğü duruma üzülüyorum.
Ben Tahsin Erdem önseçimi kazanıp, aday olarak açıklandığında yazmıştım, 'Halil Furat gibi CHP'nin eskilerinden uzak dur. CHP üyeleri Mimar Fırat Birkan'a attığı oylarla bir mesaj veriyor. CHP üyeleri genç ve temiz isimleri görmek' istiyor diye.
İşte, 'sakalımız yok ki sözümüz dinlensin' misali, Başkan Tahsin Erdem yorumlarımızı, eleştirilerimizi dikkate almadı, almıyor da.
'Sokma akıl sekiz adım gider' diye bir atasözü var.
Anlamı; İnsani nereye kadar götüreceği konusunda çesitli rivayetler olmakla birlikte yolda bırakacağı kesin olan tavsiyeler, öğütler bütünü olarak açıklanır.
Tahsin Erdem'in düştüğü duruma bakınca bu söz geldi aklıma.
Başkan kendi aklıyla mı bu duruma düştü, yoksa atasözünde bahsedilen sokma akılla mı hareket ediyor bilmiyorum ama geride bıraktığımız birbuçuk yılda gelinen noktaya baktığımızda ortada akılla ilgili bir sorun olduğunu net bir şekilde görüyoruz.
Burada mesele sadece Tahsin Erdem ve CHP meselesi değil.
Mesele aynı zamanda Zonguldak meselesi.
Zonguldak; Yollarıyla, kaldırımlarıyla, sosyal donatı alanlarıyla, plajlarıyla, trafik ve ulaşımıyla, yeşil alanlarıyla, kültür-sanat etkinlikleriyle yaşam kalitesi yüksek bir il olsun istiyor insan.
Borç batağında olan bir belediyenin başkanı, maaş ödememe tehlikesiyle karşı karşıyayken çıkıp, 'lauvar alanını ben yaparım' demesi, siyasi polemikten öteye gitmez.
İşte boş yere 'sokma akılla' demiyoruz.
Sokma veya değil ama bu akılda bir sorun var.
Gerek yok böyle popülist söylemlere.
Siyaset yapmak, siyasi polemiklere girmek istiyorsa Başkan Tahsin Erdem, 'lauvar alanı projesi niye durdu' diye sorsun.
'Ben yaparım' ne demek.
Maaş farkı ve ikramiye ödeyemeyen bir belediye, lauvar alanını hangi parayla yapacak?
Hiç gerek yok bu tür popülist söylemlere.
Et marketi aç...
Bebeklere süt ver...
Halk otobüslerini çalıştır...
Çöpü topla...
Suyu akıt...
Kültür-Sanat etkinlikleri düzenle...
Kreşleri aç...
Kaldırımları onar...
Asfalt dök...
Balıkçı esnafının yer sorununu çöz...
Merkez çarşısını inşa et...
Mahallere çıkıp vatandaşı dinle...
Çok zor değil, yapılması gereken bu kadar.