CHP önceki dönem Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı ve kadın hakları savunucusu Av. Merve Kır Müftüoğlu, son zamanlarda Çaycuma ilçesinde yaşanan kadın cinayetleri hakkında açıklama yaparak, tepkisini dile getirdi.
Son haftalarda Zonguldak yerelinde yaşanan olayların sadece yerel bir çürüme olmadığına dikkat çeken Av. Merve Kır Müftüoğlu, bu olayların Türkiye genelinde yaygınlaşan bi çürümenin açık göstergesi olduğunu söyledi.
Kadın hakları savunucusu Av. Merve Kır Müftüoğlu, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde son haftalarda yaşanan olaylar, sadece yerel bir dram değil; Türkiye genelinde yaygınlaşan toplumsal bir çürümenin açık göstergesidir.
Henüz 16 yaşında bir kız çocuğu, “karnım ağrıyor” diyerek gittiği hastanede ölü bir bebek taşıdığı tespit edilmiştir.
Yine geçtiğimiz haftalarda başka bir çocuk doğum yapmıştır.
Bir başka vakada, Hasret Akkuzu isimli 16 yaşındaki genç kız kaybolmuş, günler sonra su kuyusunda cansız bedenine ulaşılmıştır.
Ve aynı ilçede bir kayınpeder, eski gelinini silahla öldürmüştür.
Bu olaylar tesadüf değildir.
Bu, kadınların ve çocukların korunmadığı bir düzenin sessizliğidir.
Henüz reşit olmayan birinin hamile kalması ya da doğum yapması bir “aile olayı” değil, çocuk istismarıdır.
Bu çocuklar, sistemin sessizliği içinde korunmasız kalmaktadır.
Her bir olayda, sadece bireysel değil, kurumsal ve toplumsal sorumluluk vardır.
Adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, sokakta, okulda, evde ve her kurumda hissedilmelidir.
Ama bugün görüyoruz ki; Türkiye’nin pek çok ilinde olduğu gibi Çaycuma’da da adalet çocuklara ulaşamıyor.
Bu vakalar sadece Çaycuma’da değil.
İstanbul’dan Van’a, Adana’dan Samsun’a kadar yüzlerce benzer olay yaşanıyor.
Kız çocukları çocukluklarını yaşayamadan anne oluyor,
kadınlar evlerinde katlediliyor,
ve toplum hâlâ “şaşırıyoruz” diyerek seyrediyor.
Çağrım nettir:
1. Çocuk yaşta gebeliklerin erken tespiti için ulusal bildirim ağı kurulmalıdır.
2. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele yasaları, uygulanmayan süs mevzuatlar olmaktan çıkarılmalıdır.
3. Yerel yönetimlerde sosyal destek birimleri, sahada aktif hale getirilmelidir.
4. Cezasızlık kültürü bitirilmeli; çocuk ve kadın dosyaları için özel savcılıklar oluşturulmalıdır.
5. Her vatandaş, bu olaylara karşı “benim meselem değil” diyemez; çünkü her biri, bu ülkenin adalet karnesidir.
Ben bir avukat ve siyasetçi olarak, bu davaların her birinin takipçisi olacağım.
Bu ülkenin hiçbir köşesinde, hiçbir çocuk, hiçbir kadın karanlıkta kalmayacak.
Bu acıya alışmayacağız,
susmayacağız."