Eskiler bilir, Zonguldak’ın ekonomisini Kilimli siyaseti belirlerdi.

Ticaretin olduğu yerde siyaset de genişler, kente hakim olurdu.

Zonguldak Merkez İlçenin ekonomisini Kilimli ve Gelik’in yer altı maden yatakları belirliyordu.

5 Yıl öncesine kadar Özel Kömür İşletmecileri toplamda 7 bin kişiye yakın işçi çalıştırıyor, merkez ilçe, saha sahiplerinin ekonomik girdileri ile ayakta duruyordu.

AK Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu’nun da imza attığı İthal kömüre teşvik kararıyla merkez ilçenin ekonomik ve sosyal hayatına büyük bir darbe vuruldu.

İthal kömür alan Santraller dev bütçelere ulaşırken, yerli kömür üreticileri işçi çıkardı, küçüldü!

Dolasıyla kentin ekonomisi ve siyaseti Vadi bölgesine kaydı.

Zonguldak sahil kasabasına doğru hızla ilerlerken, Vadi bölgesinde Filyos Projesi, Çaycuma-Perşembe’de ki OSB’lerle Gökçebey ve Devrek’e ekonominin yansımasını görebiliyoruz.

Şehir Hastanesi projesi bile o bölgeye düşünülüyor…

Bölgedeki arsa, ev fiyatları İstanbul’la yarışır duruma geldi.

Yani…

Üst akıl, şehri zamana yayarak Bakacakkadı bölgesine doğru konumlandırıyor.

Belki de yıllar önce olması gereken şey buydu.

Ama yanlış olan şu; Merkez ilçe, Kilimli, Kozlu ve kömür yok edilerek değil!

Kömürü ve koylarıyla kentlerin geleceği inşa edilmeliydi…

Sorun; Vadi’deki üst aklın siyasetle birlikte tüm ticareti yok ederek alıp götürmesi oldu…

*

Peki, Zonguldak’ın ruhu çekilirken, Vadi bölgesinde onlarca fabrika sahibi, sanayici, iş insanı varken, neden sadece Çanakcılar Seramik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Çanakcı, bölge siyasetinin oyun kurucusu oldu hiç düşündünüz mü?

Neden, Gökçebey ilçesindeki fabrikasından İlçeyi, Devrek’i, Çaycuma’yı ve hatta Zonguldak’ı yönetti, yönetmeye de devam ediyor!

Neden siyaset yapmıyor da, siyasete sermaye gücü sağlıyor?

Aslında ailesi içinde kendini yetişmiş, eğitimli, nitelikli, başarılı ve vizyon sahibi Hakan Çanakcı gibi bir isim dururken, öne çıkarmıyor?

Kente atanan bir çok bürokrat, özellikle yeni gelen Başsavcımızı tenzih ediyorum, Başsavcı, Jandarma ve Emniyet Müdürleri Sezai Bey’i ziyaret ederken, diğer sanayicileri pas geçiyorlar!

Bir sanayici, kente henüz yeni gelmiş bir Başsavcı’yı öncelikli olarak neden ziyaret etmek ister?

Bir sanayici; Vali, Başsavcı, Emniyet ve Jandarma gibi Devletin bel kemiği olan kişi ve kurumlarla haşır neşir olmak ister?

Hangi işini ya da işlerini çözmek veya kolaylaştırmak istiyor olabilir ki?

Tuvalet taşından çok kendine göre siyasetçi üretmesi bir hevesle izah edilebilir mi acaba?

Bir tüccarın nihai amacı; kazanmak, genişlemek, genişledikçe de kazanmak değil midir?

*

Özetle…

Sezai bey, neden ticari aktör değilde, Zonguldak’ın gizli siyasi aktörü olduğuna dair kafa yordunuz mu?

Biz, sırrı 5 yıl önce çözdük..

Anladık ki, sandıklarımız sandığımız kişiler değildi!

O yüzden kendimizden de, bilgimizden de eminiz…

Siz de sorgulayın!

Bakalım sır perdesini arayabilecek misiniz?

Bölgede yarattığı kavga, gürültü, kaos, itiş-kakış düzeninin kendisine sağladığı faydayı görebilecek misiniz?

Monşer Kulübü!

Ak Parti eski İlçe Başkanı, konfeksiyon işi yapan Devrek Belediye Başkan Yardımcısı Özcan Özmekik, önceki gece eleştirilerimize yönelik eksikliklerimizi açıkladı.

Özcan Özmekik’in eşinin Baston Park’ta oluşturulan şirketin kooperatifinde çalıştığını yazmıştık.

Özcan bey, “Eşim şirkette çalışmıyor, iş yerimi çalıştırıyor. Kadın Kooperatifi kurdular. Devbazar Kadın Kooperatifi’nde 7 Kadın 100’er Bin TL sermaye koydular” diyor.

Sorun tam da bu işte!

Bu kooperatif kurulurken kentli veya köylü kadınlara neden duyurulmadı…

Belki 100 bin lira verip üye olacak kadınlar vardı!

Köylü, kentli kadınlar bu kooperatife neden müdahil edilmemiş.

Monşer kulübü gibi akrabalar ve yakın arkadaşlarınızdan oluşturdunuz!

Onun kız kardeşi, bunun eşiyle sınırlı tuttunuz…

Köylere neden gidilmiyor, boş okullar köylü kadınlar için değerlendirilmiyor?

Daha 3 yıl önce Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer köy Yaşam Merkezi açmış, özellikle köylerdeki kadın kooperatiflerini halk eğitim merkezleriyle entegre etmeye, ürettiklerini satıp gelir elde etmelerinin yolunu açmıştı.

Elinizde hazır projeler var!

Var olanları birbirine entegre edebilirdiniz…

Yöresel kaynaklarla üreten köylü kadınları paydaş yapabilirdiniz!

Devrek Belediyesi’nin imkan ve kaynaklarını doğru kullanabilirdiniz!

Amaç buysa tabi…

Sonrası n’olacak?

19 Ekim Pazar günü CHP’de dananın kuyruğu kopuyor!

CHP Zonguldak İl Başkanı Devrim Dural’ın karşısında güçlü bir isim olarak Turhan Oral var!

Turhan Oral’ın adaylığının ardından son iki gündür delegelerden, ilçe yöneticilerden çok enteresan tepkiler geliyor.

Devrim Dural’ın Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in oğullarına teslim olmasını hazmediyorlar!

Yola çıktıkları Devrim Dural ile yürüdükleri Devrim Dural arasında müthiş bir hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyorlar!

Ortak görüş şu;

Devrim Dural, CHP Merkez İlçe’yi Tahsin Erdem’in dünürü Yusuf Yamakoğlu’na teslim etmişse, şimdi de kendini teslim etti.

Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’la yaptığı pazarlıklar karşısında tekrar İl Başkanı seçilse bile tıpkı Nazmi Özden gibi kukla başkan olacak.

Evet Tahsin Erdem ve çocukları partiye çok ciddi zarar verdi.

Ancak Devrim Dural, tekrar seçilmek uğruna Tahsin Erdem ve oğullarına izin verdi”

*

Devrim Dural, İl Başkanlığı için Merkez İlçe’yi Erdem ailesine ameliyat ettirdi!

Şimdi ameliyat masasına kendisi yatacak!

Ya sonra, sonrası n’olacak?

İş sözü verilen onlarca delege, kimi ameliyat edecek!

Birinin kızı, diğerinin damadı işe alınırken kullanılan delegeler sesiz mi kalacak?

Birilerinin kıyameti yaklaşıyor!

Korona virüsüne yakalandınız!

Halil Furat, kızını işe almayan Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’i kullanamayınca Zonguldak Belediyesi’nin Revizyon İmar Planı ihalesini alan Orplan şirketini kullanıyor.

Halil Furat bu dolanmayı sever!

Kızı Ayşenur’un Orplan şirketine alınması için Mimarlar Odası Eski Başkanı Turhan Demirtaş’ı araya koyuyor, şirket sahibi Orhan Sarıaltun’da bu ricayı kırmıyor ve Ayşenur’u işe alıyor.

Dün biz konuyu bu köşede yazdık.

Bu gün şirket sahibi açıklama yapıyor, “Ben kimin babası, kimin arkadaşı bilemem ki” demiş.

Bence tanıyan birileri Orhan Bey’e anlatsın!

Yaşayarak öğrenirse çok bedel öder!

Ama önce Halil Furat’ı anlatmak lazım..

Halil Furat, kızını aslında Orplan şirketine işe aldırmadı!

Yapılacak Revizyon İmar Planları’nın ortasına düşürdü kendini!

Sorunu, talebi olan size değil, direk Halil Furat’a gider!

Ne olduğunu anlayamazsınız!

Önceki Belediye Başkanı Selim Alan döneminde bir Onur Muhittin Işık vakası vardı!

İşi olanlar ona giderdi, o nereye nasıl gideceğini bilirdi!

Çok bildikleri için yapılan rant planı iptal edildi, veren verdiğiyle yandı!

Plan yuvarlandı, size geldi!

Daha başlamadan şirketin adı Halil Furat’la çıktı!

Zonguldak’a gelir gelmez koronaya yakalandınız!

Bu öyle bir virüs ki, ne CHP kurtulabildi, ne Zonguldak!

Ailede işsiz kalmasın!

Bence, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Başkan, ivedilikle Halil Furat’ı doyursun!

Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Camgöz’ün yerine Ercan Koçal’ı getireceğine Halil Furat’ı atasın!

Eşini de, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü Gülseren Hancı'nın yerine…

Planlama şirketinde staj yapan kızını da, İmar Müdürü Tayfun Albayrak’ın yerine atasın!

Ailede başka işsiz varsa onu da çözüm üretelim!

Haksızlık olmasın, ayıp olmasın!

Zonguldak’ı Halil Furat’tan kurtalım!

Diğerlerini de Harun Türk’ün eşinin çalıştığı Park-Bahçeler Müdürlüğü’nde oturtabilirler!

Çay var, kahve var!

Üstelik çalışma saatleri de çok keyifli!

Daha ne olsun!

Bundan iyisi Şam’da kayısı!