Son zamanlarda Amasra denilince aklımıza o elim facia geliyor hepimizin.

Hani o ‘bağıra bağıra geliyorum’ dediğini sayıştay raporlarını okuyunca anladığımız 43 canımızı kaybettiğimiz acı facia.

Hani o faciadan sonra kurulan araştırma Komisyonu toplantısına Ankara da Kazım Eroğlu’nun yanında olan makine mühendisi Muharrem Kiraz’ın katılarak kurum yetkililerinin hiçbir suçunun olmadığını anlattığı facia.

Oysa Amasra için sayıştayın feryat ettiği 4 yıl üst üste havalandırma yetersiz tehlike var önlem alın diye bas bas bağırdığı raporlar ortadaydı.

Amasra faciası öncesi Amasra müessesende üretimden sorumlu, aynı zamanda iş güvenliğinden de sorumlu olan müessese müdür yardımcısının tüm yetkilerinin müessese müdürü tarafından elinden alındığını bizzat yanına giderek Genel Müdüre ve Genel Müdür yardımcısına anlattığını herkes biliyordu. Genel Müdür inisiyatif almadı, duruma müdahale etmedi. Üretimden sorumlu müessese müdür yardımcısına uzun süre Amasra da iş yaptırılmamış boş boş gezdirilmişti.

Bu şartlar ortadayken bunların hepsinden bilgisi varken Muharrem Kiraz kurumun hiçbir kabahati yok şeklinde raporu komisyonda okuyabilmişti.

Geçen hafta çalışma şartlarının uygun olmaması, iş güvenliğinin hiçe sayılması temalı bir bombayı sizlerle paylaşacağız demiştik.

Diyeceksiniz ki bu olaylardan bu verilen şehitlerden sonra artık dikkat edilir iş güvenliği savsaklanamaz her türlü tedbir alınmıştır. Öyle mi?

Amasra faciası ekim 2022 tarihinde meydana gelmişti. Faciadan 1 yıl önce Amasra Müessesesi Müessese müdürlüğü binasında çatlaklar olduğunu Genel Müdüre bildirilerek gereğinin yapılması istedi.

Peki sonra ne oldu? Sonra Uzman bir firmaya binanın deprem analizi yaptırıldı ve yapılan tespit sonucu hazırlanan teknik raporda binanın depreme dayanıksız olduğu, acilen binanın güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor ve binanın bu şekilde kullanılmasının tehlikeli olduğu tespit ediliyordu.

8 kişinin ölümüne sebep olması dolayısıyla taksirle ölüme neden olmak suçundan TCK 85/2 maddeye göre Zonguldak Ağır Ceza mahkemesi tarafından 15.04.2019 da 3 yıl 4 ay hapis cezası bulunan Kazım Eroğlu da, yerine geleli 2 seneden fazla olan Muharrem Kiraz da bu güne kadar hiçbir şey yapmadan tribünde bir seyirci gibi oturdular.

2025 Yılının ekim ayında güçlendirme için ihale yapıldı. 2026 yılında bina güçlendirmesi yapılacak. Yani bu bina için tehlikeli diyen teknik rapordan tam 5 yıl sonra bir adım atılacak. Yani birinci derece deprem bölgesinde olan bir yerde depreme dayanıksız olduğu tespit edilmiş binada 5 yıl boyunca çalıştırılan personelden bahsediyoruz.

Tıpkı 4 yıl boyunca sayıştay raporları ortadayken havalandırmayı değiştiremedikleri, faciaya seyirci kaldıkları gibi yıkılma tehlikesi olan binada insanları çalıştırmaya 5 yıl devam etmişler.

Üstelik Amasra birinci derece deprem bölgesinde olmasına rağmen. Sonrada Allah göstermesin yine bir facia olsa çıkıp yine kurum olarak hiçbir sorumluluğumuz yok şeklinde savunma mı yapacaklar.

Bu kadar acı olaydan ders almamak nasıl bir anlayıştır. Anlamak mümkün değil.

İşçiler ve memurlar Allaha emanet.

Unutmadan Bu hafta Armutcuk hikayesi var gündemde şöyle yatırım yapmışlar böyle yatırım yapmışlar. Bu durumda bir Armutcuk masalı da anlatmak gerekiyor elbette.