Bunca işin arasında TMMOB Maden Mühendisi Odası Zonguldak Şubesi 46. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar Öztürk’ün TTK açıklamalarını ilgiyle takip ediyorum.

Hani şu; Ne şiş yansın ne kebap açıklamaları var ya…

Hükümetin TTK politikalarını eleştirip, yan yandan özel sahalara çarpıp, güya sosyal demokratlığı ortaya koyma çabalarına ifrit oluyorum.

Hükümeti eleştiriyorsun, dinamit almayı beceremediği için üretimi düşüren

Genel müdürü eleştiremiyorsun!

Yerüstüne çıkarılan kömürü yanlış politikalar yüzünden yıkayamayan aciz Genel Müdürü eleştirmiyorsun!

Hükümetin verdiği 10 Milyon TL ile kurulan tesisleri çalıştırmaktan aciz kalan Genel Müdürü eleştirmiyorsun!

Fenol Köpük ihalesinde TTK’ya kazık atılmasına soruşturma açmayan Genel Müdürü eleştiremiyorsun!

Kanserojen sınır değerlerinin altında alınan köpüğün madencileri zehirlediğini, meslek hastalığını hızlandırdığını söylemiyorsunuz!

Niye?

Çünkü, özelleştirme karşıtı görünüp, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun ihalesini alıyorsunuz.

Fenol Köpüğün madenciyi zehirlediğini anlatmıyorsunuz!

Niye?

‘Karaelmas OSGB İş Sağlığı ve İş Güvenliği Merkezi’ şirketi olarak TTK’da çalışan madencilerin İş Güvenliği ve Sağlığını oğlunuzun şirketi yürütüyor!

Hem TTK’dan ihale alacaksınız, hem de hükümetin TTK’daki özelleştirme kararlarını eleştireceksiniz!

E, sizde haklısınız…

Size “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diyecek iktidar mensubu kalmadı!

Onlar listeyi düşünüyor, siz ihalenizi!

Siz “miş”, “muş” yapıyorsunuz!

Onlar geziyor’muş’ gibi, ilgileniyor’muş’ gibi yapıyor.

Sizinle ne alakası var?

Neymiş efendim; Kılıçdaroğlu istemiş faturalardan TRT payı kalkıyormuş!

Gerçekten köyde çifte süren köylümüz kadar bunların kafası çalışmıyor.

Böyle algı oluşturulur mu?

Oluşturulsa da millet bunu yer mi?

3600 Ek gösterge!

EYT!

İnfaz yasası!

Faturalardan TRT Payı kaldırılmasının sizinle ne alakası var!

İki yıl önce 30 TL olan zeytinyağının bu gün 110 TL olmasına da bir formül üretmek zorundalar!

19 Yıldır muhalefet yaptıramamış, şimdi yaptırmış öyle mi?

Hükümet, hızla seçime hazırlanıyor!

Üstelik, siz istediniz diye değil!

Şimdi siz ‘niye?’ de merak edersiniz!

Bizim 6 ay önce öğrendiğimizi yakında öğrenirsiniz!

Yolun sonu görünüyor…

Musa Eroğlu'nun "Yolun sonu görünüyor" türküsünü dinliyordum.

Bu türkünün sözleri öyle anlı şanlı şairlere ait değil.

Ordu'nun Fatsa İlçesi'nden Dursun Ali AKINET adlı bir şoföre ait.

Bu şoför aynı zamanda "Halil İbrahim" adlı türkünün de söz yazarı.

Dursun Ali'nin 85 yaşındaki annesi hastalanır bir gün.

Alır annesini Ankara'daki Hacettepe Hastanesi'ne götürür.

Hastaneye yatırılır annesi. Tahliller istenir.

Bir süre sonra Dursun Ali tahlil sonuçlarını almak için odadan çıkacakken annesi seslenir:"Nereye Dursun Ali?

"Tahlil sonuçlarını almaya gidiyorum” der Dursun Ali.

Annesi oğlunu yanına çağırır, elini tutar ve der ki: "Gerek yok oğlum,yolun sonu görünüyor"

Dursun Ali çok kötü olur.

Olur mu anneciğim?

Çok iyisin maşallah der ve odadan çıkar.

Sonuçları alır ve odaya döner. Ne yazık ki annesi son nefesini vermiştir.

Dursun Ali annesinin cenazesini alır ve koyulur yola.

Fatsa yolunda, cenaze arabasında bu sözleri yazar:

Bana ne yazdan, bahardan

Bana ne borandan, kardan

Aşağıdan, yukarıdan

Yolun sonu görünüyor.

İşte herşey kocaman bir HİÇ...

Ne yaparsak yapalım, hepimiz için yolun sonu görünüyor.

Bir gün hepimiz:

“Geçtim dünya üzerinden

Ömür, bir nefes derinden

Bak feleğin çemberinden

Yolun sonu görünüyor…” diyeceğiz!

(Alıntı)

Hangi lastik patladı!

Dört üniversite öğrencisi sabah uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar. Okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin patladığını söylerler.

Hoca ilk başta inanmaz ama öğrencilerin yalvarmalarına dayanamayarak, onlara üç gün sonra sınav yapacağını söyler.

Sınav günü hoca dört öğrenciyi de boş bir salonun ayrı köşelerine oturtur.

Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir. Hocanın hazırladığı sınavda ön sayfada 10’ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır. Bunları kolayca çözerler.

Arka sayfada ise 60 puanlık bir soru vardır:

“Hangi lastik patladı?”

Gerçek bir hikayedir.

Sınavı yapan ODTÜ’nün efsane hocası Muhan Soysal'dır...

(Alıntı)