Ereğli Devlet Hastanesi ile ilgili iddiaları içeren haber ve makaleler gündemdeki yerini koruyor.
Haber ve makalelerin altındaki yorum sayısı her geçen gün daha da artıyor.
Yorumları okuduğunuzda, içeriğine baktığımızda, yorum sahiplerinin bir çoğunun Ereğli Devlet Hastanesin'de görev yapan sağlık çalışanları olduğunu anlayabiliyoruz.
Hastanenin yönetim kadrosunu tanıyan, olaylara hakim, iç işleyiş ve iç ilişkiler hakkında bilgi sahibi olanlar yorum yazıyor.
İddiaların odağında olan Müdür Ercan Yirmibeşçik'in her sabah, hangi odada kiminle ne yediğini, hangi pastaneye kimlerle gittiğini, hangi personelleri ne için kolladığını, kimin çocuğunu kendi arabasıyla Ankara'ya götürüp, getirdiğini dahi bu yorumlar ve ihbarlar sayesinde biliyoruz.
Medikal malzeme alımlarını hangi firmalara yönlendirdiğini de biliyoruz.
Yani anlayacağınız Ereğli Devlet Hastanesi Müdürü hakkında ve onu koruyan, kollayan siyasetçiler ile ilgili birçok iddia ve bilgiye sahibiz.
Tabi, konu medikal sektörü olunca, rakamlar da yüksek oluyor. Onun için Müdür Ercan Yirmibeşçik'in tek başına hareket etmediğini düşünüyoruz.
Şimdi elimize ulaşan 3 tane medikal firmasını ve hem hastane müdürü Ercan Yirmibeşçik'in, hem de bu firma sahiplerinin siyasi bağlantıları üzerinde çalışıyoruz.
Sadece biz değil, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı da iddialar ve yaptığımız haberler sonrasında harekete geçti.
Şimdilik Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü konuyu soruşturuyor.
Sonrasında ise Sağlık Bakanlığı müfettişleri olaya el atacaklardır.
Ereğli Devlet Hastanesi ile ilgili özellikle doğrudan temin alımları ve medikal malzeme alımları mercek altına alınmalıdır.
Biz de yakın zaman içerisinde, elimizdeki bilgi ve ihbarlarla olayın perde arkasını gün yüzüne çıkaracağımıza inanıyoruz.
Umarım bizden önce Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü soruşturması ile tüm iddialar aydınlatılır.
Ama biz yine de İl Sağlık Müdürlüğü soruşturma başlattı diye bir kenara çekilip, bekleyecek değiliz. İddiaların peşinden ısrarla gideceğiz.
Elimize ulaşan her bilgiyi, her belgeyi, her ihbarı titizlikle inceleyeceğiz.
İşin hastane boyutu ile ilgili birçok detaya hakimiz. Şimdi ise iddiaya konu medikal malzeme alımı için tercih edilen medikal firmaları ve sahiplerine odaklanacağız.
Çeyrek asrı aşan gazetecilik tecrübeme dayanarak, Ereğli Devlet Hastanesi'deki doğrudan temin ve medikal malzeme alımları hakkındaki iddiaların sadece bir müdürle sınırlı olmayacağını, bu olayın çok daha organize bir iş olduğunu söyleyebilirim.
Şahsen, Ereğli Devlet Hastanesi ile ilgili ortaya anlatılan iddiaların ardından, ilgili kurum ve bürokratların anında refleks göstermesini beklerdim.
İddiaların ardından yaşanan sessizlik, yöneticilerin anında refleks göstermemesi, sağlık çalışanlarının yorum ve ihbar yağmuruna beden oldu. Ufacık bir kıvılcım, kısa zamanda alev topuna dönüştü.
Bu alev topu büyümeden söndürülecek mi, yoksa büyük bir yangına mı dönüşecek, bekleyip göreceğiz.
Bu olayda ısrarcı olmaktaki amacımız, olası kamu zararının önüne geçmekten ibaret.
DEVLETTEN VE MİLLETTEN DAHA DEĞERLİ NE OLABİLİR Kİ?
Bir de kamu kurumlarının başında yer alan bürokratların sessizliğine anlam vermekte zorlanıyorum.
Haftalar önce Ereğli Organize Sanayi Bölgesi'nde yaşanan çevre kirliliği ile ilgili Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürü'nden hala açıklama bekliyoruz.
Çok mu zor, 'şu numuneyi aldık, bu fabrikaları denetledik. Numunenin sonucu bu, ceza kestiğimiz fabrikalar da şunlar' demek.
Yani devletin kurumu görevi ve yetkisi gereği yaptığını, millete açıklamaktan kaçınıyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürlüğü neyi, kimden ve neden gizliyor?
Konu liman arkası olunca, konu Ereğli'de Balcı Beton olunca konuşan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri, konu Ereğli Organize Sanayi Bölgesi olunca neden sessiz kalıyor?
Devleti ve devletin kurumunu sorgulatmak adına bu sessizlik niye?
Tüm bu soruların muhatabı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürü Sayın Hasan Öztürk'tür.
Tüm bu soruların cevabı da Sayın Hasan Öztürk'te mevcuttur.
Millet, 'deremize zararlı atık bırakılıyor' diye devletine şikayette bulunmuş.
Devlet, milletin bu şikayetini ciddiye almış ve gidip gerekli denetimleri yapmış.
Peki, sonra ne olmuş?
Dere gerçekten kirletilmiş mi?
Herhangi bir fabrikaya, herhangi bir cezai yaptırım uygulanmış mı?
Dereden alınan numunelerin analiz sonucunda ne çıkmış?
Tüm bu soruların cevabı, devlet sırrı gibi saklanıyor.
Ereğli'de beton santraline kestiği cezayı açıklayan Sayın Hasan Öztürk, konu Organize Sanayi Bölgesi olunca susarak, devleti zan altında bırakıyor ve devletin şeffaflığını sorgulatıyor.
Devletin bürokratı, devlete bu kötülüğü ne için, kimler için, neden yapar ki?
Devletten ve milletten daha değerli ne olabilir ki?
Biz neden bu soruları tekrarlayıp duruyoruz?
Lütfen açıklar mısınız Sayın Müdürüm?..