Zonguldak’ın imar sorunu yıllardır çözülmüyor.
Ak Parti geliyor, sonra Ak Parti gidiyor CHP geliyor, sonra tekrar Ak Parti geliyor, son olarak Ak Parti bir kez daha gidiyor ve yine CHP geliyor.

Zonguldak Belediyesi'ndeki başkan ve parti değişimi pinpon topu gibi adeta. Bir Ak Parti bir CHP...

Her seçim sonrası başkan değişiyor...
Siyasi parti değişiyor....
Meclis üyeleri değişiyor...
Makam aracı, makam şoförü değişiyor...
Özel Kalem Müdürü değişiyor...
Sekreter değişiyor...
Koruma ve koruma amiri değişiyor...
Çay servisi yapan hizmetli personel bile değişiyor...

Normaldir, her gelen belediye başkanı kendi ekibiyle çalışmak istiyor.

Fakat, Zonguldak Belediyesi'nde ne değişirse değişsin, kim değişirse değişsin bir kişi değişmiyor.

O da belediyenin İmar Müdürü....


Hal böyle olunca insan düşünmeden edemiyor, belediyede her şey değişirken bu müdür neden hiç değişmiyor?

Bakın Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan döneminde yapılan İmar Planı mahkeme tarafından iptal edildi. Binlerce vatandaş mağdur oldu. Bu mağduriyet Tahsin Erdem döneminde de devam ediyor.

Selim Alan doktordu, Tahsin Erdem ise muhasebeci ve mali müşavir.

Belediyelerde devlet memurları, kamu işçileri ve şirket personeli görev yapar.

Devlet memurlarının bir görevi de belediyeler içindeki yasa ve yönetmeliklere aykırı, siyasi bir takım icraatlara izin vermemektir.

Onun için İmar Müdürü, Fen İşleri Müdürü gibi makamlarda devlet memuru kadrosunda olan yöneticiler oturur.

Geçen dönem ki İmar Planı fiyaskosunda derler ki, 'Başkan Selim Alan, İmar Müdürü dahil plana kimsenin karışmasına izin vermedi.'

İmar Müdürü olmadan, kentin İmar Planı yapılır mı?

Dedik ya İmar Müdürü devlet memuru, o makamda devleti temsil ediyor.
Ama İmar Planı'nında yalan yanlış işler oldu. Milletin arsasına çekenler oldu. Kimilerinin arkasından yeşil alan kaldırıldı, kimilerinin arsası yeşil alan yapıldı.

Binlerce Zonguldaklı bu yalan yanlış İmar Planı yüzünden mağduriyet yaşadı.

Selim Alan gitti.
Ak Parti de gitti.
Tahsin Erdem geldi.
CHP de geldi.

Plan aynı plan, kafa aynı kafa, mağduriyet aynı mağduriyet...

Bakın, başkan değişmiş, parti değişmiş İmar Planı değişmemiş.
Mağduriyetler değişmemiş.
Çünkü ekip değişmemiş.
Çünkü müdürler değişmemiş.
Çünkü imar zihniyeti değişmemiş.

Bırakın değişmesini, bir de İmar Müdürü'nün çocuğu belediyeye işe alınmış.

Her İmar Planı beraberinde akıl almaz bir imar rantını da getirir.
Adamı olan arsasını yeşil alandan çıkarıyor, maskeni ticari alana çeviriyor, arsasını imara açtırıyor.

Gariban vatandaşın arsası ise bir bakmışsın yeşil alan oluveriyor.

Peki, tüm bunlara belediyelerde kim karar veriyor?
Diyeceksiniz ki, 'tüm bunlara İmar Planı ihalesini alan firma karar veriyor.'

Sanırsınız ki ihaleyi alan firmadan kimse ricada bulunmuyor.

Gelelim iskansız yapılara.
Adam gidiyor arsasına proje hazırlatıyor.
Belediyeden inşaat ruhsatı alıyor.
Arada yapı denetim firmaları var.
İnşaat bitiyor. Fakat bu sefer de İmar Müdürlüğü biten binaya iskan vermiyor.
Aradan geçiyor 1 ay, 3 ay. 5 ay, 8 ay...
Bir bakıyorsunuz o binaya iskan verilmiş.

Oysa iskan verilmeyen binada projeye aykırı bir üretim varsa, belediye iskan vermediği gibi yapı denetim şirketi ve müteahhit hakkında suç duyurusunda bulunması gerekir.

Aradan geçen aylarda, neler değişiyor neler...
Olmaz dediğiniz oluyor, imkansız dediğiniz imkanlı hale gelebiliyor.
Örnekleri çok.

Sonuç olarak, siyaset değişiyor, başkanlar değişiyor, milletvekilleri, il başkanları değişiyor, meclis üyeleri değişiyor sade İmar Müdürü değişmiyorsa, ya bu işi bu kişiden başka yapacak adam yok, ya da belediye başkanlarının bu tip yöneticilere ihtiyacı var demektir.

Çünkü belediyelerde imarla siyaset birbirine paralel yürür maalesef.

Önümüzdeki süreçte bu konu ile ilgili mağduriyetleri, yapılan kıyakları örnekleriyle birlikte gündeme getirmeye devam edeceğiz.