TTK GERÇEĞi

1940 yılından sonra ki TTK işçi istatislerinde ki durum şöyledir.
1940; yani madenlerin devletleştirildikten sonra ki rakam 27 bin işçi civarındadır.
Bu giderek yükseliyor ve 1959`da rekor kırıyor.
Bu zamana kadar en fazla işçi sayının olduğu yıl 1959.
Kurumun toplamda 1959`da 43.787 işçisi var.
Bunun 5.692 üretim işçisi.Yani kömürü çıkaran işçi.
Bunun ile birlikte yer altına giren işçi sayısı 22.682 
1959 yılında yer üstünde çalışan (atölye,santiye,büro.Lavuar vb.)işçi sayısı ise 21.105 kişi.
Yani bugünkü adı ile TTK`da o zamanlar yer altında çalışan işçi yer üstünde çalışandan biraz daha fazla oluyor.
Peki yer altında sadece 5.692 kişi üretim işçisi iken, nasıl oluyorda kendisinden 4 kat fazlası yer hizmeti yapıyor. Bu TTK`ya zararlımiydı yoksa fayda mı sağladı ? 
Bunu ilerde ki istatiklerde göreceğiz.
1959 yılından,1979 yılına kadar kurumun işçi sayısı bir ara 35 binlere geriliyor ama 1979`da tekrar 41 bine yükseliyor.
Bakın dikkat edin ! 1959 ve 1979
Bu tarihler neyi ifade ediyor ? 
Tabi ki ihtilal olmadan bir önceki yılı.1959 ve 1979`da isci sayısı hat safaya çıkarken,1960 ihtilalinden sonrada işçi sayısı düşmeye başlıyor.1980 ihtilalden sonrada.
1960 ihtilalinden sonra 1970`li yıların başlarına kadar işçi sayısında azalma görülürken.1970`den hemen sonra yükselmeye başlıyor.
1980 ihtilalinde sorada her yıl neredeyse 2 bin işçi sayısı düşerek bugünkü rakama ulaşılıyor.
Bu düşüş, 2009 yılına devam ediyor ve 2009`dan sonra çok az miktarda artış gösteriyor.Fakat 2015`e gelindiğinde 1940`dan beri ulaşılan en düşük rakama yani 8.982 geriliyor.
Yanlız şöyle bir durum var.
1959 yılında en yüksek rakamda (43.787) dahi 5.692 üretimde calışan işçi varken.2015`de toplam 8.982 işçisi varken de üretimde ki işçi sayısı 2.465
Yani; sadece 2.227 kişi eksilmiş.
TTK`da en fazla işçi kadrosunda sadece 5.5 bin kisi üretim iscisi olarak calıştırılmış.-
Ocaklarada zorla işçi çalıştırdıllar dedikleri Mükellefiyet döneminde (1939-1948) ise üretimde bu rakam 4 bin civarında.Yer altında 18 bin yer üstünde ise 19 bine yükseliyor.Bu rakam Mükellediyetin kaldırılmasından sonra ki verilerin cok altında.Yani Iddia edildiği gibi "inönü zamanında insanlar zorla madencilere sokuldu"iddasının tersine Inönü zamanında çalışan işçi ile Menderes Hükümeti zamanında çalışan işçi sayısı iki kat daha fazla.
Maden ocaklarında çalışan işçilerin grafiginde en yüksek işçi sayısına sahip 1959 ve 1979 yıllarına bugünden o güne baktığımızda arada ki fark; 
Üretim iscisinde ki fark 2.227 kisi eksik.
Yer altına giren işçi sayısında ise 15,525 eksik
Yer üstünde eksilen işçi sayısı ise ;19,281 eksik 
Yani ; TTK`da üretim işçisinde çok az inilmiş ama yer üstü ve yeraltında diğer görevlerde calışan işçilerden 34 bin işçi eksilmiş durumda.
En fazla ise yer üstünde çalışanlar azalmış.
Peki soru su .
Nerdeyse üretime katkısı olmayan %90 işçi sayısı düşmesine ramen, bugün TTK kär mı ediyor ?
Aslında etmesi gerek.
Neden etmiyor ?
Bunu ileride bahsedecegiz.
Peki bu kadar personelin kaybolması beraberinde sosyal imkanlar ve hakların kaybolmasına neden oldu da, ocaklarda güvenlik sorununu da beraberinde getirmiyor mu ?

TTK`nin üretiği kömür ne hikmetse işçi sayısına göre azalıp inmiyor.Zira 1940`dan bu yana en fazla kömür çıkarımı 1974`de olmuş. Tam 8.5 milyon ton kömür. Oysa 1974 en fazla işçi sayısı olan yıl değil.1982 yılında ;yani ihtilalden 2 yıl sonra işçi sayısı ile 1974 senesi hemen hemen aynı.39 bin civarında ama üretim 8.5 Milyon tondan 4 Milyon tona düşüyor.
Yani, aynı işçi sayısı ile yarı yarıya üretim azalıyor.
1974 ile 2015 arasında ise çıkartılan kömürde büyük bir fark var. 
1974 üretim işçisi 4.098
2015 Üretim işçisi 2.465 calışıyor.
Yani ; sadece 1633 kişi eksilmiş ama cıkartılan kömürde mütiş bir iniş olmuş. 8.5 ton`dan 1 Mily0n tona düşmüş.
1974 üretim işçisini alnından öpmek lazım.
Sanki yer üstü işçisi kömürü çıkarıyor.Zira 1974`de 43 bin maden işçisi var ama bunun sadece 4.098 kömürü üretiyor.2015`de ise sadece 1600 kişi eksik ama 8,5 tondan 1 milyon tona düşüyor.
Yani Işletmede işçi ile üretim.Üretim ile kar oranı birbirini tutmuyor.
Tabi bir başka neden ise ; 1989 yılından sonra havzada rödövans karşılığı özel firmalara işlettirilmesi var.
1989`dan sonra hem işçi hem de üretim hızlı bir düşüşe geçiyor.
2015 itibarı ile Demir Madencilik rödövans karşılığı işletmenin en fazla payını alıyor (tamamının yarısını.) Diger yarısını ise öbür özel maden işletmeler alıyor.
Çıkardığım bir başka istatik ise şudur.
Ilk ocakların açılmasından 1848‘dan 1940, devletleştirmeye kadar üretilen kömür (satılır kömür) yaklaşık 166 Milyon Ton‘dur 
1941 yılından 2016 yılına kadar üretilen kömür ise (satılır) 234 Milyon Ton‘dur. Bu zamana kadar toplam (satılır) 400 Milyon ton kömür havzadan çıkarılmış.
Satışa hazır kömürüde bu rakamların iki katı olarak hesaplayın.Zira çıkartılan kömür ile satılan kömür yıkama ayıklama sonucunda yarı yarıya azalıyor.
Yani; 1848-1940 yılları arasında, 92 senede 162 milyon ton kömür üretilirken; 1940-2018 arası 78 yılda 236 Milyon ton kömür üretmişiz.
Bazi yılların istatistik bilgileri.
1942 yılında 27.136 işçi ile,2.509.614 ton kömür üretimi
1959 yılında 43.787 isçi ile 6.515.148 ton kömür üretimi
1974 yılında 39.399 isçi ile 8.545.927 ton kömür üretimi
1989 yılında 35,492 isçi ile 6.258.784 ton kömür üretimi
1999 yılında 16,180 isçi ile 2.601.175 ton kömür üretimi
2015 yılında 8.982 isçi ile 1.585.275 ton kömür üretimi
2017 de ise üretim sadece 794.570 Ton`dur.
Peki buna ramen Zonguldak`ta bir yıl içinde kaç milyon ton kömür işlem görüyor ?
3.750 000 Ton….
Çünkü Eren Enerji de 3 milyon ton kömürü dış ülkelerden Zonguldak`a getiriyor.Böylelikle TTK`nın üretiği kömür ile toplandığında 3.740 milyon tan kömür işlemlere giriyor.
Ülkemizin yıllık taş kömür ihtiyacı 30 Milyon ton olduguna göre bunun sadece Zonguldak madenleri %2`sini üretiyor,Eren Enerji`nin Zonguldak`a getirdiği kömür ile birlikte bu rakam %10`a çıkıyor.
Ülkenin ihtiyacı olan taş kömürün %97 dışardan getirildiği göz önünde bulunursa 1.5 milyar ton rezervi bulunan Zonguldağımızın neden bu halde olduğu gayet iyi anlaşılabilir.
Zarar ediyor ya da teknolji yetersiz,kömür çıkarımı zor,dünya artık kömür üretiminden vaz geçiyor gibi nedenler gerçekci değil.Aynı zamanda çok basitce acıçlamalar olarak görünüyor.Bunları neden olarak göstermek yerine bu sorunları 167 yılda neden caresini bulamadık sorusunu konusmak lazım.
Zonguldak ya bu careleri bulacak ya da kömüre dayalı bir ekonomi politikasından vazgeçip değişik sektörlere kafa yorması gerekecek.
Bugün zaten Zonguldak`ın en büyük ekonomisi kömür değil imalat sanayi ve toptan parakendeciliktir.
Bu konuyuda bir sonra ki yazımda ele alacağım.

(Rakamsal bilgiler TTK Kurumu‘nun resmi kaynaklarindan alınmıştır

Hayati YILMAZ
Zonguldak Tarih

Editör: TE Bilisim