Zonguldak duruşuyla, tavrıyla ve karakteriyle düzgün bir siyasetçini kaybetti.

Naif ve beyefendi kişiliği ile sadece Ak Parti'de değil, toplumun birçok farklı kesiminden insanların da yüreklerinde yer eden Zeki Tosun, maalesef yıllardır mücadele ettiği lanet hastalığa daha fazla dayanamadı.

Ak Parti kurulduğundan bu yana Zeki Tosun iktidarın nimetlerini Zonguldak'a taşımak için çabaladı durdu.

Ne zaman zaman bozulan ticareti, ne ailesi ne de bu lanet hastalığı Zeki abinin bu çabasına uzun yıllar engel olamadı.

Yol arkadaşlarının ve bazı partili dostlarının ihaneti onu çok üzdü. Bu ihanetler, vefasızlıklar belki de hastalığından daha çok yaraladı yüreğini.

Ama o duruşundan ve beyefendiliğinden taviz vermeden, gönül verdiği partisine zedelemeden çekildi köşesine.

Zaman zaman sohbetlerimiz oldu Kadırga rampasında. Uğradığı ihanetleri anlatırken bile beyefendiliğini korurdu. Sistemini bile dile getirirken, sakinliğini korur, dalıp giderdi gözleri caddeden geçen araçlara.

En çok da siyasette yoluna taş koyanların hastalığını kullanmalarına, kardeşi Başhekim Hasan Tosun'la uğraşmalarına içerlenirdi sohbetlerimizde.

Zeki abi bu dünyadan sırtında bir sürü ihanet hançerinin yanı sıra birçok insandan aldığıtakdir ve dualarla sessiz sedasız, vakurlu bir şekilde gitti. Arkasında ise mimar Can ve inşaat mühendisi Cem gibi iki tane pırıl pırıl evlat bıraktı.

Daha dün siyasette onun önüne taş koyanlar, hastalığını ve ailesini onu köşeye sıkıştırmak için kullanmaktan çekinmeyenler, bugün her mecradan taziye mesajları yayınlıyor, timsah gözyaşları döküyorlar. Siyasetteki vefasızlığın ve ihanetin en somut örneğidir Zeki abi ve Zeki abi sırtında hançerlerle veda etti hayata. O hançerleri, bu güzel insanın sırtına sağlayanları tek tek yazmak isterdim aslında ama Zeki yaşasaydı böyle bir şey yapmamı asla istemezdi.

Benim için değerli olan Zeki abiye Allah'tan rahmet, acılı ailesine ise sabır diliyorum, mekanın cennet olsun Zeki abi, seni özleyeceğiz.