Suya, hijyene en çok ihtiyaç duyduğumuz bu pandemi döneminde Zonguldak Belediye Başkanı suya zam yapıp, adına da güncelleme diyor.

Milletin aklıyla dalga geçmekten keyif alıyorlar.

Yok efendim % 30 değil, % 11 zam yapmış.

Allah aşkına musluklardan aylardan beri su yerine çamur akıyor ve belediye bu çamurun parasını alıyor vatandaştan.

Geçenlerde AK Parti'ye üye bir arkadaş sosyal medya hesabında suya yapılan zammı eleştirirken, açık açık dedi ki; O sizin kıçınızı silmeye çekindiğiniz suyu içen insanlar var…

Şimdi siz Zonguldak kent merkezinde yaşayan insanların ekonomik ve sosyal durumlarından bir haberseniz, sırça köşklerinizden basit konuşmalarla önemli meseleleri geçiştirmeye çalışırsınız.

Ama bu millet bunları unutmaz…

Pandemi döneminde açık alan pazaryerlerinin kapatılıp, marketlere adeta soydurulmasını da unutmuş değil.

“Belediyeye yeni alımlar olmayacak” deyip Muharrem Akdemir döneminde 13 kişiyi kapının önüne atıp, 286 kişinin Belediye’ye nasıl doldurulduğunu siz açıklamasınız da, vatandaş biliyor.

Hiç kafası çalışmayan biri asgari ücret üzerinden 286 kişinin Belediyeye olan maliyetini, sigorta yükünü hesaplayabilir.

Kaldı ki, Başkanın arkadaşının yakini, Başkanın yakinin yakini  asgari ücretin en az bir katı maaş alıyor, sigortaları da bu rakamlara göre yatırılıyor.

Belediyede olmayan ekonominin başına Ekonomist  getirildi.

Düşünebiliyor musunuz suya zam yaptıklarını söylemek için Selim Bey’in arkadaşı Deren Bey’e her ay çok ciddi bir maaş ödeniyor.

Belediye değil, Selim Bey’in dost ve arkadaşlarının Darülacezesi sanki!

AK Parti ticareti!

Zonguldak fır döndü siyasetin en çok döndüğü şehirlerden biri.

Mesela Kozlu Belediye Başkani FETÖ İtirafçısı Ali Bektaş’ı biliyorsunuz.

DSP, CHP, TDH’de gezip durdu, son olarak AK Parti’den seçildi.

Son seçimde AK Parti aday göstermeseydi şayet MHP’den aday olacaktı.

Mesela Müteahhit Bünyamin Babaiban’dan ne kadar AK Parti’li olur?

Direk soldan, sağ partiye geçiş nasıl izah edilir?

İdeolojik olarak makul ve mantıklı bir açıklama yapabilir mi?
Ama ticari ve siyasi gelecek olarak bir açıklaması olabilir.

Bende bu kentte müteahhit olsam, AK Parti şemsiyesi altında çok daha rahat ticaret yaparım.

Tıpkı yıllardır Ahmet Çolakoğlu’nun yaptığı gibi yada Hamdi Uçar’ın ÖZSÜT’ü, evvelce Gazipaşa’daki konfeksiyon dükkanı gibi…

İşini görmek isteyen ya mobilya alacak, ya  daire…

Ya takım elbise alacak, ya da Özsüt’te oturacak…

Efendim bu insanlar ticaret yapmayacak mı?

Yapacak tabi, yapsınlar…

Ama kendileri büyürken, bu kenti de büyütecekler!

Kafasını AK Parti ile Belediye’ye sokup, inşaatlarında kanunlara aykırı iş yapmayacak.

Müteahhit Meclis Üyesi olarak İmar Komisyonlarında yer almayacak.

Topluma önce kendileri örnek olacak.

Şehir batarken, kendilerine imtiyaz sağlamayacaklar…

Zonguldak’ın hali bu hal…

Üç astronot uzaya gidecek.

Bunlardan biri Alman, biri İngiliz, biri de bizim temel.

Bunlar yıllarca gelmeyecekleri için en önemli ihtiyaçlarını sorarlar.

Alman bana sarışın, esmer, kumral hatun der.

İngiliz bana bol bol içki der.

Bizim Temel baaa bol bol cigara der.

Neyse istekler temin edilip uzaya fırlatılıyorlar.

3 astronot aradan yıllar geçiyor geri dönüyorlar.

Tabi aileler merakla bekliyor.

Önce Alman iniyor dalyan gibi Alman olmuş iğne iplik.

Sonra İngiliz iniyor adam zil zurna sarhoş.

Tabiki sıra Temel’e geliyor.

Temel kapıda görünür görünmez bi fırlıyor ağzında cigarayla:

- "Allahını seven baaa ateş versuuun.."