İklim Kanunu’nu yasalaştıktan sonra 4.500 orman yangını kayıtlara geçti.

Güya amaç yeşili korumaktı.

İnsanlar artık ormanların yakıldığını biliyor.

Kanunla yasalaştırıldığını bilmiyor.

Fakat sonuçlarını kestiremiyor.

Susuzluk, kıtlık, mülkiyetsiz ve cinsiyetsiz toplum inşa ediliyor.

Yani yeni dünya düzensizliği…

Tüm dünya ülkelerinde hızla uygulanıyor.

Politikacılar cambaza baktırıp gerçeği saklamak için, Medya ise insanları uyutmak için vardır…

Bir günde 15 şehirde orman yangını…

Bu gün; Çanakkale, İzmir, Balıkesir, Kahramanmaraş, Bolu, Muğla, Hatay, Manisa ve Körfez yanıyor…

Köyler boşaltılıyor, ormanlar yok ediliyor, ekolojik denge bozuluyor.

Yaradan bize yardım etsin diyeceğim ama akletmeyen toplumlara yardım eder mi?

Bilmiyorum…

Ya geçim, ya seçim var!

Ülkenin yüksek enflasyona tabi tutulması…

Binlerce işçi istihdam eden markaların hızla işçi çıkarması…

Bin 700 fabrikanın ülkedeki bitmeyen ekonomik buhrandan kaçarak Mısır’a taşınması…

Sahte diploma skandalları…

AK Parti Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu’nun kentin bunca sorunu ve hekim eksiği varken ‘Şehir Hastanesi yapacağız’ şeklindeki sözde müjdesi ile gündemi bir anda değiştirmesi…

5 Belediyenin bağlı olduğu Metropoliten Belediyeler Birliği’nin kentin su ihtiyacını karşılayan Ulutan Barajı’nın EnerjiSA’ya olan borcu ile ilgili yine Ahmet Çolakoğlu’nun yıllar sonra harekete geçmesi…

Seçim bölgesinde bulunan Belediyeleri ziyareti…

Devam eden TOKİ, Huzurevi gibi inşaatlarını incelemesi size de ilginç gelmiyor mu?

Ya kendisiyle ilgili çok ciddi bir geçim, ya da ufukta seçim var!

Bu PR çalışması neden hasıl oldu sizce?

Duyda inanma!

Geçtiğimiz Cuma yine babamın tedavisi için Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi TIP Fakültesi’nde 1,5 ay sonraya sıra aldığımız Tomografi çekimindeyiz.

Çaycumalı bir amcayla sohbet ediyoruz.

“Sen ne iş yapıyoy” dedi.

“Gazeteciyim” dedim.

“Ben seni tanıyom” dedi.

Sohbet koyulaştı tabi…

Dedi ki;

Ahmet Çolakoğlu’nu yazıyon ama doğru yazıyon. İşi gücü arsa, arazi toplamak. Göya Şehir Hastanesi yapacamış. Söyle ona önce buray onkoloji doktoru göndersin. Duygu hanım tek başına çalışıyo, hepimiz sıra bekleyoz. Hem illede yapacasa neçün Çaydeğirmeni’ne yapacamış, Bakacakkadı’da arsası yokmuş mu? Milletin yalanlara karnı yok, ekmeğe aç. Siyaset yapmasınlar, gençlerimiz göçte, yaşlılar hastane kapılarında bekliyo, bize doktor lazım kızım.”

Amcaya verdiğim sözü tutuyorum.

Sayın Ahmet Çolakoğlu’na sesleniyorum.

Seçmeniniz hekim eksikliğinin giderilmesini istiyor.

Bu arada ZBEÜ’deki tek Tıbbi Onkoloji doktoru Duygu hanımı Google’ye sordum.

Meğer Onkoloji Uzm. Dr. Duygu Bayır Garipoğlu hocamız önce Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne atanmış.

Zonguldak Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü ile yapılan görüşmelerin ardından Üniversite Hastanesi’nde görevlendirilmiş.

Zonguldak hastanesinden Zonguldak hastanesine transfer edilmiş.

Yani bizim iktidar milletvekilimiz bir zahmet Sağlık Bakanı ile görüşüp kanser hastalığının en yoğun olduğu kente yeni bir doktor istememişler.

Kentine doktor getiremeyenler, Şehir Hastanesi getirecekmiş!

Duyda inanma!

Tahsin Erdem, Selim Alan’laşıyor!

Önceki gün delege seçimlerinde istenen bir destek üzerine 75 yaşındaki bir teyzemiz darp edildi.

Gözüne yumruk atıldı, parmağı kırıldı.

Olay CHP’liler arasında vuku bulunca şiddete sesini çıkarmıyorlar!

Yapanlar AK Partili olsaydı kıyameti koparırlardı!

Ha keza benzer bir durum olunca AK Partililerde aynı tutumu sergiliyor.

“Kol kırılır, yen içinde kalır” anlayışı iki yüzlülüktür.

Şiddetin, torpilin, yanlış yönetimin, hataların, yanlışların partisi olmaz.

Olursa, Adalet ortadan kalkar!

Adalet ortadan kalkarsa toplum içten içe çürür ve sonunda çöker.

Tıpkı bu gün olduğu gibi…

O yüzden doğruya, ‘doğru’, yanlışa ‘yanlış’ diyebilmeyiz artık.

Geçmişte AK Partili Selim Alan’ın hatalarını nasıl eleştiriyorsak, CHP’li Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in de hatalarını eleştireceğiz.

Zonguldak halkı onları Belediyeyi yönetsin diye seçiyor, örgütleri dizayn etsinler diye değil.

İş vaadiyle delege seçimlerine müdahale etmek de ne demek?

Yazık ki, Tahsin Erdem, hızla Selim Alan’laştığının farkında değil!