Zonguldak’ta bulunan marketlerin rahatlığı, şımarıklığı dikkatinizi çekiyor mu?

Çay ocakları, iki sandalye taşsa Zabıta başına dikiliyor!

Bahçesinde yetiştirdiğini kenar kıyıda satmaya çalışan yaşlı teyzeleri kovalayan Zabıta ekiplerinin, kaldırım ve yolları babasının malı gibi kullanan marketçilere müdahale ettiğini gördünüz mü hiç?

Vallahi göremezsiniz!

Selim Alan döneminde başlayan ‘Market çeki’ ile kaldırım ve yolları sahiplenme işi Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem döneminde de sürüyor.

Marketler, 100 adet yardım çeki ile Belediyeyi satın alıyorlar adeta!

Belediye Başkanları da kongre süreçlerinde yada yerel seçimde kitlesine dağıtıp oy devşiriyor.

Hatta yardım çekleri siyasi kulis için 6. kata çıkabiliyor, rakıya meze bile olabiliyor!

O yüzden Zonguldak halkı sokakta yürüyemiyor, yaya geçidinden geçemiyor, aracını park edemiyor!

Park edemediği otoparkın ücretini ödüyor!

İtiraz edenlerin üzerine yürüyor, hakaret bile ediyorlar!

Bu gün Elazığ’dan misafir olarak Zonguldak’a gelen bir Öğretim Üyesi Soğuksu Heybem Market önünde Zonguldak Belediyesi otopark alanına aracını park etmek istedi.

Market arabaları, otopark olarak belirlenen alana sıralamış, yaya çizgisine kadar taşmış!

Manav tezgahı kaldırımda zaten!

Hemen yanında oldukça işlek yaya geçidi var.

Yayalar zor geçiyor, tam bir keşmekeş!

Öğretim Üyesi nazikçe market arabalarının kaldırılmasını istedi.

“Şöyle park işte” diyen market çalışanına “Burası otopark, parasını vereceğim ama aracımın yarısı yolda kalıyor” diyor.

Market çalışanı, sanki ‘Heybem’in yolu gibi tartışmaya devam ediyor.

Adam alış-verişini yapıp dönüyor.

Otopark görevlisi, fişi cama yapıştırmış!

Öğretim görevlisi, “Hem ücret ödeyip hem de aracımı park edemediğim bir hizmet almak istemiyorum” diyerek hakkını savununca otopark görevlisi kaçıyor!

Market çalışanı, “Biz buraya işgal parası ödüyoruz. Sende aracını park etmesini bil…” diye bağırıyor!

Halinden tavrından belli tahsilli, görgülü, medeniyetin ne demek olduğunu bilen Öğretim Üyesi, sakin sakin “Ama bu durum resmi olamaz” diye laf anlatmaya çalışıyor!

Ama nafile!

Marketçi bağır-çağır!

Aklı başında olmayan biri olsaydı, bu gün orada kan gövdeyi götürürdü!

Belediyelerin, yardım çeki karşılığında marketçilere verdiği tavize bakar mısınız?

Üstelik ‘Deli Dumrul’ gibi otopark ücreti de tahsil ediliyor!

Birileri siyaset yapacak, rakısının yanında mezeyi ucuza getirecek diye çektiğimiz çileye bakın!

Nahifti, naif oldu!

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in içinden Selim Alan çıktı!

Halil Furat ve ekibinin gazıyla hızla Selim Alan olma yolunda ilerliyor!

Selim Alan’da Belediyeciliği bırakıp parti rozetiyle siyaset yapıyordu.

Teşkilatı birbirine düşürmüş, Zonguldak’ta herkesi herkesle kavgalı hale getirmişti.

Sonu da öyle rezil, malamat oldu!

“Dün bana destek veren arkadaşlar ‘mavi’ liste çıkardı demek ne demek?

Bu insanlar senin fan club yöneticilerin mi?

Belediye Başkanlığı seçiminde görevlerini yerine getirdiler, sen de Başkan seçildin!

3,5 yıl daha görev süren var.

“Ben Belediye Başkanı olmayacağım. İlçe Başkanı olacağım” diyorsan istifa et, aday ol!

Bölücülük niye yapıyorsun?

Dürünü niye fotoğraf karesine aldırıyorsun?

Ne kadar ayıp!

Mevcut İlçe Başkanı ile aday ilçe Başkanı yan yana basına poz verirler!

Dünürle niye mesaj veriyorsun!

Bırak örgüt kendi içinde demokratik bir şekilde yarışsın!

Benim tanıdığım Tahsin abi; nahif, tevazu sahibi, hoş görü sahibi, siyasi ve insani değerlere kıymet veren, babacan bir adamdı…

Her halde Selim Alan’ın oturduğu koltuğu kırklamadan oturdu…

Nahifti, naif oldu!

Harun Akın olamaz!

CHP’de herkes aday çıkarabilir!

‘Sarı’, ‘Mavi’ listeyi destekleyebilir!

Partiye kayyum atanmasına sebep olan İl Başkanı karışabilir!

Oğlunu, yeğenini torpille işe koyan, iş hanına imarı getiren karışabilir!

Partinin parasını iç edenler karışabilir!

DSP’den CHP’ye geçip Başkan seçilen taraf olabilir!

AK Parti’ye çalışanlar aday çıkarabilir!

Gazeteciler müdahale edebilir!

Sokaktaki çaycı müdahale edebilir!

CHP’nin muhalefette olduğu, kimsenin ayak basmadığı tarihte kapısını açan taraf olamaz!

Yıllarca İl Başkanlığı yapmış, Milletvekili olarak TBMM’de temsil etmiş bir isim taraf olamaz!

Erdemir’in Fransızlara satılmasını engelleyen, kentte (Havza-İ Fahmiye Kanunu) Mülkiyet sorununu çözmüş bir milletvekili taraf olamaz!

Zonguldak’ta Özel Sektör Madenciliğinin önünü açmış bir isim karışamaz!

Zonguldak dersine çalışmış, Zonguldak’ın sorunlarını içeren kitap yazmış Harun Akın, kongrelere taraf olamaz öyle mi?

Halil Furat olabilir!

Ciko Hasan olabilir!

Belediye BaşkanıTahsin Erdem olabilir!

Oğlu Emirhan Erdem olabilir!

Oğlu Seyithan Erdem olabilir!

AK Parti’li Ali Bektaş’a çalışan Kozlu şürekası olabilir!

Ama Harun Akın olamaz!

Ebru Uzun olamaz öyle mi?

Biraz vefa, biraz vicdan, biraz saygı, biraz el insaf, biraz edep yahu!

Uğur Dikensiz!

Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, skandal bir ödeme yapıyor.

15 Yıl önce sözleşme imzaladığı Alyans Grup Medya İnşaat Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şirketinin sahibi Üsame Yücebilgili, FETÖ’PDY operasyonlarında ülkeyi terk ediyor.

Şirketi Tanzaya’dan idare ediyor!

Devletin tüm kurumları gazete ilanı vererek alacaklarını tahsil etmeye çalışıyor.

Ama Üsame Yücebilgili’yi bulamıyor.

Enteresan bir şekilde Devrek belediye Başkanı Özcan Ulupınar, buluyor!

Oysa şirket batmış, sahibi FETÖ’den kaçmış!

İcra dosyası ilk 2022 yılında dönemin Belediye Başkanı Çetin Bozkurt’un önüne geliyor.

Çetin Bozkurt, ödemeyi yapmıyor, karara itiraz ediyor!

Özcan Ulupınar göreve geliyor, şak diye FETÖ’cüye ödemeyi yapıyor!

Akıl tutulması mı, FETÖ kardeşliği mi? bilmiyorum ama “Ödemeyi iade istedik” diyebiliyor.

“Batmış bir FETÖ’cü’den parayı nasıl alacaksınız?” diye soruyoruz.

Yanıt yok!

Hata diyeceğiz ama hata da değil!

Alacaklarını icraya veren Devrekli esnaflara “Mahkeme kararı bekleyeceksiniz” diyen Özcan Ulupınar, nasıl olurda FETÖ’cü firmaya ödeme talimatı verdirir?

Diyorum ya akıl tutulması değil bu!

Çetin Bozkurt, FETÖ’cü bir şirkete ödeme yapsaydı bu gün AK Partililer ve medya telefe koyar çalardı!

CHP Devrek İlçe Başkanı Muhasebeci Uğur Dikenli’yi her halde Özcan Ulupınar atadı!

Sesi, soluğu çıkmıyor!

Madem mükelleflerinden, ticaretinden korkuyorsun siyaset yapmayın!

Hırsızlık sadece mal-mülk çalmayla olmuyor!

Yanlış karşısında doğruyu savunmamak da, size inanan partili ve insanların umutlarını çalmak da hırsızlık değil mi?

Ya siyaset yapın, ya ticaret!

Siyasetin ticaretini yapınca böyle sırıtıyorsunuz!