Haber değeri yüksek bazı olaylar vardır.
Öyle olaylardır ki bunlar içerisinde terör örgütü bağlantısından tutun da kara para aklamayı, cidfi kamu zararını, lüks ve şatafatlı bir hayatı barındırır.
Habercilik açısından bu tür olayları habere dönüştürübilmek, ortaya atılan iddiaları resmi belgelere ve tanık ifadelerine dayandırmak oldukça zordur.
İşte tam da böyle bir olay yaşanıyor Ereğli'de.
Olayın kahramanı Ereğli'de hemen hemen her ortamda konuşuluyor ve tartışılıyor. Kamuoyunda müthiş bir merak var.
Sıradan bir kasabın genç yaşta edindiği serveti sorguluyor insanlar.
Öyleki bu kasabın Ereğli'de faaliyet gösteren lokantasında 30 liraya pilav, 50 liraya çorba sattığı herkesin dilinde.
Daha birkaç yıl önce yerel siyasetçilere işe girebilmek için ricada bulunan bu genç kasap bu aralar piyasa değeri yaklaşık 17-18 milyon lira olan Mercedes marka lüks bir araca biniyor.
TIR'ları, otobüsleri olduğu, ilçedeki cazip emlak yatırımlarından dairel aldığı söyleniyor.
Hal böyle olunca, kısa sürede büyük bir servet elde eden bu genç kasapla ilgili de birçok iddia atılıyor ortaya.
Kimilerine göre bu bir ticari başarı öyküsü iken, kimilerine göre ise Ereğli'de böylesine kısa bir sürede, böylesine bir zenginliğe ulaşmak yasal yollardan imkansız.
İddia o ki; Bu genç kasap arkadaşın ticaretteki hızlı büyümesinin arkasında ise FETÖ terör örgütü mensuplarının devletten kaçırdıkları sermaye yatıyor.
Konuşulanları dinliyoruz.
İddiaları yakından takip ediyoruz.
Bu aralar Ereğli'ye biraz ağırlık veriyoruz.
Halk arasında konuşulanlar ilginç.
İddialar çok önemli.
Diğer taraftan Ereğli Belediye Meclisi'nde görüşülen bir imar değişikliği maddesine 5 Ak Partili meclis üyesinin verdiği desteği gündeme taşımış, Akn Partili meclis üyesi olan ve İmar Komisyonu üyeliği görevini de yürüten müteahhit Tahsin Duru hakkında bir takım iddiaları gündeme taşımıştık.
TAHSİN DURU, AK PARTİ VE CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Haber Ereğli'de yankı uyandırdı. Onlarca telefon aldım.
18 uygulaması ile kaldırılan parseller.
Tarlaya yapılan inşaatlar.
Tahsin Duru'nun sosyal medya hesabında yer alan Ekrem İmamoğlu, Halil Posbıyık ve imar barışını hedef alan paylaşımlar.
Arı konulan bir ardiyenin bir anda villaya dönüşmesi.
Ada-parsel sorgulamalar, fotoğraflar.
Ve daha neler neler?..
SayınTahsin Duru bu iddialara sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla cevap vermiş. Oysa objektif gazetecilik gereği cevap hakkı bizde saklı. İstediği zaman cevap hakkını kullanabilir.
AK Partili müteahhit, meclis ve İmar Komisyonu Üyesi Sayın Tahsin Duru, yaptığı paylaşımda;
"Son günlerde bazı yayın organları ve kişisel sosyal medya hesaplarında paylaşılan şahsım ve meclis üyesi arkadaşlarım hakkında çıkan asılsız ve mesnetsiz haberlerle ilgili susma hakkımı hala kullanıyorum. Bunlarla ilgili yasal süreci başlattım ve hiçbir şekilde cevap vermedim. Yasal süreç sonunda benimde bir cevap hakkım olacaktır elbet. Kendi beyanım ve söylemim dışında haberlere itibar edilmemesini rica ederim" demiş.
Yine söylüyorum, Sayın Tahsin Duru istediği zaman TEMPO Gazetesi'nde cevap hakkını kullanabilir ve hakkındaki iddialara cevap verebilir.
Ben kendisini şahsen tanımam.
Kendisine karşı şahsi bir tavrım da yok.
5 Ak Partili meclis üyesinin CHP'nin yönettiği bir belediyenin imar değişikliğine destek vermesi haber değeri içerir.
Üstelik bir müteahhidin belediyenin imar komisyonunda üye olmasının bile haber değeri vardır.
Ben sadece Tahsin Duru'yu eleştirmiyorum. Ak Parti yönetimini de eleştiriyorum. Nasıl olur da Ak Parti'nin önemli bir imar değişikliği konusunda bir fikri, bir tavrı, bir duruşu ve Parti gurubu olarak ortak bir kararı olmaz?..
Nasıl olur da Ak Parti yönetimi meclis üyelerini böyle önemli bir konuda serbest bırakır?..
Yaşanan olaylar bize açıkça gösteriyor ki ya Ereğli Ak Parti yönetiminde bir disiplin sorunu var yada iddia edildiği gibi bazı meclis üyelerinin kişisel çıkarları bu kararda parti politikasının önüne geçmiş.
Yoksa bir veya bir kaç meclis üyesi, meclis gündemi için parti olarak gurup kararı alınması durumunda, istifa edeceğini söyler mi?..
Ortada bu kadar cevap bekleyen soru varken Sayın Tahsin Duru'nun, 'susma hakkımı kullanıyorum' demesi, mahkemeyi işaret etmesi ilginç doğrusu.
Paylaşımında haberlerle ilgili, 'asılsız ve mesnetsiz' demiş Ak Partili müteahhit ve İmar Komisyonu Üyesi Sayın Tahsin Duru...
Soruyorum kendisine, imar değişikliği maddesinde CHP gurubuna destek verdiğiniz asılsız ve mesnetsiz mi?
Sosyal medya hesabınızda bulunan Ekrem İmamoğlu ve Halil Posbıyık paylaşımları asılsız ve mesnetsiz mi?
Kepez Mahallesi'nde size ve ailenize ait araziler olduğu asılsız ve mesnetsiz mi?
Ak Parti iktidarının politikası olan imar barışını sert bir şekilde eleştirdiğiniz paylaşımınız olduğu asılsız ve mesnetsiz mi?
Ereğli Belediye Meclisi öncesinde Ak Parti'nin oylama için gurup kararı almadığı asılsız ve mesnetsiz mi?
Sayın Tahsin Duru kardeşim, susma hakkını kullanabilirsin, hatta beni mahkemeye verip, dava da edebilirsin. İstersen cevap hakkını da kullanabilirsin.
Tercih tamamen sana kalmış, saygı duyarız.
ZONGULDAK GENEL TİCARET FUARI VE NEJDET TISKAOĞLU
Zonguldak Valiliği, Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası ile ZONSİAD öncülüğünde Dedeman Otel'de kurulan fuar dün sona erdi.
Fuara şehirdışından katılan Zonguldaklı sanayici ve iş insanlarının yani sıra Zonguldak ve ilçelerinde imalat yapan firma sahipleri ile sohbet etme fırsatı bulduk.
Burada Nejdet Tıskaoğlu'nu tartışmak bence, ticaretine siyasete yem etmekten öteye gitmez.
Asıl tartışmamız geren mesele fuara dışarıdan gelen Zonguldaklı sanayici ve iş insanlarının kente bakışını, kentten beklentilerini ve imkan verildiği takdirde kent ekonomisine neler katabilecekleridir.
Mesela fuarda Halime Kırışık hanımefendi ile tanışma ve konuşma fırsatımız oldu. Kendisi Devrekli, İstanbulda ayakkabı imalatı yapıyor. Fabrikasında en az 65 kişi istihdam ediyor.
Halime hanim memleket özlemi ile yanıp tutuşuyor ve fabrikasını Zonguldak'a taşımak gibi bir hayali var.
Halime hanım para istemiyor, faizsiz kredi veya teşvik de istemiyor. İstediği bir tek şey var o da imalat yapabilecek bir yer.
Öyle ki, 'kullanılmayan, atıl durumda bir kamu binası olur, bir okul olabilir, hatta bu okul bir köyde bile olabilir, kiralayabileceğimiz bir arazi olabilir. Yer gösterildiği takdirde bu yıl fabrikamı Zonguldak'a veya herhangi bir ilçesine taşıyabilirim' diyor.
'Zonguldak'ta erkekler madende çalışıyor olabilir ama ben o madencilerin eşleriyle, kadınlarla ayakkabı imalatı yapabilirim. 1 ayda onlarca kadına eğitim verip bu işi öğretebilir ve aile bütçelerine katkıda bulunmalarını sağlayabilirim' diyor.
65 kişiye istihdam sağlayacak bir yatırımdan bahsediyoruz.
Halime hanim sadece bir örnek.
Hakime hanımı Zonguldak'a getirmek için OSB filan kurmak, dönemlerde arazi ayarlamak gerekmiyor. Gereken tek şey 300-500 metrekare atıl bir yapı bulmak. Köylerde atıl duran bir okulu adres göstermek.
Bu çok da zor olmasa gerek diye düşünüyorum.
Kentin siyasetçileri birbirlerinin kuyusunu kazmaya zaman harcayacaklarına, böylesine anlamlı ve Zonguldak ekonomisine katkı sağlayacak meselelere kafa yorabilirler.
Yani meseleye sadece Nejdet Tıskaoğlu üzerinden yaklaşıp, analiz etmeye çalışırsak, Zonguldak'a haksızlık etmiş oluruz.
Zonguldak'ın kalkınmasına katkı sağlayabilecek projelere çaba harcamak, milletvekili Ahmet Çolakoglu'nun Nejdet Tıskaoğlu fobisinden çok daha önemlidir diye düşünüyorum.
Yoksa Nejdet Tıskaoğlu bir gün gelir, 'lanet olsun' deyip tası tarağı toplayıp, arkasına bile bakmadan gider Zonguldak'tan.
Kazanam kim olursa olsun, kaybeden Zonguldak ve Zonguldak ekonomisi olur.
Onun için mesele tek başına Nejdet Tıskaoğlu meselesi değil, mesele Zonguldak meselesi.