Geri vites yaptı...
Şanzıman dağıttı...

Derken, Zonguldak siyaseti adeta geri giden, şanzımanı dağılmış, yoldan çıkmış bir otomobile döndü.

Bir tarafta iktidar partisinin il başkanına adıyla hitap eden, lakaplar takan siyasi nezaket ve üsluptan uzak bir belediye başkanı, diğer tarafta ise kendine yöneltilen üslup üzerinden belediye başkanına cevap veren bir il başkanı var.

Son iki basın toplantısında bizim ve kamuoyunun gördüğü manzara bu şekilde.

Ama yapılan açıklamalara baktığımızda ise perde arkasında diyalog halinde olan, yemek teklifi, çay-kahve teklifi yapan, istekte ve talepte bulunan bir ilişki sözkonusu.

Belediye Başkanı Tahsin Erdem İller Bankası'ndan kredi alabilmek için Ak Parti kurmaylarından destek istiyor.

Ak Parti'den Rombaki Konağı'nı istiyor.
Çöp depolama alanın oradan arsa istiyor.
Kadrosu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda olan Fen İşleri Müdürü'nün görev süresini uzatmak için yine Ak Parti'den destek istiyor.
Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Ak Parti İl Başkanı'nı yemeğe davet ediyor.
Ak Parti İl Mustafa Çağlayan, Tahsin Erdem'in ricası üzerine bakanlığı arıyor, TTK Genel Müdürü'nü arıyor.
Ak Parti Milletvekili Ahmet Çolakoglu İller Bankası için devreye giriyor.

Hal böyle iken Tahsin Erdem'in basın toplantısında söylediklerine bakar mısınız?

'Geri vites Mustafa!..'
'Karizması çizik Mustafa!..'
'Bundan sonra tüm işim gücüm sensin Mustafa!..'
'Benim korkmamı istiyorlar...'
'Hizmet etmemi engelliyorlar...'

Zonguldak'ın önüne başka bir gündem koyuyorlar, perde arkasında ise riyakar, talepler, yemek davetleri var.
Alınan krediler, uzatılan görev süreleri var.

Biz de sanıyoruz ki Ak Parti Tahsin Erdem'e siyasi baskı yapıyor, hizmetleri engelliyor, hatta tehdit ediyor.

Tahsin Erdem resmen aklımızla dalga geçiyor.
Hem kamuoyunu hem de bizleri salak yerine koyuyor.

Belediye Başkanı her aklına geleni, istediği gibi söyleyemez. Algı yapmak belediye başkanlarının görevi değildir.

Belediye Başkanı doğruları söyler.
Belediye başkanının başarısı doğru iletişim ve diyalogla eş orantılıdır.

Biz gazeteciler belediye başkanının ağzından çıkan her sözü, teyite gerek duymadan, tereddüt etmeden yazabilmeliyiz.
Çünkü belediye başkanı şehri emindir.

Ama son basın toplantısında yaşananlara baktığımızda anlıyoruz ki Tahsin Erdem'in açıklamaları, iddiaları kesinlikle teyit edilmeli.

Kenti imar etmekle yükümlü bir belediye, başkasının arazisine kiralaman, satın almadan ticarethane inşa edebilir mi?

Bizde Tahsin Erdem'e inanıp, güvenip soruyoruz, 'Başkana kim korku salıyor, başkanın hizmetlerini kim engelliyor, balıkçı esnafını kim mağdur ediyor' diye.

'Başkanı yanındayız, baskanı yalnız bırakmayız, hiç kimse, hiç bir kurum başkana korku sağlamaz, tehdit edemez' diye meydan okuyoruz.

Ama başkan çıkıp açıklamıyor kendine korku salanları...

Sonra çıkıp başkanın deyimiyle 'geri vites Mustafa' açıklama yapıyor. Talepler, ricalar, yemek davetleri, çay-kahve ikramları havada uçuşuyor.

Bakar mısınız siyasetin Zonguldak’ta geldiği noktaya.

Kime inanacağız, kime güveneceğiz?..
'Geri vites Mustafa' mı?
'Şanzıman dağıtmış Tahsin Erdem' mi?

Zonguldak siyaset tarihine hizmetleri değil, siyasetçilerin birbirine taktıkları lakapları not düşüyoruz.

Güler misin, ağlar mısın?

Zonguldak'ta iktidar partisi Ak Parti'nin başında 'geri vites Mustafa', belediyenin başında ise CHP'li, 'şanzıman dağıtmış Tahsin Erdem' var.

Zonguldak'ta bir tatafta işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, diğer tarafta bozulmuş yollar, kaldırımlar, trafik sorunu, ulaşım sorunu dururken...
Vitesi geriye takmış bir Ak Parti, şanzıman dağıtmış bir CHP var.

Belki kendilerinin birbirilerine taktıkları lakapları bu kenti yöneten siyasetçiler hak ediyor olabilir ama Zonguldak insanı bu kısır, çiğ ve seviyesiz siyaseti hak etmiyor.

Zonguldak insanı Tahsin Erdem'den liyakatlı kadrolarla sosyal ve şeffaf belediyecilik ile kaliteli hizmet bekliyor.

Mustafa Çağlayan'dan ise iktidarın nimetlerini milli eğitim, sağlık, kültür ve turizm, belediye gibi kurum gözetmeksizin Zonguldak'a getirmesini belliyor.

Her iki makamın da görev alanları, görev tanımları çok açık.

Onun için seviyesiz ve kısır siyaset yerine herkes görevini layıkıyla yapsın.

Ak Partili İl Başkanı vitesi geriye takarsa, Zonguldak da geriye gider.

Belediye Başkanı şanzıman dağıtırsa kentin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı da dağılır.

Partisi, makamı ne olursa olsun hiç kimsenin Zonguldaklıların aklıyla dalga geçmeye, Zonguldak'a zarar vermeye hakkı yok...