8 Ay AK Pati İl Başkanlığı’nın ardından 38 günde Milletvekili olan, Milletvekili olduktan 3 gün sonra da mağdur olduğu günlerde kol kola gezdiği gazetecilere ‘akredite’ soran Muammer Avcı tavrı üzerine samimiyetle söylemek istediklerim var.

Yaklaşık 10 yıl İl Başkanlığı görevini yapan Hamdi Uçar da, milletvekili olduktan sonra ilk yaptığı iş gazetecileri hakir görmekti.

Sonra; insanları ‘yerli, yabancı’ diye etnik kökenlerine göre ayrıştırdı.

Zonguldak adına söyleyecek bir sözü, hizmet yapabilecek bir becerisi olmadığı için şovenistliği siyasi sermaye olarak kullandı.

Kendi namına başarılı da oldu.

Ama Zonguldak insanını ayrıştırdı, kutuplaştırdı.

Sonra; kendi siyasi ekibini kurdu, sonra kendi zenginlerini yarattı.

5 Yıl masallarda yaşadılar.

O masallar alemini yazan bizleri de basın toplantılarında tehdit ettiler.

Birilerini batırma oyunları yapılırken, kendileri Ankara’da daire aldı, araç yeniledi, iki yıl kapalı olan restorant borçlarını ödediler.

Kaf dağından hükmediyordu.

Şimdi, çıktığı yere geri döndü!

Onun kibiri de böyle tezahür etti.

Hakkını helal eden var mıdır, yok mudur bilmiyorum!

Lakin kent ve Zonguldak çocukları şu haliyle tüm milletvekillerinden, yöneticilerinden, belediye başkanlarından, bürokratlardan alacaklıdır.

Sizlerde bu alacağı hükümetten tahsil etmeye yetkilendirilmiş milletvekillerisiniz.

Ama ‘dakka bir gol atar’ kimseye sormadan başarısız bir ismi İlçe Müdürlüğü’ne atarsanız sizlerle nasıl anlaşacağız?

‘Dün bir, bu gün iki’ sokaklarda gezdiğiniz, kahve içtiğiniz, dertleştiğiniz gazetecileri hakir görürseniz sizlerle nasıl anlaşacağız?

Gençlik Kolları, Kadın Kolları, İl Başkanı, teşkilat üyeleri, belediye başkanları ile koordinasyon kuramazsanız, akredite olamazsınız bu kente nasıl hizmet edeceksiniz?

Zonguldak’la helalleşecek misiniz, hesaplaşacak mısınız?

Zonguldak’ın son 5 yılı daha ipe sapa gelmeyen kavgalarla geçti.

Bir 5 yıl daha beceriksizliğini kentte çıkardığı kavgalarla örtbas eden milletvekilleri istemiyoruz.

Kendi adıma buradan deklare etmiş olayım.

Kentle helalleşmeye hazır olan siyasi kadro ve yapılardan yana tavır alacağız.

Milletvekilinin dolandırıcı ağabeyi!

ERDEMİR’in 500 işçi alımı için işçi simsarları harekete geçti.

Ereğlili arkadaşımız Mustafa Uysal, bazı esnafların ERDEMİR’in %30 konjentan verdiği Türk metal Sendikası’nın da adını kullanarak simsarların 300-350 bin TL aralığından rüşvet istediği minvalinde bir yazı paylaştı.

Lütfen o yazıyı açıp okuyun, altına yorum yapan onlarca Ereğlili bu iddiaların doğru olduğuna yönelik paylaşım yaptı.

Bir sosyal medya yorumcusu “Hiç şaşırmam. GMİS Armutçuk Şubesi eski yöneticilerinden biri bu iş için in hapis yattı, şimdi daha güçlü, sanırım Ankara'da ofis açmış!" yorumunda bulundu.

Bahse konu kişinin AK Partili bir milletvekilinin ağabeyi olduğu iddia ediliyor.

Bir çok işçi arkadaşını bu yöntemle dolandırmış ve hapis cezası aldıktan sonra kentten uzaklaştırılmış.

Günlerdir bu dava dosyalarına ulaşmaya çalışıyorum.

Ulaştığımda sizlerle paylaşacağım elbette…

Yani Ereğli’de kıyamet kopuyor.

Kendi sandığında 120 kişiden 59 kişinin oyunu alan AK Parti Zonguldak Milletvekili Av. Saffet Bozkurt ise TTK Kandilli lojmanlarının satışa çıktığını duyuruyor!

Enteresan değil mi?

İşçi simsarlarına ilişkin tek kelime etmeyen Milletvekili Bozkurt’un TTK Genel Müdürü gibi lojman ihalesini duyurması size de ilginç gelmiyor mu?


Kıssadan hisse:

Günün birinde Kartal bir tavşanı kovalıyor.

Tavşan kaçıyor, en sonunda bir tane toz böceğine sığınıyor.

Toz böceği de, toz yani!

 “Böcek kardeş benim yavrularım var. Beni kartal yiyecek, çocuklarım açlıktan ölür, ne olur beni kurtar” demiş, yardım istemiş.

Kartal gelmiş tabi, büyük bir kibir!

Tavşanı tam alacak, toz böceği demiş ki, “Yapma! Bana sığındı onun yavruları var. Onu bağışla” demişse de Kartal dinlememiş.

Tavşanı gagasıyla kaptığı gibi yemiş.

Kartala gücü yetmeyen toz böceği, çok içerlemiş.

Toz böceği düşmüş kartalın peşine!

Nerede yuva yapıyorsa gidiyor, yumurtasını deliyormuş.

Kartalın artık yavrusu olmuyormuş.

Tabi kartal merak ediyor, bu nasıl oluyor diye.

Toz böceğinin yaptığını anlıyor.

Gidiyor buluyor toz böceğini.

Ama pençe atması mümkün değil, gagalaması mümkün değil. Adı üstünde toz böceği, gücü yetmiyor.

Diyor ki; böcek kardeş benim yumurtalarımı ne olur delme, benim neslim tükenmesin.

Toz böceği, “Bir tavşan benim yanıma geldi, senden bana sığındı. Onu bağışlamanı istedim. Ama dinlemedin. Dünyayı sen yaratmıştın, beni dinlemedin. Tavşanı yedin. Sana ceza olsun, nereye yumurta yaparsan onu deleceğim, sen o gün beni hakir gördün tavşanı bağışlamadın! Hadi bakalım!” demiş.