Zonguldak Belediye Başkanı ve AK Parti adayı Selim Alan katıldığı bir canlı yayında ‘Benim için hiç bir şey yapmadı diyenlere en azından 11 katırı emekli yaptığımı  söylerim’  mealinden esprili bir açıklamada bulunmuş.

Ancak Selim Alan’ın hakkını teslim edelim..

Bu dönem, "Hatırlılara ihale, Katırlara emeklilik" olarak çok dan hafızalara kazındı bile!

2,5 Ayda, 4-5 Ankaralı hurdacıya Zonguldak’ın milyonlarını peşkeş çektiğini de ilave edelim!

İmar Revizyon Planlarını hazırlayan Ankara’lı firmaya getirilen ve milyonlar ödeyen arsa sahiplerini de unutmayalım, değil mi?

İhale verdiği arkadaşlarının karılarını da işe aldığını da yazalım!

Altlarında lüks araçlarla işlerine bir zahmet gittiklerini de not edelim!

Gariban işçiyle de boksör Özel Müdür’ünün de özel ilgilendiğini de hatırlatalım!

Sadece katır olur mu?

Haksızlık etmeyelim hani!
 

CHP-İhanet!

CHP’nin esamesi okunmadığı yıllarda bile bu denli ayağa düşmemişti.

Listeye giremeyenler, CHP Merkez İlçe Başkanı Osman Zaimoğlu’na sinkaflı cümleler ediyor.

Partide; sandalyeler, yumruklar, küfürler hava uçuşuyor!

Zaimoğlu’nun talep ettiği paralar konuşuluyor!

Daha düne kadar Harun Akın’ın siyasetini bitirmek için Ebru Uzun’u sandıkta bırakmak için Osman’cı oldular!

Meclis Üyeliği dağıttığı için Osman’cı oldular!

Selim Alan’a yakın, işimizi gördürürüz diye Osman’cı oldular!

“Osman Zaimoğlu, AK Partili Selim Alan’ın parti içine yerleştirdiği Truva atıdır” diye uyardığımızda bize kızıyorlardı!

“Harun Akın’ı tarihe itmek için Ebru Uzun’u indirirseniz ihaneti yaşayacaksınız” dedik.

Bizi, ‘Harun’cu, Ebru’cu’ ilan ettiler!

Oysa biz, o gün ‘İhanete ortak oluyorsunuz diyorduk!

O gün Osman’cı olanlar, bu gün hain olduğunu söylüyor!

Bu gün ceplerinde istifa ile geziyorlar!  

CHP ile hesaplaşacaklarını söylüyorlar!

Asıl CHP’nin kendi içindeki hainlerle hesaplaşması gerekiyor mu?
 

Meclis değil, trol ordusu istiyor!

Çaycuma Başkanı ve CHP adayı Bülent Kantarcı’nın taahhütname karşılığı Meclis Üyeliği dağıttığını ve Meclis üyelerinin iradelerini tahakküm altına alan taahhütnamesini yazmıştık.

‘Diğer faaliyetler’ bağlığı altındaki 4. Maddesi de oldukça ilginç!

Meclis Üyelerinden sosyal medya da onu savunmasını yani trollük yapmalarını da istiyor!

Kendine bağlı bir teba yaratmaya çalışıyor!

Oysa Belediye Meclis’leri, Belediye Başkanlarını da kontrol etsin diye teşekkül ediyor!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu sistem böyle!

Ama Kantarcı, biat eden adamları istiyor!

Değil Atatürk, kalpağı bile bunları sopayla kovalar!
 

Garipleri yakarak öldüreceksiniz!

İki gün önce Çınartepe mahallesinde ihtiyaç sahibi bir vatandaşımızın evi, kömürün içindeki taşın patlaması nedeniyle yandı!

Zonguldak Valiliği meselenin büyümesini istemedi!

Seçim arifesinde hükümete zeval gelmesin!

Ama Devlet baba fakire yardım edeyim derken, yakar mı?

İyi ki can kaybımız olmadı!

Fakirin derme çatma evi de kül oldu!

Yazık günah değil mi?

Ödenen milyonlara, fakirin canına-malı yazık değil mi?

Vallahi kimse bunun hesabını veremez!

Zonguldak’ın insanı da, sobası da taşkömürüne ayarlı!

Gelen kömürlerin linyit olduğu söyleniyor!

Evvelden bizde taşkömürü bulamayınca linyit yakardık!

Çin eziyeti gibiydi, çoğu zaman da yakamazdık!

Ama bunlar bildiğiniz taş!

Hem de evini barkını yakan taş!
 

Bizim damattan bir şey olmaz!

AK Parti’ye iki kez ihanet ettikten sonra Belediye Başkan Adayı yapılan İbrahim Sezer, Ereğli’de tartışma konusu oldu.

Sosyal medyaya taşınan tartışmada, aileyi yakından tanıdığını iddia eden bir bayan şöyle yazıyor; Rahmetli kayınpederi Hasan amca, ‘Bizim damattan bir şey olmaz samimiyetsiz’ demişti.

Diğeri de, “İbrahim bey yaşattığını bu sefer yaşayacak. Her seçimde Halil Posbıyık’ı desteklerdi kapalı kapılar ardında, az toplantılara katılmadı”

Rahmetli Hasan amca, damadının karakterini biliyormuş!

Onu anladık!

Ama…

Şimdi kim, kime çalışacak onu anlamadık!

AK Parti’yi Halil Posbıyık’a yatıran irade kim?

AK Parti’nin başını kim tuttu?

Milyonların havada uçuştuğu Ereğli siyaseti çok derin!

Ama sonuç şimdiden belli!
 

Tasarruflu hovardalık dönemi!

Son yıllarda Belediye Başkanları tek bir maaşla çok şımardı!

Biri belediyenin üst katında basılıyor!

Diğeri alt katında!

Bazıları itfaiyede!

Tek maaşla eşlerine bakmaları mümkün değil!

Ama çocuklarını Kıbrıs’ta özel okulda okutuyor, Avukat yapıyorlar!

Karılarına kafeterya açıyorlar, genç personelle seminer yapıyorlar!

Çoluk-çocukların altlarında lüks araçlar!

Karılarının üzerlerine Kozlu’dan 4 daire, İstanbul’da ev, Ege’de yazlık!

Ama ekonomi bozuldu, enflasyon yüksek!

Haliyle onlarda tasarruflu hovardalığa geçiş yapmışlar!

Maaşını belediye veriyor, Başkanlar seviniyor!

Daha neler göreceğiz!