Birkaç yıl önce Selim Alan, tarafından taciz edilerek bin bir ali cengiz oyunu ile görevden aldırılan Mustafa Çağlayan kendisini bu duruma düşüren Selim Alan’ın bugün en büyük destekçisi en büyük savunucusu konumunda.

İnsanın tabiatına uygun olmayacak şekilde celladına aşık olma psikolojisi mi desek, yoksa başka bir şey mi anlamak mümkün değil?

İnsan koltuk uğruna kendisini kötü duruma da düşürerek görevden aldıran kişi ile bir süre sonra bu derece bağlanarak yol yürür mü?

Yada içinizden kaç kişi böyle bir dönüş yapabilir?

İlçe Başkanısınız gazetelerde her gün aleyhinize yazılar yazdırılıyor.

Bu yazılar genel merkeze götürülüyor. Görevden aldırılıyorsunuz. Yapanlar da belli.

Bir süre sonra tekrar İl başkanlığı koltuğu uğruna hepsini sineye çekiyor ve size bunları yapanlar ile yol yürümeyi içinize sindiriyorsunuz. Tekrar Belediye Başkanı adayı olsun diye Ankara da, İstanbul da didiniyorsunuz!

Siz yapar mıydınız?

Yada kaç kişi bunu yapabilir bunu sindirebilir.

“Yok davaymış”,  “yok davaya ihanet” etmekmiş masallarını kimse yemiyor.

Yakın çevresine “Sinirlerimi 31 Mart’a kadar aldırdım. 1 Nisan’da herkes yaptığının karşılığını alacak” diyen biri ile üstelik!

Yenilen darbelere rağmen abartılı bir şekilde sarılarak birlikte yol yürümenin açıklaması dava mava olamaz.

Biz çözemiyoruz.

Anlayan varsa beri gelsin!

Hani iki yeğenini işe koysan, onun telkin ve baskılarıyla kamu kurumlarına çamaşır suyu versen, en son kendi eşini de Belediye’ye işe yerleştirsen belki anlaşılabilir bu bağlılık!

Ama seni iftiralarla görevden aldıran kişi ile bu bağlılık AN-LA-ŞI-LA-MI-YOR.

Dava mava dışında bir açıklaması olan anlayan varsa bize de anlatsın.

Yada Başkan kendi anlatsın da bu aşkı herkes anlasın.

Yoksa, asaleti bir türlü gelmeyen Mustafa Çağlayan elinde salladığı hurda raporuyla Selim Alan’ın avukatlığını yaptığı görüntüyle akıllarda kalacak!