45 Bin insanımıza mezar olan kumdan yapıların sorumlusu olarak kaçmayı beceremeyen müteahhitler tek tek gözaltına alınıyor.
Peki depremde ölen insanlarımızın katilleri sadece müteahhitler olabilir mi?
Bakın bu gün evrakları elimize ulaştı.
Cennet köşesini, beton cehennemine dönüştüren, sahile yaptığı kaçak binayı bile ‘imar affı’ ile yasallaştıran Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal’a ‘zincirleme görevi kötüye suçundan’ dava açıldı.
İmar ve Şehircilik Müdür Vekili Muhammed Acar’da aynı davada sanık olarak yargılanacak.
Doğrusu bu değil mi?
Suçlu olan müteahhitleri yargılayalım, en ağır cezaları verelim.
İyi de hırsızlığa teşvik edenin hiç mi suçu yok!
Ruhsatı veren makamların hiç mi suçu yok!
Devletten aldığı maaşı hiç yemese, kenara koysa yaşayamayacağı hayatı yaşayanlar ne olacak?
Milyonluk araçlar, milyonluk daireler alan Devlet memurları, Belediye Başkanları, İmar Müdürleri, Fen İşleri Müdürleri, Satın Alma Müdürleri var bu memlekette.
Rüşvet almayanın avanak, beceriksiz, zeka yoksunu sayıldığı bir devire geldik. 
Devlet, “Nereden buldun” dese, tüm yolsuzluklar dökülür ortaya!
Sormayınca, işimiz Allah’ın adaletine böyle kalıyor işte!
Haramın korkunç tahribatı ile yüzleşiyoruz.
*
Bu gün bir büyüğümüzün gönderdiği fıkra ile biraz olsun tebessüm edelim.
Zamanın birinde deprem olmuş.
Hakim, savcı, mahkemeyi kurmuş.
Tutuklayacak müteahhit arıyorlarmış.
Ama nerede müteahhitlerin hepsi kaçmış!
Haki, savcıya, “Ne yapacağız şimdi” demiş.
“Madem mahkeme kuruldu, o zaman formalite yapalım, inşaat kumunu tutuklayalım”
Kumu çağırmışlar mahkemeye…
“Seni tutuklayacağız” demişler!
Kum; Hakim bey beni tutuklayamazsın, ben sadece sıvayı yaptım!
Hakim; Doğru diyorsun, sen beraat ettin. Peki kim suçlu” diye sormuş.
 “Çakıldır, ana madde odur” demiş.
Hakim; Çağrın çakıl gelsin!
Çakıl’ı getirmişler, başlamış ağlamaya! 
“Evet hakim bey ben ana maddeyim ama bizi bir araya getiren çimentodur. Onu tutuklayın” deyince Hakim, çimentoyu çağırın demiş.
“Tamam ben bir araya getiriyorum ama hepimizi bir araya tutuşturan demir var. Beni değil, onu tutuklayın” demiş.
Hakim; çimentoya da beraat vermiş.
“Çağırın demiri gelsin” demiş.
Demir huzura gelmiş…
Hakim; “Seni tutukluyorummm!” demiş.
Demir, gayet kendinden emin; Hakim bey beni tutuklayamazsın
Hakim; Niye?
“Çünkü ben olay mahalinde yoktum”
*
Oflu, Bayburtlu ve Rizeli ortak bir inşaat yapar.
Sabah olmuş, inşaat yıkılmış!
Rize başlamış ağlamaya, “Gitti canım demirlerim, çeliğim”
Bayburtlu da “Gitti kumum, çakılım” diye ağlıyormuş.
Oflu da oturmuş yanlarına, atmış bacak bacak üstüne, 
“İyi ki çimento koymadık yoksa habular gibi ağlayacağuduk” demiş!

Yüzde 300 kar!

"Yeterli kâr olunca sermayeye bir cesaret gelir. 
Güvenli bir yüzde 10 kâr ile her yerde çalışmaya razıdır; 
Yüzde 20, iştahını kabartır!
Yüzde 50, küstahlaştırır!
Yüzde 100, bütün insani yasaları ayaklar altına aldırır!
Yüzde 300 kâr ile, sahibini astırma olasılığı bile olsa, işlemeyeceği cinayet, atılamayacağı tehlike yoktur." (Alıntı)