Bu topraklara gelirken, halkın önünde eğilmişlerdi!

Yerli kömür işletmeleri ile paydaş olacaklarını, üretimi artırıp, göçü tersine çevireceklerdi!

Zonguldak çocuklarını çalıştıracaklardı!

Santral kurulurken önlem alacaklardı!

İhtiyaçlarını Zonguldaklı firmalardan temin edecek, kentin ekonomisine katkı vereceklerdi!

Santral bitti!

Seçim yardımı verdiği birkaç siyasetçiyi satın aldı!

Eren Enerji, vadettiği topraklara sırtını döndü!

İthal kömür getirdiği limandan uyuşturucu çıkıyor!

“Ne oluyor o limanda” diyen olmuyor!

Zehrini, külünü rastgele salıyor, kükürt oranı yüksek kömür yakıyor.

Şehirden çıt çıkmıyor!

Zonguldak çocuğunu sendikasız ucuz çalışıyor, istediği zaman kapının önüne koyuyor!

Sendikacılardan, politikacılardan çıt çıkmıyor!

O yüzden kendilerini kentin sahibi zannediyorlar.

Şimdi herkes aptal, Eren Enerji çok kurnaz ya!

Kamuoyunda PR çalışması yapmaya yelteniyor…

Bu toprakların ürünü Rödevans işletmelerinin deprem bölgesine gönderdiği maden işçileri üzerinden şov yapmak istiyorlar…

Ama sert kayaya çarpmışlar.

Erdinç Kargidan karşı çıktı!

İsmail Ofluoğlu’nun tepkisi daha sert oldu!

“Biz personellerimiz ve ülkemiz için gereğini yaparız. ‘Türkiye İçin Tek Yürek’’ programı bağış yağmuruna tutulur iken nerelerdeydiniz Türkiye tek yürek olmuş hayırda yarışıyor! Gelecek ajandasında 4 MİLYAR DOLAR CİRO hedefleyen Eren Enerji’den ses çıkmıyor. Siz hani önce Türk, sonrasında Eren’diniz?” dedi.

Ve ekledi;

‘Servetinizi borçlu olduğunuz bu topraklara karşı üstünüze düşeni yapın!’

Yani Zonguldak diyor ki; Sosyal sorumluluk projesi adında Zonguldak’ı zehirleyip, onkoloji servisinde yatan çocuklarımıza oyuncak dağıtmayın!

Maden işçisini ucuz şovlarınıza alet etmeyin!

Zonguldak’a verdiğiniz sözü tutun!

İnsan düzelince dünya düzelir…

Bir baba, uzun süredir üzerinde çalıştığı projesini hafta sonu bir kez daha gözden geçirerek tamamlamak niyetindeydi.

Yedi sekiz yaşlarındaki oğlu ise, babasından kendisini dışarıya çıkarıp gezdirmesini istiyordu.

Baba, yarım saatlik bir işinin olduğunu, işi bitirir bitirmez çıkacaklarını söylese de çocuk hemen çıkmak için ısrar ediyordu. Çocuğu bir süreliğine meşgul edecek bir şey arayan baba, eline geçirdiği dünya haritasını parçalayarak çocuğa verdi ve parçaları bir araya getirerek haritayı düzeltmesini istedi.

Baba, çocuk haritayı düzeltmek için epeyce uğraşır, bu arada ben de işi tamamlarım diye düşünürken çocuk: Baba, düzelttim, diyerek geldi.

Baba şaşırmıştı, bu kadar kısa sürede nasıl yaptığını sordu.

Çocuk: -Haritanın arkasında bir insan resmi vardı, insanı düzeltince dünya da düzeldi, cevabını verdi.

Çocuk, belki de farkında olmadan veciz bir söz söylemişti:

“İnsan düzelince dünya da düzeldi.”