Avrupa basınında “Türkiye iflas etti” diye haberler çıkıyor.
İngiliz ordusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Kahramanlık’ payesi verdiği Maraş’ta Sahra hastanesi kuruyor.
Fransa, Hatay ve Adıyaman’a!
İtalya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hatay benim şahsi meselemdir” dediği Hatay’da!
İsrail’in önde gelen Yahudi din adam Haham Eliyahu, Türkiye’de deprem felaketi için “Topraklarımızı işgal edip bizi denize atmak isteyen çevremizdeki ulusları tanrı yargılıyor” diyor.
Depremde ölenleri Firavun’un ordusuna benzetiyor!
İngiliz, İndirme paraşüt Komando Birliği deprem bölgesine sevk edilmiş.
Gelen askerlerin medikal alayından olduğu söyleniyor.
Ama gelenler paraşütçü komando askerleri!
Bundan iki yıl önce Libya’lı Hafter’in sözcüsü, “Çok yakında Tüm dinler Türk’lere karşı savaşacak” demiş!
İki yıldır Türkiye’deki stratejist ve siyaset bilimcileri depremle birlikte Türkiye’nin işgal edilme olasılığından söz ediyor!
Diğer yandan Ege-Marmara-İstanbul depremi bekliyoruz!
Öte tarafta binlerce insanımız hala enkaz altında, binlercesi yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmış.
Şimdi biz neyin kafasını yaşıyoruz anlamak mümkün değil.
Türk halkı, deprem yaralarını mı sarsın?
Her fırsatta tarihin intikamını alacağını bar bar bağıran Haçlı ordularının düşmanlıklarına mı hazırlansın?
Yoksa Devlet ve halkın üzerinde tepinen siyasetçilerine mi kızsın?
*
12 Şubat 1923’te Haçlı’ları kovan Maraş’ın, 7 Şubat 1975’te ‘Kahraman’ payesi verilen, 6 Şubat 2023’te 9 ilimizle birlikte büyük yıkım yaşayan Kahramanmaraş’ın “Yedi güzel adam” şairlerinden Erdem Bayazıt’ın bu gün çok daha anlam bulan “Diriliş Saati” şiiri ne diyordu; 
“Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede
Karanlığı emip emip de gebe kalan
Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan
Herkesin
Veba girmiş bir şehrin hem halkı
Hem seyircisi olduğu bir günde
Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke.
Her damlası bir zafer müjdecisi
Bir posta eri gibi
Yağmur yüzümüze değince
Çıkacağız yola.
Çıkacağız yola
Hesap günü gelince
Yağmur yüzümüze değince
Güneş bir mızrak boyu yükselince…”
*
Ve depremde yerle bir olan Osmaniye doğumlu, modern zamanın metafizik şairlerinden Rahmetli Sezai Karakoç’un, tüm zaman ve mekanlara hitap eden o şiiri ile bitirelim.
“…. 
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır”
Allah hepimizin yardımcısı olsun!